"الوثوق بك" - Translation from Arabic to Turkish

• Sana güvenebilir
• Sana güvenebileceğimi
• Sana güvenmek
• Sana güvenmeliydim
• güvenilmez
• sana güvenmem
• güvenemeyeceğimi
• güveneyim
• Sana güvenip
• size güvenmemi
• sana güvenebilirim
• sana güvenemeyeceksem
• sana güvenebileceğimden
• sana güvenebiliriz

Sana güvenebilir miyim yoksa gene yalan mı söylüyorsun?
أيمكننى الوثوق بك أم أنك تكذبين مجدداً ؟

Ebediyete kadar, yüzde yüz. Ben Sana güvenebilir miyim?
مائة بالمائة حتى النهاية يمكنني الوثوق بك ؟

Sana işyerinde içki yasak demiştim. Sana güvenebileceğimi sanıyordum.
سبق وأن قلت لك لا خمور في المكتب اعتقدت أنه يمكنني الوثوق بك

Bana yalan söyledin, Kaa. Sana güvenebileceğimi söylemiştin.
لقد كذبت علي يا كا وقلت أنني أستيطع الوثوق بك

Şimdi ise artık Sana güvenebilir miyim bilmiyorum.
والآن غدت لست متأكدة إن كان يمكنني الوثوق بك بعد الآن

- Sana güvenebilir miyim merak ediyorum.
كنت أتساءل ما إذا كان يُمكنني الوثوق بك فيمــا يتعلق بشيء.

- O ismi bilerek listeye koymadık ki Sana güvenebilir miyiz anlayabilelim.
لم نقم بتدوين اسمه على اللائحة , عمدًا لنرى إن كان بإمكاننا الوثوق بك

Sana güvenebilir miyim bilemiyorum.
لا اعرف ان كان علي الوثوق بك ام لا

Sana güvenebilir miyim diye soruyorum.
إنني أسألك إذا ما كان يمكنني الوثوق بك.

Sana güvenebilir miyim bilmiyorum.
‫لا أعرف ما إذا كان بوسعي الوثوق بك

Ama anlattım çünkü Sana güvenebileceğimi sanmıştım.
لكنني أخبرتك لأنني أعتقد بأنه يمكنني الوثوق بك

Gerçek şu ki bana, Sana güvenebileceğimi gösterdin.
لقد كبرت الحقيقة أنك أظهرتِ لي أنه يمكنني الوثوق بك

Sana güvenebileceğimi bilmemin tek yolu bu.
إنّها الطريقة لأعرف أنّه يمكنني الوثوق بك

Yine de bana elini uzattın, bu demektir ki Sana güvenebileceğimi görmemi istedin.
و مع ذلك تعرض عليّ المساعدة مما يعني بأنكَ تودّ معرفة إن كنتُ أستطيع الوثوق بك

Sana taşı verdiğimde Sana güvenebileceğimi nereden biliyordum?
عندما أعطيتك الحجر. كيف عرفت إنه بإمكاني الوثوق بك ؟

Şu an Sana güvenmek benim için oldukça zor bebeğim.
إنه من الصعب علي حقاً الوثوق بك الأن , حبيبتي

Başından beri aileme güvenmeliydim. Sana güvenmeliydim evlât.
كان يجب أن أضع ثقتي في العائلة أولاً وقبل كلّ شيء، كان يجدر بي الوثوق بك يا بُنيّ.

Çok içmekten değil, içince güvenilmez olduğundan dikkatli olmak zorundasın.
كما قال الرجل السمين, إن وجب أن تكون حذرا ألا تشرب كثيرا فهذا بسبب أنه لا يمكن الوثوق بك عندما تشرب كثيرا.

O anda sana güvenmem gerektiğini bilecek kadar çok şey öğrendim.
في هذه اللحظة علمت كل شيء وعلمت أنني أستطيع الوثوق بك

Geleneksel Tréade kurallarını. Sana asla güvenemeyeceğimi biliyordum.
قاعدة قديمة موجودة في عاداتنا تقول لن أستطيع الوثوق بك أبداً

Eğer sen bana güvenmezsen ben nasıl güveneyim sana?
صحيح, حسنا, كيف من المفترض عليّ الوثوق بك, إذا أنت لا تثق بي؟

Sana güvenip güvenemeyeceğimi bilmiyordum.
أنا لم أكن أعلم اذا كنت أستطيع الوثوق بك او لا

Dünyadaki en gelişmiş bilgisayar karşısında size güvenmemi istiyorsunuz.
أنت تطلبين مني الوثوق بك أكثر من الأكبر تطورا في نظام كمبيوتر بالعالم

O zaman, içerideki ajanımı rahat bırakman konusunda sana güvenebilirim.
إذاَ يمكنني الوثوق بك بترك عميلي بالداخل وحده

Eğer sana güvenemeyeceksem, 21 yaşına gelene kadar o oda da kalacaksın.
وإذا لم استطع الوثوق بك فستظلين بغرفتك حتي تبلغين 21

Artık sana güvenebileceğimden emin değilim.
لا أعرف اذا كان يمكنني الوثوق بك بعد الآن.

Andina, umarım sana güvenebiliriz.
اندينا، أمل ذلك بأنه يمكننا الوثوق بك