2 haftadan uzun süredir her an depresif bir ruh halinde misiniz? | Open Subtitles | هل عانيتِ من ضغط متواصل في المزاج طوال الوقت لأكثر من أسبوعين؟ |
İşin sırrı moralini bozmak değil onu doğru ruh haline sokmakta. | Open Subtitles | الحيلة ليست مجرد لقلب لها، لديك للحصول عليها في المزاج الصحيح. |
Baba bir nutuk daha dinleyecek havamda değilim şimdi hiç. | Open Subtitles | حسنا أبي، أنا لست في المزاج المناسب لسماع محاضرة أخرى |
Red, biliyorsun biraz dengesiz bir hâl aldım bu aralar. | Open Subtitles | ريد، كما تعلم ، لقد كنت مؤخرا متقلبة المزاج قليلا |
Tüm sahneyi izleyip havaya girmek işe yarayabilir. | Open Subtitles | ربما يجب أن تشاهدي المشهد يجب أن تكوني في المزاج |
Ancak hormon ve sinirsel seviyeniz, değişken bir ruh halini işaret ediyor. | Open Subtitles | ولكن مستويات هرموناتك وناقلاتك العصبية تشير الى أنك تواجه تقلبات في المزاج |
Hap, kas kütlesini ve su tutulumunu azaltıp ruh hâlini etkiliyormuş. | Open Subtitles | الحبة تقلل من تكتل العضلات وتأثر على المزاج و الإحتفاظ بالماء |
Yaşadığın bu yüksek ruh halinin geçici olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين أن هذا المزاج السامي الذي تشعر به مؤقت، صحيح؟ |
Bir melodi ya da ritim mi? ya da bir ruh hali veya tavır mı? | TED | هل هو النغم ام الايقاع هل هو المزاج ام السلوك |
Kimyasal seviyeleri değiştiğinde, ruh hâlindeki değişimlere de neden olabilir. | TED | عند تغير مستويات المواد الكيميائية، قد تسبب تغيّرات في المزاج أيضًا. |
Konuşma anlam kazanmak için ruh hâli ve vurgulamadan faydalandığı için yapısı genellikle daha esnek, konuşmacı ve dinleyicinin ihtiyaçlarına göre değişiklik gösteriyor. | TED | ولأن التحدث يستخدم المزاج وحِدة الصوت في المعنى وتركيبه عادة أكثر مرونة. لتلائم احتياجات المتحدثين والمستمعين |
Yemene bak sen. Ben pek havamda değilim. | Open Subtitles | اخدمي نفسك ، تناولي الطعام أنا لست في المزاج المناسب |
O da oraya gitmek istedi ama ben havamda değildim. | Open Subtitles | أرادت الذهاب إلى هناك أيضاً ولكن كنت عكر المزاج. |
Senin egonu yükseltme havamda değilim. | Open Subtitles | إنني لست في المزاج الذي يجعلني أسترضي غروركِ |
Somji biraz sinirlidir, ama aslında çok iyi bir insan. | Open Subtitles | سوماج حاد المزاج الي حد ما , لكنه شخص لطيف |
biraz heyecanlı, utangaç ve terliyor. | Open Subtitles | ربما يكون عصبي المزاج و خجول و يتعرق قليلا |
Şu mükemmel tuvaletler, kırık camlar ve kullanılmış kondomlar, gerçekten beni havaya getiriyor. | Open Subtitles | تلك الجميلة بورتا بوتيس و الزجاج المكسور و تستخدم الواقي الذكري حقا مجرد الحصول على لي الحق في المزاج |
Onun yanındayken bir çocuğu oynuyorum, kendisini güldürüyorum havayı yumuşatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | معها أتصرف كطفل, أُضحكها, أحافظ على خفة المزاج. |
sinirli değilim. Bunu daha önce de yaşadım, hepsi bu. | Open Subtitles | لستُ متعكّر المزاج فقط ، مررتُ بكل هذا من قبل |
Belki ofisindeki hava daha iyidir. Soru sormuyorum. | Open Subtitles | ربما يكون المزاج أفضل بمكتبك أنا لا أطلب منك ذلك |
Sen yine yardım etmek için gittin, ama o havasında değildi, değil mi? | Open Subtitles | ذهبت هناك لنقل بعض الأغراض ولم تكن في المزاج ؟ |
moda girmiştim, farkında olmadan hepimiz aynı şeyi yapıyorduk. | Open Subtitles | لمثل المزاج تَدْخلُه , تَعْرفُ، سوية , عَمَلنا نفس الشيءَ. |
Sizin şişman, kendini beğenmiş, kötü huylu zalimin biri olduğunuzu söylüyordu. | Open Subtitles | قالت ببساطة أنك سمينة، وظالمة ورديئة المزاج وعجوزة |
ortamı yumuşatmaya çalışmıştım, o kadar. - ortamı yumuşaya çalışmış. | Open Subtitles | أنا أمزح, أريد فقط أن أغير المزاج, هذا كل شيء |
Ben yemek yemediğim zaman asabi olurum. | Open Subtitles | أعرف من نفسي حين لا آكل اصبح عصبي المزاج |
Maalesef bunu cevaplayacak havada değilim. | Open Subtitles | أخشى إنّي لست في المزاج للإجابة على هذا السؤال. |
O ne kadar huysuz, değil mi? Buraya kurallardan kurtulmak için geldim! | Open Subtitles | اللعنه عليها ـ يا إلهي ، ياله من ثرثار ٍ متقلب المزاج |
başka şeylerin yanı sıra, bir de duygu durum bozukluğu, tedavisi görüyor. | TED | في الواقع، لديها طبيب نفساني من جامعة هارفارد وكانت تعالج من اضطراب المزاج بالإضافة لبعض الأمور الأخرى. |