Şerif'in merhameti yok. Sempatisi ya da acıması hiç yoktur. | Open Subtitles | المارشال لا يعرف الرحمة إنه لا يتعاطف، إنه لا يرحم |
O önceki Şerif Duncan'la ilgili meseleden beri... bu iş tamamen çığırından çıktı. | Open Subtitles | ليست الأرباح هذا العمل كله ساء منذ التعامل مع ذلك المارشال السابق دنكان |
Bu Marshall bölgesine beni alabilirsin, aksi takdirde bir çalışma yapamam. | Open Subtitles | أقصد , يمكنك أن تأخذني لمكان المارشال وإلا أنا رجل مشغول |
Belgrat'ta, Yugoslavya başkanı Mareşal Tito tarafından bir Tesla Müzesi açıldı. | Open Subtitles | افتتح متحف تيسلا في بلغراد من قبل رئيس يوغوسلافيا، المارشال تيتو |
Federal Şerif dostunun nasıl malımıza el koyduğunu açıklamak ister misin? | Open Subtitles | إذاً تريد أن تشرح لماذا صديقك المارشال صادر نصف شحنتنا ؟ |
polis şefi gelip bizi tutuklayana kadar burada konuşacak mıyız? | Open Subtitles | يجب ان نتحدث أبى الى المارشال الذى استوقفنا ، اذهبوا |
Yoksa kendini John Wayne, Rambo ya da Marshal Dillon zanneden... ..kültür erozyonuna kapılmış, zavallı bir yetim mi? | Open Subtitles | يتيم آخر, بدون ثقافة الذي يَعتقدُ بأنّه جون وَين, رامبو, المارشال ديلون؟ |
Söylediklerine göre, ben tehlikeyi atlatana kadar Şerif benimle beklemiş. | Open Subtitles | لقد ظل المارشال معي، كما قيل لي. حتى استقرت حالتي. |
Şu gelen Şerif Birliği'ne de emir verebilecek misin bakalım? | Open Subtitles | وهل تعطي الأوامر ايظا الى المارشال وفرقة المطاردة ؟ |
Seni aradıklarını sanmam Şerif. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنهم يبحثون عنك أيها المارشال |
Penny Marshall'a, Marshall Planı'na, "Plan 9"a, dokuz yaşama mesafe, hep aynıdır. | TED | إلى بيني مارشال إلى خطة المارشال إلى الخطة رقم 9 إلى الأرواح التسعة: هي نفس الشيء. |
Bu konu için, Marshall'a suçlamak istemiyorum. | Open Subtitles | لااوجه أي إتّهاماتِ، لكن إذا كُنْتُ المارشال |
Marshall tehlikeli bir akıl hastası olarak damgalanır. | Open Subtitles | فإن المارشال الأن يقبع فى حجرة الرعاية المركزة |
Eski Mareşal, kadının dikkat çekmek için kendine zarar verdiğine inanırdı. | Open Subtitles | في عهد المارشال السابق فكّرتْ هي بضرب نفسها لكي تسترعي إنتباهه |
Mareşal gelene kadar sadece ekmek ve su istemiyorsan tamamen sessiz ol. | Open Subtitles | كل متحتاجه هو الماء والخبز حتى وصول المارشال التزم الهدوء التام |
Majesteleri hükümet başı başbakan ve devlet sekreteri olarak Mareşal Pietro Badoglio hazretlerini atadı. | Open Subtitles | وقد سمى جلالته رئيسا للحكومة ورئيس للوزارء ووزير الخارجية سعادة المارشال بيترو بودغليلو |
Federal savcıya koşup onu, jüriyi yanıltmakla suçladılar. | Open Subtitles | اصطدم بذلك المارشال الفيدرالى واتُهم برشوة هيئة المحلفين |
Manevi tazminat davası diye bir şey duydunuz değil mi sayın Federal şerifler? | Open Subtitles | أسمعت عن التعويض عن الأضرار أيها المارشال الأمريكي |
polis müdürü, adamlarından birini oraya göndereceğini söyledi hiç belli olmaz... | Open Subtitles | المارشال قال أنه سيبعث بأحد رجاله إلى هناك لا أحد يعرف... |
Her neyse gidip Marshal'ın ofisinin benim raporumu gönderip göndermediğine bakayım. | Open Subtitles | على أيّ حالٍ، سأحرص على إرسال مكتب المارشال تقريرى لكَ. |
Ben şerifi buraya çıkartırken, sen de kendine veranda bir yer bul. | Open Subtitles | ابق على الشرفة بينما أسحب المارشال إلى الخارج |
Bence durumu sen de anlayabiliyorsun Kumandan. | Open Subtitles | أعتقد أنّك تستطيع رؤية هذا أيضًا يا سيادة المارشال |
Ya diğer Memur? | Open Subtitles | لم يذكر سوى مارشال واحد فماذا عن المارشال الآخر على الطائرة؟ |
O polisi ve Omer Dresden'ı, görmüş olabilecek herhangi birisini. | Open Subtitles | أي شخص ربما يكون قد رأى عمر دريسدن وهذا المارشال |
Size Şef Dolls'un bile duymadığı küçük, sağlam bir dedikodu vereyim. | Open Subtitles | حسنا، وهنا نبأ سار قليلا العصير حتى نائب المارشال الدمى ربما لم يسمعوا: |
Dinle şerifin ofisine gidip Armand'ın burada ne yaptığını anlat. | Open Subtitles | أسمع، أذهب مكتب المارشال وأخبرهم بما يفعل أرماند |
Reich Mareşali yarın sabah 8'de teslimata gelecek. | Open Subtitles | المارشال الألماني سيأخذون الشحنة غداً |
Anlattıklarınıza göre C C Wharton silahı kaptı ve Marşal Potter'ı öldürdü. | Open Subtitles | ذكرت بأن سي سي وارتن اطلق النار على المارشال بوتر |