| Ama karanlık enerji orada, ve bir yere de gitmiyor, bu nedenle evren sonsuza dek genişlemeye deva edecek. | TED | لكن إذا كان هنالك طاقة مظلمة ، وهذه الطاقة المظلمة لا تتبدد، فإن الكون سوف يظل يتمدد لأبد الآبدين. |
| Bu bağlamda, fiziğin kanunları karanlık enerji miktarını gösteren sayıyı açıklayamaz, çünkü aslında tek bir sayı yok, pek çok sayı var. | TED | في هذا السياق قوانين الفيزياء لا تستطيع تفسير رقم واحد من الطاقة المظلمة لأنه لا يوجد رقم واحد هناك العديد من الارقام |
| Mesele şu ki, konu evrenlere ve içerdikleri karanlık enerjiye geldiğinde, bu akıl yürütme bunlar için de doğru olabilir. | TED | والهدف هو عندما نأتي الى الاكوان والطاقة المظلمة التي تحتويها فإنه من الممكن كذلك ان يكون النوع الصحيح من التبرير |
| karanlık madde etkileşim yapmayı pek sevmez, kütleçekimi ile olan dışında. Tabi onun hakkında daha fazlasını bilmek istiyoruz. | TED | المادة المظلمة هي أمر لا يحبّذ التّفاعل كثيرا، إلاّ من خلال الجاذبية، وبالطبع نحن نرغب في معرفة المزيد عنها. |
| Gece gündüz, o kara delikte bunu hayal etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | أيام وليالى فى هذه الحفرة المظلمة حاول أن تتخيل ذلك |
| Bu ivmeli genişlemenin nedenine bir isim verdiler: karanlık enerji, dediler. | TED | لقد أطلقوا على سبب هذا التّوسع المتسارع إسما، وهو: الطاقة المظلمة. |
| Yani biz gökadanın kendisine takılırken, esasında orada bir karanlık madde bulutu var ve bu madde gökadanın yapısını ve dinamiklerini yönetiyor. | TED | نحن نرى المجرة لذا نركز فيها ، بينما أنها في سحابة ضخمة من المادة المظلمة وهو ما يسيطر على بنية المجرة وحركتها. |
| Buna karanlık enerji deniyor ve evrenin genişlemesine sebep oluyor. | TED | نسميها الطاقة المظلمة ، ولديها ذلك التأثير المسبب لتمدد الفضاء. |
| SD: Tüm güneş sistemimiz o karanlık yere rahatlıkla sığar. | TED | ش.د: يمكن ضم نظامنا الشمسي بأكمله داخل تلك المنطقة المظلمة. |
| karanlık bir odaya girdiğimizde içgüdüsel olarak nereye uzanmamız gerektiğini biliriz. | TED | نحن نعرف أين تقع تلك المفاتيح غرائزيا عندما ندخل الغرف المظلمة |
| Ama karanlık madde bize çarpmıyor, sadece içimizden geçip gidiyor. | TED | لكن المادة المظلمة لا تصطدم بنا بل تمر من خلالنا. |
| Fizikçilerin ve astronomların karanlık maddeyi aramak için birçok yöntemleri var. | TED | حسنًا، يمتلك الفيزيائيون والفلكيون العديد من السبل للبحث عن المادة المظلمة. |
| Gelin, gözümüzün önünde saklanan sahteciliğin karanlık güçlerini ortaya çıkaralım. | TED | فلنلقِ الضوء على قوى التزوير المظلمة المختفية عن مرأى النظر. |
| Ama sıcaklığa, şefkate, ağlayacak bir omza, gülücüğe, kucaklaşmaya ihtiyaç duyduğunda bir suçlu gibi, karanlık köşelere gizlenmek zorundasın. | Open Subtitles | لكن لو تريد بعض الدفء وكتف تبكى عليه وابتسامة تحتضنك000 أنت يجب أن تختبىء فى الزوايا المظلمة مثل المجرم |
| Banyolarını kendim yapıyorum. Kendime ait bir karanlık odam var. | Open Subtitles | أنا أيضاً أحمض الصور بنفسي ، لدي غرفتي المظلمة الخاصة |
| Klostrofobi içinde yaşıyoruz, karanlık suların kuşattığı çelik ve betondan bir ülkede. | Open Subtitles | نعيش في الخوف من الأماكن الضيقة، أرض الفولاذ والخرسانة محصور بالمياه المظلمة |
| Cehenneme veya kendi karanlık korku ve hayallerimizin ülkesine yönlendirir. | Open Subtitles | أدلاء إلى الجحيم أو إلى العالم مخاوفنا المظلمة الخاصة وخيالنا. |
| Diğer kültürleri anlamak ve keşfetmek isteriz hatta daha karanlık çağda olsalar bile. | Open Subtitles | فنحن نهتم بإستكشاف وفهم الثقافات الأخرى حتى إذا ما زالوا في العصور المظلمة |
| Bilimcilerin "karanlık madde" olarak adlandırabildiği, görünmez bir maddeyle dolu olabilirdi galaksiler. | Open Subtitles | المجرات ربما تكون ممتلئة بمادة مخفية شيء ما يسميه العلماء بالمادة المظلمة |
| Adını kara Kardeş koyduğu Valyria çeliğinden bir kılıcı vardı. | Open Subtitles | كان لديها سيف من الفولاذ الفاليري كانت تسميه الأخت المظلمة |
| Küçücük aklından milyonlarca karanlık, kötü fikirler dolaşan zeki ve çekici birisin. | Open Subtitles | مع الكثير من الأشياء المعقّدة المظلمة تستحوذ ذلك الرأس الصغير الجميل خاصتك |
| Yeşil ve hüzünlü gözler Çimenlerin koyu formunda Kaçar gider. | TED | عيون خضراء وقاتمة في الأجزاء المظلمة من العشب ركض بعيدًا. |
| * White lies should open the Dark room baby * | Open Subtitles | # الكذبات البيضاء سوف تفتح المساحة المظلمة يا حبيبتى # |
| Gizli mikroplar kuytu yerlerinde... gezinip dolaşıyorlar mı? | Open Subtitles | هل تتخذ الجراثيم الأماكن المظلمة مخبأ لها .. |
| Kışın derin karanlığında, bir anne yeni bebeğinin ilk seslerini dinliyor. | Open Subtitles | في أعماق الشتاء المظلمة أم تسمع أول صوت لديسميها الجديدين |
| Orta Avrupa, karanlık Çağ'a geri dönüyordu. | Open Subtitles | كانت أوروبا الوسطى تدخل فيما يشبه مرحلة العصور المظلمة |
| Fakat bir gün bir Autobot gelecek, ...ve Matrix'in gücünü karanlığı aydınlatmak için kullanacak. | Open Subtitles | ولكن يوما ما سيخرج اوتوبوت من رتبتنا ويستخدم قوة الماتريكس لكى ينير ساعتنا المظلمة |
| Size söylemeliyim Peder karanlıkta bu elbiselerin içinde sizi görmek çok zor. | Open Subtitles | أنا أخبرك، حضرة الأب من الصعب جدا رؤيتك بهذه الملابس المظلمة |
| Bu Kasvetli zamanda havadislerle ve nasihatlerle geldim sana. | Open Subtitles | لقد جئتك بالأنباء في هذه الساعة المظلمة و بالنصيحة |