| Küçük ayak Keskindiş konusunda yanılmıştı, ama diğerleri onu takip etti. | Open Subtitles | القدم الصغيرة كان مخطىء بخصوص ذو الأسنان الحادة لكن الآخرين تبعوه |
| Aklına bazı isimler gelmiyor mu? Lock Ness, Koca ayak. Kar adamı. | Open Subtitles | فكر في هذه الأسماء، وحش البحيرة، ذو القدم الكبيرة، رجل الثلج المريع |
| Sadece gördüklerimi söylüyorum. ayak kesilmiş olsaydı ilik, yerinde olurdu. | Open Subtitles | لو ان القدم قطعت لكان نخاع العظم لا يزال سليما |
| Senin ayağı görelim madem. İşte böyle, hadi Koca ayak. Göster. | Open Subtitles | حسناً هل يمكننا أن نرى القدم ها هو صاحب القدم الكبيرة.هيا |
| 1875 yılında, Harvard ve Yale ilk Amerikan kurallı futbol oynadılar. | TED | في ١٨٧٥، جامعتي هارفرد و ييل لعبتا إحدى ألعاب القدم الأمريكية. |
| Kendinden ızgarası, güveç göstergesi, ütü masası ve burda da ayak yıkama küveti var, bayanlar tüm gününü önünde geçirdiği için. | Open Subtitles | لديه أربعة عيون و مؤشر للحرارة, و طاولة للكي و حوض لنقع القدم و طالما أنكِ امرأة فستقضين اليوم كله أمامه |
| Ortada bozulan bir kamera var, yağmurla temizlenen ayak izleri... | Open Subtitles | لقد وجدنا عطل في الكاميرا و تم جرف بصمة القدم |
| - Daha önce bir kıza ayak masajı yaptın mı? | Open Subtitles | هل سبق لك أن اعطيت فتاة فرك القدم من قبل؟ |
| Tıpkı UFOlar, koca ayak veya Delaware şehirinin gerçekte var olmaması gibi. | Open Subtitles | مثل الأجسام الغامضة أو صاحب القدم العملاقه أو ان دالاوير غير موجوده |
| Evet, Koca ayak'ı katil gibi göstermek için olay yerini mi kurguladı? | Open Subtitles | أجل، وافتعلوا مسرح الجريمة لجعله يبدو وكأنّ ذو القدم الكبيرة هُو القاتل؟ |
| ayak parmağında kıvrılma, sırtta kamburlaşma ve elbette tırnak batırma. | Open Subtitles | تشنج اصابع القدم , تقوس الظهر و بالتأكيد خربشة الاظافر |
| Dokunun durumuna dayanarak söylersek, ayak 24 saatten daha az bir zamandır suda. | Open Subtitles | بناء على حالة النسيج، فإن القدم كانت في الماء لأقل من 24 ساعة |
| Üç gün boyunca yatağın altında kesik bir ayak mı saklıyorlar? | Open Subtitles | يتركون القدم المبتروة ل3 أيام تحت السرير ؟ هذا ما كُتب |
| Şimdi, çözmemiz gereken soru, dağıtılmış ayak nasıl genel olabilir? | TED | والآن، السؤال الذي نطرحه هو، مامدى عمومية هذه القدم الموزعة ؟ |
| Bir saat önce, bir ayağı darağacında diğeri muz kabuğundaydı. | Open Subtitles | قبل ساعة كانت قدمه على حبل المشنقة و القدم الأخرى على قشرة موزة |
| futbol hayranı olduğum bir gerçek, bu yüzden büyürken birkaç antrenörüm vardı | TED | كوني مشجعاً لكرة القدم ليس بسرٍّ، لذلك خلال نشأتي حظيت ببعض المُدرّبين. |
| Görüyorsun ki bacağım onun içine girmez. Makası alıp bacak kısmını kes. | Open Subtitles | انت تعرف انك لا تستطيع إدخالهم فى تلك القدم |
| Bir seferinde de bacağı incinmişti, sağlam bacağının üstünde zıplıyordu. | Open Subtitles | ومرة أخرى، كانت قدمها مصابة، وكانت تحجل على القدم السليمة |
| Birleşik krallıkta iki eski suçtan dolayı dava edildim. | TED | أنا حوكمت فى الواقع بقانونين شديدى القدم فى المملكة المتحدة. |
| ayağını buraya çıkar, kameraya bak. Ve rahatla. Şöyle. | Open Subtitles | ضع القدم هنا ، أنظر إلى الكاميرا و استرح ، هكذا |
| Sol ayağın tarak kemiğinde ve orta cuneiform'da ezilme çatlakları var. | Open Subtitles | في القدم اليسرى يوجد كسور مُحطمة لأمشاط القدم للعظم الإسفيني المتوسط |
| Bu teknede aileler vardı, omuz omuza ve ayak ayağa sıkışmışlardı. | TED | كانت هناك عائلات على هذا القارب محشورة معاً كتفاً بكتف القدم بجوار القدم |
| Sağ ayakla dön, sola tekmele... ve oradaki hedefi vurmak için başını çevir. | Open Subtitles | تمركز على القدم اليمنى واركل باليسرى وتلف رأسك بسرعه لترى اين الهدف |
| Fregat kuşları, Kırmızı ayaklı sümsükler ve Hazar deniz kırlangıçları. | Open Subtitles | طيور الفرقاطة ، والأطيش أحمر القدم و خطاف بحر قزوين. |
| Böylesine hafif ayakları zedeler mi hiç hayatın dikenli yolları. | Open Subtitles | هذه القدم الخفيفة لن تبلى أبدا الصوان الابدية |
| Bunlar ağır şekilde soğuktan donmuş ayaklar, ve burnun soğuktan donması. | TED | هذه بعض لدغات الصقيع الشديدة على القدم وهنا أُخرى على الأنف |
| Caribbean'da atlet ayağına sahip bir müşterim vardı. | Open Subtitles | كان لدى زبونه أصيبت بفطريات القدم فى الكاريبيان |