"المُطلق" - Translation from Arabic to Turkish

    • nihai
        
    • mutlak
        
    • kendilerine tuzak
        
    nihai olanı istiyorsan, en yüksek bedeli ödemeye razı olmalısın. Open Subtitles إذا أردت المُطلق فعليك أن تكون على إستعداد لدفع الثمن المُطلق
    Çok daha büyük bir gizem - Belki de nihai gizem. Open Subtitles بينما يحاوِلون حل لُغز المادّة، أدرك عُلماء الفيزياء أنهم على دربٍ للُغزٍ أكبر بكثير .. رُبما اللُغز المُطلق.
    Bu bir bakıma Hıristıyanlığın inananlarına verdiği nihai sözüydü. Open Subtitles بهذا الوعد المُطلق الذي تُقدِّمه المسيحية لمُعتَنِيقيها
    Geri kalan günlerinde eksiksiz ve mutlak başarısızlığını düşünürsün artık. Open Subtitles لذا ستقضي باقي عمركَ لأكمال ما عليكَ أكماله ، و المضي للفشل المُطلق.
    Çünkü senin mutlak olan inancına benim mutlak inancım var, onlar bugün evlenmeliler. Open Subtitles لأنّ لديّ إيماناً مطلقاً بإيمانكِ المُطلق أنّهما يجب أن يتزوجا اليوم.
    Birkaç mahkum, kendilerine tuzak kurduğu iddiasıyla hakkında şikayetçi olmuş. Open Subtitles العديد من المُطلق سراحهم تحت وصايته، رجعوا إلى السجن...
    Günlük hayatta bunca engel varken nihai amacı düşünmek çok zor. Open Subtitles من الصعب التفكير بشأن هدفنا المُطلق في الوقت الذي يُمكن فيه للحياة أن تكون مليئة بالعديد من الحواجز.
    Bu şekilde, İsa'nın ölümü Hıristıyanlar için ölüme karşı alınan nihai bir zafere dönüştü. Open Subtitles و بهذه الطريقة تحوَّل موتُ "يسوع" بالنسبة للمسيحيين إلى النصر المُطلق .على الموت
    Şimdi 1,3 milyar km. uzaklıkta, TK-14'e ayak bastığımızda nihai gerçekliği kavrama konusunda bir adım öteye geçiyoruz. Open Subtitles والآن على بعد 798 مليون ميل، ونحن ندعم سطح كوكب "تي كي 14"، تقدمنا خطوة للأمام في فهمنا للواقع المُطلق
    Hayatın nihai amacı nedir? Open Subtitles ماهو المغزى المُطلق من الحياة؟
    Çocuğun Chippewa mirası yüzünden, kabilenin bu evlat edinmeyi önlemesi için mutlak surette hakkı olduğunun...farkına vardınız. Open Subtitles أصبحت واعية بشأن أنّ تراث الطّفل هنديًّا، القبيلة لديها الحقّ المُطلق لتوقيف هذا التّبني؟
    Bu şeyi mutlak sıfıra ulaşacak şekilde tasarladım. Open Subtitles لقد صنعت هذا الشيء ليصل لدرجة الصفر المُطلق
    mutlak Egemenlik İmparator Devresi Open Subtitles "{\cH2A2595\2cH0611F7\3cH94C3DB\4cH050505}"الإتقان المُطلق: أوان الإمبراطور!
    Sonsuz ve mutlak huzura kavuşmak için herşeyi yeni keşfeder gibi gözlemledim ve onların köklerini araştırdım. Open Subtitles "إحراز الخواء النهائيّ والسكون المُطلق" "إنّي ألاحظ كلّ شيء على حين يتطوّر ثم يعود لأصله"
    Tanrının ve ailelerinin ve kızın babasının iş yaptığı bir adamın huzurunda dururlar, ve hiçbir şeyin, ne fakru zarurette, ne hayatı tehdit eden hastalıkta, ne mutlak sefalette sahip oldukları ebedi aşka ve bağlılığa engel olmayacağına dair yemin ederler. TED وسوف يقفان أمام الله والعائلة وشخصٌ ما تربطه بوالدها علاقة عمل, وسوف يتعهدان أن لا شيء لا الفقر المُدقع, ولا الأمراض المُهددة للحياة, ولا البؤس المُطلق والكامل سوف يُدخل اي مقدار ضئيل من التعاسة على اخلاصهم وحُبهم الأبدي
    mutlak güzelliği bulmak için, umut etmeleri. Open Subtitles البحث عن الجمَالِ المُطلق
    Mahpuslar, Galuska'nın kendilerine tuzak kurduğunu söylüyordu. Open Subtitles المُطلق سراحهم بشروط الذين قالوا أن (غالوسكا) أوقع بهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more