Evet, durumdan haberdarlar. Sorun şu ki, kim olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | انهم على علم المشكلة هى أننا لا نعرف مَن هو |
Sorun şu ki bu sabah uyandığımda kız hala oradaydı. | Open Subtitles | المشكلة هى اننى استيقظت هذا الصباح و كانت لاتزال موجودة |
Sorun şu ki, hazırlaması bir kaç saat sürer. | Open Subtitles | المشكلة هى, إنها تستغرق ساعات تقريباً لبنائها |
Asıl sorun birçok kimsenin bunu oynamaya değer bir oyun olarak görmemeye başlaması. | TED | المشكلة هى أن الكثير من الناس بدؤوا يعتقدون أنها لعبة لا تستحق أن تُلعب. |
Problem şu onun otuz sekiz dakika sonra kapanacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | المشكلة هى, لا اعتقد انها ستغلق خلال 38 دقيقة. |
Sorunum bu şekilde halledildiği için, sana yeteri kadar iş düşmedi. | Open Subtitles | المشكلة هى أن برقدتى كهذا ليس لديك الكثير من الأعمال |
Sorun şu ki, benden ayrıldıktan sonra bana rakip olarak kendi ofisini kuracak. | Open Subtitles | المشكلة, هى انه بعد ان يترك عمله معى, سوف يؤسس مكتبه الخاص, سيكون منافسا لى |
Sorun şu ki senin için her vaka en önemli vakayken bizim için binlercesinden biri. | Open Subtitles | المشكلة هى أن كل حالة هى الوحيدة بالنسبة إليك و بالنسبة إلينا ، إنها واحدة فى ألف حالة |
Sorun şu ki, kitabın yazarı kızımızı tanımıyor. | Open Subtitles | المشكلة هى فى المؤلفين الذين لم يقابلوا ابنتنا ابدا |
Sorun şu, dinlerseniz, elemanınız az önce konuştuğum kız, beni tehdit ediyor. | Open Subtitles | المشكلة هى ، إذا تركتنى أُوضح ، واحد من مستخدميك تلك البنت التى كنت أتحدث معها , لقد هددتني |
Sorun şu ki, hiç olmamış birşeyi hatırlıyorum. | Open Subtitles | المشكلة هى أننى أتذكر شيئاً لم يحدث أبداً |
Sorun şu ki Claire, senin aksine ben ve Daphne ölebiliriz. | Open Subtitles | أتعرفين "كلير" المشكلة هى عكسك ، أنا و"دافنى" يمكننا أن نموت |
Sorun şu ki hayatındaki detayları bilmedikçe sana yaygın şeyler dışında ne söyleyebileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | حسناً ، المشكلة هى بدون معرفة تفاصيل حياتك فلست متأكد مما سأقوله لك عموماً |
Sorun şu ki, bu işi yeterince uzun süre yaptığında bir gün, o sesi duyamıyor oluyorsun. | Open Subtitles | المشكلة هى عندما تُنهى هذا العمل لفترة كافية يوماً ما , تتوقف عن سماع ذلك الصوت |
Sorun şu ki, bunu bebek kaçırma olayının olduğu bir evin dışında bulduk. | Open Subtitles | المشكلة هى , نحن وجدناها خارج المنزل حيث تم اختطاف طفل |
Yani mükemmel ev aslında kafamızda, Amerikan rüyası, sadece bir ev -- hayallerdeki ev. Sorun şu ki, buna paramız yetmiyor. | TED | لذلك كل ما فى رؤوسنا المنزل المثالى، الحلم الامريكى، هو المنزل -- منزل الحلم. المشكلة هى اننا لا نستطيع شراؤه. |
Sorun şu ki, sana inanmalarını nasıl sağlayacaksın? | Open Subtitles | المشكلة, هى كيف تأتى بشخص واحد يصدقك؟ |
Sorun şu ki hala bitkin durumdaydım. | Open Subtitles | ولكن المشكلة هى اننى بدأت اتوتر |
Ama Sorun şu ki, ambulansı gerçekten yakalayamadım. | Open Subtitles | ولكن المشكلة هى اننى لم استطيع اللحاق بسيارة الاسعاف . |
Asıl sorun, Büyük Birader davamı almakla kalmadı aynı zamanda lisansımı da aldı. | Open Subtitles | المشكلة هى انه لم يكتف بأخذ قضيتى فقط ولكنه سحب رخصتى ايضاً |
Problem şu ki çocuklar reşit olduğunda onları göndermekle mesûlüz ne yazık ki bu da, onların dışarı çıkıp kendileri gibi ileri zekâ geriliği olan çocuklar yetiştirmesine neden oluyor. | Open Subtitles | المشكلة هى عندما يصل الأولاد إلى سن النضج نضطر قانونياً إلى إطلاق سراحهم ولسوء الحظ هذا يجعلهم أحراراً |
Sorunum bu şekilde halledildiği için, sana yeteri kadar iş düşmedi. | Open Subtitles | المشكلة هى أن برقدتى كهذا ليس لديك الكثير من الأعمال |