Hani ölürsen, bu olumlu baktığım bir nevi yaratıcı yönetimim. | Open Subtitles | إذا مت هذا نوعاً ما الإتجاه المبدع .الذي سأميل إليه |
Yaparsanız yargılanacağınızdan korktuğunuz için yapmadığınız şeyleri. "Eğer gerçekten yaratıcı olan şeyi söylemezseniz yargılanırsınız" korkusunu. | TED | ألا تفعل أشياءً خوفاً من أن يُحكم عليك ألا تقول الشيء المبدع المناسب خوفاً من أن يُحكم عليك |
Gerçekten yaratıcı bir insan ise aslında yanlışlardan öğrenmeyi sever. | TED | الشخص المبدع ، يحب فعلا ان يتعلم من الاخطاء. |
Gelenekselci lider ise her zaman doğru olmayı ister, halbuki yaratıcı lider doğru olmayı umar. | TED | القائد التقليدي يحب دائما ان يكون على صواب، في حين أن القائد المبدع يأمل أن يكون على صواب. |
Tatlı, duygusal, yaratıcı Tyler oda arkadaşı tarafından başka bir adamla beraber olurken .gizlice videoya alınmış. | TED | تايلر الجميل و الحساس و المبدع تم تصويره سرا بواسطة رفيقه في الغرفة بينما كان في لحظة حميمة مع رجل آخر. |
yaratıcı insanın en büyük korkularından biri, parlak bir fikri bir yere yazmadığı veya güvenli bir yere koymadığı için kaybetme korkusudur. | TED | أحد أكبر مخاوف الشخص المبدع هو احتمال ضياع فكرة رائعة لأنك لم تكتبها وتضعها في مكان آمن. |
Bu iletişimin, bağlantının ve yaratıcı birlikteliğini zamanı. | TED | هذا وقت التواصل و الارتباط و التعاون المبدع |
Bence romantik, yaratıcı, hassas tarafını görmek ilginç olur. | Open Subtitles | هو سَيَكُونُ مثيرَ جداً إذا كان هناك هذا الرومانسيِ الكاملِ، الجانب الضعيف المبدع إليه. |
- frank bana yaratıcı direktörlük gibi bir pozisyon verdi. | Open Subtitles | لقد اكرمنى فرانك واعطانى مركز المدير التنفيذى المبدع هل اعطيته الترقية التى كنت اريدها؟ |
Annenin en küçük yavrusu, yuvadan uçtu o da yaratıcı tarafını keşfetmeye hazır. | Open Subtitles | الأمّ ابنائها فقط تَركَوا لها المنزل لذا هي مستعده لاكتشاف جانبها المبدع |
Anneme göre, ailedeki en yaratıcı ve henüz doğru adamı bulamamış kişiyim. | Open Subtitles | بالنسبة لأمي أنا المبدع في العائلة الذي سيحصل على الرجل الملائم في الوقت المناسب |
İçindeki yaratıcı canavarı kafesinden sal, özgür kıl! | Open Subtitles | عليك أن تدع قفص ألاسد المبدع الذي في داخلك يتحرر. |
yaratıcı Sermaye Derneği'nin kurulunda. | Open Subtitles | وهي عضو في مجلس إدارة المبدع كابيتال زمالة. |
Bu yüzden bu oyundan, çok fazla şey öğrendim, fakat diyebilirim ki keşke bu oyundan kritik düşünsel bir araç oluştursalar veya yaratıcı bir düşünsel araç geliştirseler dünya için iyi bir şeyler geliştirseler hepimizi kurtarabilirler. | TED | و بذلك في هذه اللعبة، قد تعلمت الكثير، لكني أود أن أقول لو أنهم تمكنوا من تطوير أداة للتفكير الإنتقادي أو أداة للتفكير المبدع من خلال هذه اللعبة و إخراج شيء خير من أجل العالم، ربما سينقذونا أجمعين. |
Fazla dayanmaz." Annem bunun yaratıcı bir iş olacağını söylemişti. | Open Subtitles | لأن أمي أخبرتني أن هذا هو عمل المبدع. |
Herhalde yaratıcı işlerden memnun olmadıkları içindir. | Open Subtitles | ربما لأنهم خائبي الامل مع المبدع |
Dönüp geçmişe bakarsak, Bill'in, yaratıcı küfür kullanımıyla derdi olmadı. | Open Subtitles | تاريخياً, (بيل) كان دائما جيداً في الاستخدام المبدع للغة السوقية |
Yıllar boyunca yaptığın o yaratıcı işler. | Open Subtitles | كل هذه السنوات من العمل المبدع. |
Sadece yaratıcı yazım teknikleri dersi için bir şiir. | Open Subtitles | هذا مجرد قصيدة لصف الكاتب المبدع خاصتي |
Öğleden sonra yaratıcı ekibiyle burada olacak. | Open Subtitles | سترانا في الساعة الـ 2 مع فريقنا المبدع |