"الفينة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Arada
        
    • sırada
        
    • sıra
        
    • mi gidiyormuş
        
    Arada bir güzel öğlen yemeği yiyemeyeceksen, ne anlamı var ki? Open Subtitles ما الفائدة إن كنتُ لن تحظى بغذاء لطيف بين الفينة والأخرى؟
    Arada sırada, akşam yemeğimle birlikte... ikinci kadeh şarap içmişliğim olmuştur. Open Subtitles كنت معروفاً بتناولي كأسين من النبيذ أثناء عشائي بين الفينة والاخرى
    Ama Arada sırada, bir nokta mutasyonu bir hücredeki önemli bir yeteneği aksatır veya bir hücrenin zararlı şekilde yanlış davranmasına sebep olur. TED لكن بين الفينة والأخرى، تعرقلُ الطفرة النقطية قدرة مهمة في الخلية أو تؤدي إلى سوء تصرف الخلية بطرق ضارة.
    Ara sıra darbe alır ve içinden bir parça kopardı. Open Subtitles بين الفينة والأخرى، وهو يتعرض للضرب كان ينضرم بداخله شيئًا
    Ne yani, Gus ayda yilda bir eski bir kartel ortagini ziyarete mi gidiyormuş? Open Subtitles إذن ماذا، بين الفينة والآخرى، يزور (غاس) أحد معاونين الزعيم القدامى؟
    İnsan Arada arkadaşlarını da düşünmeli. Open Subtitles على المرء أن يُفكّر بأصدقاءه بين الفينة والأخرى.
    Arada bir haklı olabiliriz, ama gerçekten nadiren. Open Subtitles قد نكون محقين بين الفينة والأخرى لكن نحن نادراً نعدل
    Ama böyle olsa bile, çift olarak yaşamak Arada sırada biraz çapkınlık yapmaya engel değil. Open Subtitles لكن رغم ذلك، العيش كزوجين لا يمنع خيانة بسيطة بين الفينة والفينة.
    "Arada bir kendini sal gitsin, Open Subtitles اصرف ذهنك، بين الفينة والأخرى، عن كلّ شئ
    Arada bir onları parka götürüp öğleden sonrayı orada geçirebilirsin. Open Subtitles تستطيع اصطحابهم إلى المتنزه بعد الظهر بين الفينة والاخرى
    Belki Arada sırada gülümsesen bahşiş veririz. Open Subtitles ربّما سنعطيك البقشيش إذا إبتسمت بين الفينة و الأخرى
    Fakat, o karanlık zamana dönüp de baktığınızda ki bence, Arada sırada bakmalıyız... Open Subtitles ولكن عندما تجولون بنظركم إلى ذلك الوقت المظلم كما أرى أنه ينبغي لكم بين الفينة والأخرى
    Selam Meg. Arada sırada içindekileri dökmekten hoşlandığını biliyorum Open Subtitles ميج , أعلم مدى حبك للتنفيس عن الغضب بين الفينة و الأخرى
    Adamın tekiydi. Arada sırada gelir. Sarı saçlı. Open Subtitles رجل يأتي بين الفينة و الأخرى أشقر الشعر و لديه ندبة على وجهه
    Ara sıra uğra. Ne kadardır burada olduğuma bakarsın. Open Subtitles قم بالمرور بين الفينة والأخرى لترى مدى ثباتي
    Ara sıra... kafanı mikroskobun önünden kaldırmalısın. Open Subtitles بين الفينة و الأخرى يجب عليك أن ترفع رأسك من تحت المجهر
    Ara sıra benim metotlarımı deneyemez miyiz? Open Subtitles ألا نستطيع تجربة أشياء على طريقتى بين الفينة والأخرى؟
    Ne yani, Gus ayda yılda bir eski bir kartel ortağını ziyarete mi gidiyormuş? Open Subtitles إذن ماذا، بين الفينة والآخرى، يزور (غاس) أحد معاونين الزعيم القدامى؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more