"المحليّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Yerel
        
    • kayıyorduk
        
    Ben birkaç tane kül tablası almayı ve Yerel halk danslarını izlemeyi düşünüyorum. Open Subtitles إعتقد أنّني سأذهب منفضة سجاير ونذهب للرقص الشعبي المحليّ.
    Yerel söylentileri kullanarak cinayet işleyen bir katilden başka bir şey değildir bence. Open Subtitles أعتقد هو لا شيء أكثر من قاتل إستغلال الفولكلور المحليّ.
    Kuzey Sahilinden bu Yerel yarışmacı ilk defa... NSSA gençler şampiyonasındaki üstünlüğüyle dikkat çekti." Open Subtitles هذا الشاطئ الشمالي المحليّ الذي تفوقت فيه عندما كانت تسيطر على الإن إس إس أي الأضغر
    Yakın dönemde hükümet, Yerel balıkçıların hayatta kalabilmesi için bazı düzenlemeler gerektiğinin farkına vardı. Open Subtitles قامت الحكومة مؤخرا من المسلم به ان هناك حاجة الى التنظيم إذا محل الأسماك المحليّ أن يبقى للمستقبل
    Norveç tipi uzun ve el yapımı bir kızağımız vardı ve aşağı doğru hızla kayıyorduk. Open Subtitles صديق لي كان يعيش في إحدى التلال... وكان لدينا زلاجة طويلة من الطراز النرويجيّ المحليّ. -لا ، لنجلس في الخلف ، هناك .
    Pekâlâ, en azından Yerel ekonomiyi canlandırıyormuş. Open Subtitles على أقل تقدير، إنّه يحفزّ الاقتصاد المحليّ
    Yerel veteriner. Open Subtitles هو الطبيب البيطري المحليّ خَرجنَا تقريباً في موعد
    Yerel haberlerden edindiğim izlenim aile işlerine gireceğin yönündeydi. Open Subtitles فقد خلّف الإعلام المحليّ لديّ طابعًا بأنك لا ترغب في التورط بعمل العائلة
    Yerel havaalanı radarında kısa bir süre görünmüş ama onları kaybetmişler. Open Subtitles التقطهم رادار المطار المحليّ لفترة وجيزة، لكنّهم فقدوا أثرهم.
    Üstelik Yerel spor eşyaları dükkânında bulabileceğin bir şey değil bu. Open Subtitles وهذا ليس سلاحًا تجده في متجركَ المحليّ للأدوات الرياضيّة.
    PETA'ya cevap olarak Enid'de oluşan bir Yerel hayvan hakları grubu. Open Subtitles تجمع حقوق الحيوان المحليّ إستجابة إينيد لـ بيتا
    Hey Krusty, Yerel bir şarküterimiz bir sandviçe senin adını vermiş. Open Subtitles محلّ الأطعمة المحليّ سمّى للتوّ شطائر باسمك
    Petabaytlık verileri, yüzlerce farklı kurumdaki Yerel bilgi işlemi ve belleği kullanmak için ortaklarımıza dağıtmak zorundaydık. TED كنّا مضطرين إلى بدء توزيع البيتا بايتات من البيانات إلى شركائنا المساهمين بغية توظيف الحوسبة والتخزين المحليّ في المئات من المعاهد المختلفة
    Bunu Yerel halktan biri getirdi. Open Subtitles هذا جلب إلى الطبيب البيطري المحليّ.
    Yerel polis bir sonuca varamadı ve FBI'ı aradı. Open Subtitles قسم الشرطة المحليّ كانت في a النهاية المسدودة لذا إتّجهوا إلى مكتب التحقيقات الفدرالي.
    Muhtemel tek şüpheli gibi görünüyor, Yerel şerif ofisi de bunu düşünmüştür. Open Subtitles هو يبدو مثل المشتبه به المحتمل، فقط مدير الشرطة المحليّ s مكتب إستبعده.
    Ancak Hoess'ün de şahit olduğu üzere Nazi Partisi'nin Yerel lideri, Himmler'in planlarına pek sıcak bakmıyordu. Open Subtitles "لكن كما شهد "هيس الزعيم النازي المحليّ كان عنده بعض "المشاكل مع خطط قائد الرايخ "هيملر
    Bir de Yerel Petagonyalı biri. Open Subtitles وعضو مجلس النواب باتغونيا المحليّ
    Yerel ekonomiye katkı yapan bir yatırımcıyım. Hepsi bu. Open Subtitles إستثمار في الإقتصاد المحليّ هذا كل شيء
    Norveç tipi uzun ve el yapımı bir kızağımız vardı ve aşağı doğru hızla kayıyorduk. Open Subtitles صديق لي كان يعيش في إحدى التلال... وكان لدينا زلاجة طويلة من الطراز النرويجيّ المحليّ. -لا ، لنجلس في الخلف ، هناك .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more