| Annem bu parayı petrol kuyularından alıp, gaz pompalarına yatırdı. | Open Subtitles | أخذت أمي المال من آبار النفط, وأغرقته في مضخات الوقود. |
| Eğer kimliğimi şimdi açıklasam davadan gelen parayı kaybeder miyim? | Open Subtitles | لو كشفت شخصيتي الآن, هل اخسر المال من الدعوة القضائية؟ |
| Ve bir kere başladığında da,... ..yaşamları satarak çok para kazanabileceğini keşfetti.. | Open Subtitles | حالما بدأ اكتشفت أنه يستطيع جني الكثير من المال من بيع الحياة |
| Her zaman dürüst insanlardan para koparmanın bir yolunu ararlar. | Open Subtitles | إنهم يحاولون أخذ المال من الناس الذين يعملون بجد للعيش. |
| Yoksulların parasını almaya yüreği elvermediği için gittiği evlerde insanların radyolarını tamir ediyormuş. | Open Subtitles | لم يكن يأخذ المال من الفقراء، كان يقضي معظم وقته بإصلاح الأجهزة الموجودة. |
| - Komünistlerle savaşmak için ülkenin paraya ne kadar ihtiyacı olduğunu. | Open Subtitles | و أخبرني عن مدى حاجتك لذلك المال من أجل وطنك لمقاومة الشيوعيين |
| Halam bize yol parası yollaması için anneanneme mektup yazdı. | Open Subtitles | عمــاتي كتبن إلى جـــدتي لأمي لترسـل المال من أجـل التذاكـر |
| Bir hafta önce bu parayı siktiğimin hisarı karşılığında verecektin. | Open Subtitles | منذ أسبوع، كنت مستعداً لمقايضة المال من أجل حصن لعين |
| Çünkü eve parayı böyle getiriyordum. | TED | لأن تلك هي الطريقة التي أجني بها المال من المنزل. |
| Önemli değil. Birkaç gün içinde parayı Amerika'dan alabilirim. | Open Subtitles | لا شىء خطير ,سأحصل على المال من الولايات بعد بضعة أيام. |
| Kutsal babamız, hem Henry'den gelen parayı kabul edin, hem de başpiskoposu kabul edin. | Open Subtitles | استلم المال من الملك أيها الأب المقدس، واستقبل المطران أيضا |
| O parayı, haftada 7 gün, günde 10 saat çalışarak kazandım. | Open Subtitles | هذا المال من مكسبي عمل 10 ساعات يوميا طوال الأسبوع |
| Paris'ten parayı alıp Uruguay'a götürdüm, hepsi bu. | Open Subtitles | أخذت المال من باريس إلى أوروغواي، هذا كل شيء. |
| İyi olduğun bir konu varsa zengin yaşlı adamdan para almaktır. | Open Subtitles | إن كنت تبرعين في شيء فهو سحب المال من العجزة الأثرياء |
| Bununla Fransa'da daha kolay para kazanmak daha kolay olacak. | Open Subtitles | سيكون من السهل جني المال من خلال الفيلم في فرنسا |
| Ordan burdan biraz para arttırabiliriz ama istediğin miktarın yanında çok az kalır. | Open Subtitles | نستطيع تحويل بعض المال من هنا أو هناك لكن ذلك لن يفي المتطلّبات |
| Rap şarkılarımdan para kazanacağım ve burada bir oda yapacağım. | Open Subtitles | سأجمع المال من البيع في الطرقات وسأبني غرفة لنا هنا |
| Bize adını söylemeyen o adamın bütün parasını alabiliriz. | Open Subtitles | يمكنك أن تحصل على كل ماتريد من المال من هذا الشخص الذي لايرضى بإخبارنا بإسمه |
| O çocuklar biranın parasını ödemeden kirişi kırdılar. | Open Subtitles | هؤلاء الاولاد هربوا من هنا وهم يدينون لي بالكثير من المال من اجل الجعة |
| Çok paraya mı ihtiyacın var? Ya da yasal danışmana? | Open Subtitles | اتسائليين عن بعض المال من اجل استشارة قانونية |
| Ama parası olduğunda herkese içki ısmarladığı için kimse de dinlememezlik etmezdi. | Open Subtitles | عند شرائَه المشاريّب للجميع عندما كان يمتلك المال من لن ينصت لحديثه؟ |
| Dürüstçe söylemek gerekirse, inanıyorum ki onlar için daha çok parayla fakirlerin kendileri için yapabildiklerinden daha iyi şeyler yapılabilir. | TED | بصراحة، كنت أؤمن أنه يمكنني القيام بأشـياء أفضل باستعمال المال من أجل الفقراء أكثر مما يمكنهم فعله بالمال نفسه لأنفسهم. |
| Karısından al ya da kendi cebinden öde. Hiç s*kimde değil. Ama sakın bana eksik bir defterle gelme. | Open Subtitles | أما تجلب ليّ المال من زوجته أو تسدده أنت، لا يهمنيّ، لكن لا تعطيني سجل يعج بالفوضى. |