Şato ve parktaki Kadınlar böyle giyinirler. | Open Subtitles | النِساء في القلعةِ والمتنزهِ بيلبسوا كدة |
Kadınlar. Onlarla da olmuyor, onlarsız da. | Open Subtitles | النِساء لا تستطيع العَيْش معهم ولا تستطيع العَيْش بدونهم |
Kadınlar daha çok tecrübe edinmeli. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب على النِساء أَنْ يُجرّبنَ أكثر |
Ve Beast tarş losyonu kadınları hayvana dönüştürecek. | Open Subtitles | وكولونيا الوحشِ سَتُحوّلُ النِساء إلى الوحوشِ. |
Doğulu kadınların bakışlarında etkileyici bir şeyler vardır. | Open Subtitles | النِساء الشرقيات عِنْدَهُنّ مثل هذه النظرة الغامضة عنهم |
Döndüklerinde Kadınlar ağlıyormuş. | Open Subtitles | عندما رَجعوا النِساء كَانتْ تَبْكي في الظلامِ |
Dört ya da beş. Kadınlar hep aynı şeyi istiyor. Üstüne alınma Bev. | Open Subtitles | أربعة خمسة.النِساء عايزين نفس الشيءِ.مفيش ضرر بيف. |
Erkekler tarafından kontrol edilemeyecek Kadınlar, onlar tarafından dövülemeyecek, sığır gibi alınıp satılamayacak. | Open Subtitles | النِساء اللواتي سوف لن يكن تحت سيطرة الرجال لا تحقر لا تشترى و تباع مثل الثيران |
- Çok üstüme geliyorsun dedi. - Kadınlar labirenttir dostum. | Open Subtitles | قالتْ أنني ضَغطَت عليها كثيرا النِساء متاهة، يا صديقي |
Tüm erkekler birbirini, tüm Kadınlar da yanındaki kadını öptü. | Open Subtitles | وكُلّ النِساء يُقبّلنَ بعضهم البعض ولَستُ متأكّدَ، |
Kadınlar bugünlerde kendilerini daha güvende hissediyor. | Open Subtitles | النِساء يَشْعرنَ آمناتَ أكثر بكثيرَ في موقعِ العمل الآن. |
Kadınlar kitap kiralamak yerine bizleri okumalılar, ...böylece okuduklarını anlarız. | Open Subtitles | واحد يَجِبُ أَنْ لا يُعيرَ الكُتُبَ، النِساء يَجِبُ أَنْ يَقْرأنَ إلينا، لذا نَعْرفُ بأنّهم قَرأوه. |
Yani bütün Kadınlar fahişe mi diyorsun? Saçmalama. | Open Subtitles | أوه، لذا، أنت تَقُولُ كُلّ النِساء هَلْ العاهرات؟ |
Kadınlar çıldırmış olmalı. | Open Subtitles | النِساء مجنونات مَنْ الذي سيقوم بذلك أكثر مِنْ مرّة؟ |
erkekler ve Kadınlar var. | Open Subtitles | هؤلاء هُم الرِجال و النِساء الذينَ يُحارِبونَ قُوى الشَر |
Stallano haklıydı. Fransız kadınları or*** du. | Open Subtitles | قالَ ستالون دائماً النِساء الفرنسيات كُنّ صعاليكَ. |
Güzel kadınları çirkin erkekler kapar. | Open Subtitles | النِساء الجميلات أصبحْ مَأْخُوذاً مِن قِبل الرجالِ القبيحينِ. |
Demek ki sadece kadınların dokunabildiği doğruymuş. | Open Subtitles | إذا فهو حقيقيُ. النِساء فقط يمكن أن يلمسوها |
Peki Bayan Novak, kadınların bunu nasıl yapacağını öneriyorsunuz? | Open Subtitles | وهكذا تَقترحُ النِساء أن يَعملنَ ذلك، الآنسة نوفاك؟ |
kadınlara tecavüz eden, döven, öldüren erkekler. | Open Subtitles | الذينَ اغتصبوا النِساء و ضَربوهُم، و قَتلوهُم |