yasak olana karşı... kendimde bu gücü... nasıl buldum, bilmiyorum. | Open Subtitles | أتساءل كيف وجدت القوة للذهاب ضد الممنوع بهذا الهدوء هذا القرار |
Buharlı, sırtından ter damlatan, komşuları rahatsız eden kırk sekiz eyalette yasak türden seks. | Open Subtitles | باسلوب اغرائي كان ليجعل ظهرك يتصبب عرقا ويجعل جيرانك يتصنتون عبر الجدران من نوعية الجنس الممنوع في 48 ولاية |
Sadece bizimki yasak yerde değil ki. Hadi ama. | Open Subtitles | هذا ليس كل ما في الأمر أننا وقفنا في الممنوع ، هيا |
Sadece bizimki yasak yerde değil ki. Hadi ama. | Open Subtitles | هذا ليس كل ما في الأمر أننا وقفنا في الممنوع ، هيا |
Yasaklanmış olan şeyin heyecanı gibisi yoktur. | Open Subtitles | الممنوع مرغوب؟ لا يوجد ما يُنافس هذا |
Artık onun evime gelmesine izin yok, yani artık çay patileri, şarap partileri ya da başka ne yapıyorsanız, yasak. | Open Subtitles | غيرمسمحلهابدخولشقتي , لذا من الممنوع اقامة حفلات شاي أو حفلات خمر أو مهما كان ما تتناولانه |
Bu salağı şarap almaya götürdüm. Sonra yasak olan bir yere park etmemi söyledi. | Open Subtitles | جعلني أخذه لمحل الخمور لشراء زجاجة ووقفت في الممنوع |
Ama sen kimseye söyleme, çünkü adadan bir şey çıkarmak yasak. | Open Subtitles | لكن لا تخبري أحد، لأنه من الممنوع أن أقوم بأخذ أي شيء من الجزيرة. |
yasak aşkları tam da Shakespeare'e göreydi ve bu aşkın meyvesi olarak ufak bir oğlan doğdu. | Open Subtitles | حبهم الممنوع كحب شكسبيري انتج هدية طفل صغير |
Nabokov yasak aşkla ilgili bu kadar dürüstçe yazdığı için bazı benzersiz zorluklarla karşılaştı. | Open Subtitles | نيمكوف واجه تحديات فريدة كتابة ذلك بصراحة عن الحب الممنوع |
Sorum şu; bir Amish'nin herhangi bir davada yer alması yasak, değil mi? | Open Subtitles | دعني اسألك كونك من الآميش أليس من الممنوع رفع قضيه؟ |
- yasak aşk desene. | Open Subtitles | ـ في أثناء فترة عمله هُناك ـ نتحدث عن العشق الممنوع |
Ölülerin yaşayanlarla konuşması yasak. | Open Subtitles | من الممنوع على الموتى التحدثُ مع الأحياء, |
- Daha sonra konuşuruz. - Tamam, evet. Tanrım, biliyorum, biliyorum bu yasak aşk. | Open Subtitles | أحم ، بالتحدث إليكِ في وقتٍ لاحق - حسناً ، نعم - أوه ، يا ربي ، أنا أعلم ، أنا أعلم إنه العشق الممنوع |
yasak aşk değildi, ve hiç olmayacak. | Open Subtitles | إنه لم يكون ولن يكون العشق الممنوع |
Sola dönüşün yasak olduğu yerden döndü, | Open Subtitles | حدث أنه انعطف يسارًا في الممنوع. |
yasak olması daha keyifli hale getirmez mi? | Open Subtitles | أليس الممنوع مرغوبا بالنسبة لك ؟ |
yasak olması daha keyifli hale getirmez mi? | Open Subtitles | أليس الممنوع مرغوبا بالنسبة لك ؟ |
- Arabayı sürmene izin vermiyorum. Hadi - yasak yere park ettik. | Open Subtitles | لن أدعك تقود ، تعالى - لقد وقفنا في الممنوع - |
Yasaklanmış böcek ilacı. | Open Subtitles | مبيد الحشرات الممنوع |
Bu kadar genç, bu kadar çaresiz... başının çaresine bakamayacak birini... vampir yapmak yasaktır. | Open Subtitles | من الممنوع ان تحول شخص في سنها يا للمأساة أنها لا تستطيع أن تعيش وحدها |