Anne ve babamın herşeyi batırdıklarını anladığımda, yani bana kesinlikle güvenebilirsin. | Open Subtitles | عندما اكتشفت والدي وهما يفسدان الأمور, لذا بإمكانك الوثوق بي حتما |
Bunu yapacağına güvenebilir miyim yoksa burada oturup seni izleyeyim mi? | Open Subtitles | أيمكنني الوثوق بك في عمل ذلك أم عليّ أن أجلس هنا وأشاهدك |
Güvenine değer biri olduğuma inanırsan benim de sana güvenebileceğimi biliyordum. | Open Subtitles | علمتُ بأنني أستطيع الوثوق بكِ إن اعتقدتِ بأنني جدير بنيل ثقتكِ |
Yerinde olsam bunu yapmazdım. Cidden sevgiline güvenmek istiyor musun? | Open Subtitles | لن أفعل ذلك لو كنت مكانكِ أتريدين حقاً الوثوق بصديقكِ؟ |
- Kimseye güvenemezsin. - Şimdi puan yapışını izle. | Open Subtitles | ـ لا يمكنك الوثوق بأحد ـ راقبه وهو يحرز نقطة اضافية |
İronik bir durum ama asıl mesele şu ki sana güvenemeyiz. | Open Subtitles | هذا مثير للسخرية، ولكن المقصد هو أنّه لا يمكننا الوثوق بك |
Gerçek şu ki, belki de güven olmayan kişi bendim. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة كانت أنني أنا الذى لا يمكن الوثوق فيه |
eğer seni kendine döndürecek birine ihtiyacın varsa, ona güvenebilirsin. | Open Subtitles | إن كنتِ تريدين شخص ما تلجئين إليه يمكنك الوثوق بها. |
Hatta bir dahaki oyun için birkaç çeyreklik alacağıma da güvenebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك حتى الوثوق بأني سأحضر المزيد من الأرباع النقدية للعبة القادمة |
Çoklu görev ustasıyımdır ben aslında, ama bu sefer bana güvenebilirsin. | Open Subtitles | إني متعدد المهام بشكل باهر، لكن يمكنك الوثوق بي هذه المرّة. |
Sana güvenebilir miyim yoksa gene yalan mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أيمكننى الوثوق بك أم أنك تكذبين مجدداً ؟ |
Şimdi bunla başa çıkabileceğinize dair size güvenebilir miyim? | Open Subtitles | و تكونوا على اتصال أيمكنني الوثوق بكم في هذا يا رفاق؟ |
Sana işyerinde içki yasak demiştim. Sana güvenebileceğimi sanıyordum. | Open Subtitles | سبق وأن قلت لك لا خمور في المكتب اعتقدت أنه يمكنني الوثوق بك |
Şu an sana güvenmek benim için oldukça zor bebeğim. | Open Subtitles | إنه من الصعب علي حقاً الوثوق بك الأن , حبيبتي |
Çoğunlukla burada kendi türüne bile güvenemezsin, ne demek istediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | معظم الأوقات لا يمكنك الوثوق بجنسك في هذا المكان أتفهمني؟ |
Fakat biz yerleşmiş standartlara daha fazla güvenemeyiz. | TED | ولكننا لا نستطيع ببساطة الوثوق المعايير المعمول بها. |
Baa'ya olanlardan sonra artık hiç kimseye güven kalmadı, Bhavani kardeş. | Open Subtitles | بعد ماحدث لـ با ، من الصعب الوثوق في احد يابهافاني |
Üzgünüm, şu an hiç kimseye ya da hiçbir şeye güvenemem. | Open Subtitles | أنا آسف لا يمكنني الوثوق بأي شخص أو أي شئ الآن |
Anlarsınız sanmıştım. Size güvenebilirim sandım. | Open Subtitles | لقد ظننت أنك ستفهم و أنك مختلف لقد ظننت أنه يمكننى الوثوق بك |
Ve birisini bulursan, bizim sırrımızla ilgili bu insana güvenebileceğini nereden biliyorsun? | Open Subtitles | وإذا وجدتِ شخص، كيف تعرفين أن يمكننا الوثوق بذلك الشخص بشأن سرّنا؟ |
Fakat bazı şeyler var ki, şu anda sadece bize güvenmelisin. | Open Subtitles | ولكن هناك بعض الأمور التي عليك الوثوق بها. |
Posta servisimiz çok kötü ve güvenilmez. | Open Subtitles | خدمتنا البريديه سيئه لا يمكنك الوثوق بهم |
Affedersiniz, acaba sizde güvenilir bir atlas var mıdır diye soracaktım. | Open Subtitles | أهلا آنسه داشوود.. عذراً لكن هل لديك أطلس يمكن الوثوق به؟ |
Eğer Jaffa'yı savaşta yalnız bırakırsa Tok'ra'ya nasıl güvenebiliriz? | Open Subtitles | كيف يمكننا الوثوق بالتوكرا، إن كان بإمكانهم هجر الجافا في المعركة؟ |
Bu konuda bana güvenmen gerek. Dışarı çıkma. Kimseyle konuşma. | Open Subtitles | يتحتم عليك الوثوق هذه المرة .لا تخرجي، لا تحدثي أحد |