Bir daha bu tür şeyler yapmayacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وَعدتَني بانك لن تفعل هذا النوعِ مِنْ الاشياءِ ثانيةً |
Öyle olabilir, ama bu tür bir savaş partisini haklı çıkaracak bir şey olmadı. | Open Subtitles | ذلك قد يكون لذا، لكن لم يحدث شيء لتبرير هذا النوعِ من حرب الاحزاب |
Ama buralarda daha önce hiç bu tür sorunlarımız olmamıştı. | Open Subtitles | لَكنَّنا مَا كَانَش عِنْدَنا ابدا ذلك النوعِ مِنْ المشكلةِ في هذه المياهِ. |
Nate demişti ki, ...sizi ikiniz bu tip kişilere yardım ediyormuşsunuz. | Open Subtitles | بأنّك الثاني كان عِنْدَكُما هذا النوعِ من العملِ وهو مساعدة الناسَ. |
Biz bu tip olaylarla her zaman karşılaşıyoruz. | Open Subtitles | لاتقلق. نُعالجُ هذا النوعِ مِنْ الشيءِ كُلّ الوَقت. |
Ya da buhar kazanından sektiğinde bir çeşit felç geçirdi. | Open Subtitles | أَو أَو بَعْض النوعِ حجزِ عندما وَثبَ مِنْ الغلاية. |
"Ben herhangi bir yerde kalmaya karar kılacak tipte biri değilim ki." | Open Subtitles | أنا فقط لستُ من النوعِ الذي يستقـرُّ على أيّ شيء |
Hayatımızda bu tür adamlara gerek yok. | Open Subtitles | نحن لَسنا بِحاجةٍ إلى ذلك النوعِ مِنْ الرجلِ في حياتِنا. |
Benimle bir tür zihinsel iletişim kurdu.. | Open Subtitles | عِنْدَها بَعْض النوعِ إتصالِ عقليِ مَعي. |
Susan'ın sinirleri çok gergin. Bu tür soruların yararı yok. | Open Subtitles | سوزان كَانتْ تحت الإجهادِ الفظيعِ، وذلك النوعِ مِنْ التحقيقِ لَنْ يُساعدَ. |
Bu tür 26 ayda bir çiftleşirmiş. | Open Subtitles | على ما يبدو إن هذا النوعِ لا يتزاوج إلا مرة كل 26 شهر |
Bu tür şeyleri indirimli saatlerde yapmak çok akıllıca. | Open Subtitles | نعم. جيد دائماً لعمَلُ ذلك النوعِ أثناء ساعاتِ الإستعمالِ المنخفضةِ. |
Hey, bak, Annie, Ben bu tür konuşmalarda iyi değilimdir. | Open Subtitles | هاي، آني لَستُ جيّدة في هذا النوعِ مِنْ الكلام |
- Bu tür bir sorumluluk için gerçekten hazır olduğu düşünüyor musun? | Open Subtitles | هَلْ تَعتقدينُ حقاً بأنّك مستعدّه لهذا النوعِ مِنْ المسؤوليةِ؟ |
Biliyorsun, bu tip davranışlar cinsel taciz olarak değerlendiriliyor. | Open Subtitles | أتعرف، هذا النوعِ مِنْ السلوكِ قد يصنف على أنه تحرش |
Genellikle eşlerinin bu tip davranışlarına tolerans gösteren kadınlar... ..özsaygılarının olmayışından muzdariptir. | Open Subtitles | عادة نِساء الذي يَتحمّلُ هذا النوعِ مِنْ السلوكِ مِنْ أزواجِهم يَعاني مِنْ قضايا إحترامِ الذات المنخفضةِ. |
Onu gördüğün için özür dilerim ve bilmeni istiyorum ki öyle garip bir tip değilim tamam mı? | Open Subtitles | لذا أَنا آسفُ بأنّك كان لا بُدَّ أنْ تَرى ذلك، وأنا فقط أُريدُك أَنْ تَعْرفَ لا ما زِلتُ بَعْض النوعِ شاذِّ، حَسَناً؟ |
Onun bir çeşit hastalığı var sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّها كَانَ عِنْدَها بَعْض النوعِ مرضِ. |
İki adam içeriye girer ve bir çeşit tartışmaya girerler. | Open Subtitles | رجلان يَنكسرانِ ويَدْخلُ ويَدْخلُ بَعْض النوعِ مشاجرةِ. |
Bir çeşit "Hindi Boynu" gibi bir şey oldu.. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي ذلك النوعِ من رقبةِ الديك رومي، تعرفي ؟ |
Daha çok, sihirli bir lambanın içine hapsedilip tüm sırlarını anlatması için zorlanan tipte bir cin. | Open Subtitles | وإجبارها على كشف جميع أسرارها ذلك النوعِ تعتقد أنها تعرف شيئا عن جارودا؟ |
İşte bu ortakların bir züppe olduğunu düşünmelerini sağlayacak türden bir davranış. | Open Subtitles | وهو بالضبط ذلك النوعِ مِنْ السلوك الذي يَجْعلُ الشركاءَ يَعتقدونَ أنك أبله |