| Etrafta şişko bir kız varsa, zayıf olanı daha seksi gelior o kadar | Open Subtitles | المثيرة فقط تجذب الانتباه و ذلك بسبب انها تحوم فتصبح على ما تريد |
| Evet, belediye muhasebesinin o seksi dünyasında yer almak istiyorum. | Open Subtitles | .. نعم انا من اجل تلك الكلمة المثيرة حسابات البلدية |
| Merhaba, seksi bayan. Sana çok, ama çok söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | للإدمان الكحوليّ مرحباً أيتها السيدة المثيرة هنالك شيء أريد حقاً حقاً قوله لكِ |
| - Bütün hafta var. - ateşli kızlar becermek istiyorum. | Open Subtitles | إسبوع القرش سيكون طوال الإسبوع أريد أن أضرب الفراخ المثيرة |
| İnsanların bu yerleri korumakta katılabileceği bir sürü yeni ve ilginç yöntemler var. | TED | هناك كل أنواع الطرق الجديدة المثيرة لاهتمام الناس للمشاركة في حماية هذه الأماكن. |
| seksi jinekolog uzmanıyla konuşmak için bir sebep buluyorsun sürekli. | Open Subtitles | أنت تختلق الأعذار دائماً لتتحدث مع طبيبة النساء المثيرة تلك |
| Pek seksi bir resim değil ama kevaşe gibi görünmek istemedim. | Open Subtitles | اعني,انها ليست بالصورة المثيرة لكنني ايضاً لا اريدها ان تكون سيئة |
| Başından beri bana öğretiyordun ve o sırada seksi poponla etrafı yakıp kavuruyordun. | Open Subtitles | كنت تعلمينني طوال الوقت و كل ذلك بينما تشعلين النار بتلك المؤخرة المثيرة |
| Ayrıca hiç giymediğim seksi iç çamaşırlarımın hepsini atmamı istemiyorsan hayatımızın geri kalan süresi boyunca dolabının en alt çekmecesine ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | ايضاً، إلا إذا كنت تريد مني أن ارمي جميع ملابسي الداخلية المثيرة التي لم ارتديها أنا سأكون بحاجة إلى درج ملابسك السفلي |
| Düşündüm de seksi pasta dansın çok kötü bir fikir olabilir. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر ورقصة كعكتك المثيرة الليلة ربما تكون فكرة مريعة |
| Sen süper seksi bir kızsın bense seksi kızların kriptoniti gibiyim. | Open Subtitles | أعني، أنتي هذه الفتاة المثيرة جداً وأنا أحمق بالنسبة للفتيات المثيرات. |
| Erkeklerin genelde ne çeşit seksi fotoğraflar istediği konuşunda fikirbirliğine ulaşmak istiyoruz. | Open Subtitles | نحن نحاول، مثل بشكل عام ما نوع الصور المثيرة التي يطلبها الشباب |
| Şayet büyülü seksi versiyonlarımız olsaydı bir gün aniden bebekleri olabilirdi. | Open Subtitles | لو كان لدينا النسخة السحرية المثيرة وذات يوم فجأة أنجبنا طفل |
| #Bu bir seksi hazırlanma şarkısı# #süslenip , püsleniyorum# #uzanıp , Gıdıklanıyorum# | Open Subtitles | ♪ إنها أغنية الإستعداد المثيرة ♪ ♪ إنها أغنية الإستعداد المثيرة ♪ |
| - Bütün hafta var. - ateşli kızlar becermek istiyorum. | Open Subtitles | إسبوع القرش سيكون طوال الإسبوع أريد أن أضرب الفراخ المثيرة |
| ateşli mi ateşli bir erkeklikle sarmalanmış, gizem kokan bir bilmece. | Open Subtitles | انه لغز مغطى بأمر غامض ملفوف بدرجات من القوة المثيرة جداً |
| Kadın farklı yerler görmüş biriyse, anlatacağı ilginç şeyler olabilir. | Open Subtitles | إذا كانت موجودة على الإطلاق لكانت أتجهت لبعض الأخبار المثيرة |
| Finn'in araştırmasını inceliyordum. Çok ilginç bazı gözlemler yapmış. Sana gösterebilir miyim? | Open Subtitles | أهلاً، إنني أطالع في بحث فين، لقد قام بتدوين بعض الملاحظات المثيرة |
| Bu, Amerika'nın ilk dönüşlü hız treniydi ama heyecan verici parendesi bedelsiz değildi. | TED | كانت هذه أول قاطرة ركاب في أمريكا ولكن دورتها المثيرة كان لها ثمن. |
| O zaman erotik fotoğrafları kesip almamın bir sakıncası yoktur? | Open Subtitles | ألن تمانع إذن لو قطعت كل الصور العارية المثيرة للشهوة؟ |
| Öykünün icinden heyecanlı anları gösteren bir zaman cetveli goruyorsunuz. | TED | يمكنكم رؤية جدول زمني، يظهر لكم اللحظات المثيرة خلال القصة. |
| Şanslısın ki, bu gece seks gecesi ve benim konuşmam yasak. | Open Subtitles | من حسن حظك الليلة هي الليلة المثيرة وأنا ممنوع من الكلام |
| Aklıma bir şeyler gelebilir. Üstüme bazıları gibi tahrik edici etek yerine güzel şeyler giymeyi tercih ediyorum. | Open Subtitles | بالنسبة لي أفضل الملابس الجميلة على الملابس المثيرة التي يلبسنها بعض الفتيات |
| sansasyonel gelişmelere göre sabık bir kral Komünistlerin emrinde çalışıyor. | Open Subtitles | التطورات المثيرة منذ إلقاء القبض على الصبي تنطوى على الملك المخلوع تدفع بواسطة الشيوعيين |
| Yörüngesel çekici tırlar veya uzay mekanikerleri fikri gerçekten çekici bir olasılık. | TED | الإمكانية الأخرى المثيرة بالفعل هي فكرة شاحنات القطر المدارية أو ميكانيكا الفضاء. |
| Kan donduran kesitler, dramatik sonucuna ulaşırken Günün haberi kamerasına yansıyor. | Open Subtitles | إنه تسلسل يخطف الأبصار تتابعه كاميرا أخبار اليوم حتى النهاية المثيرة |
| Şu koridorda gördüğüm fıstık için fazla yaşlı değil misin sen? | Open Subtitles | ألم تكبر قليلاً على تلك المثيرة التي رأيتها في الردهة للتو؟ |
| Hannah'ın pek çok etkileyici çalışmasının arasında benim en hoşuma gideni budur. | TED | اذا من بين تجارب هانا المثيرة للاعجاب هذه واحدة من المفضلة لدي. |