| Hiç beni bekliyor gibi görünmüyordun... karşılaşmaya devam ettik ama; | Open Subtitles | لم يبدُ عليك مطلقا انك في انتظاري لكننا استمرينا في لقاء بعضنا مع كل التفاتة |
| Hayatımda bir kadın var ve beni bekliyor. | Open Subtitles | هناك إمرأة جديدة في حياتي وهي في انتظاري |
| Para kazanamayacağımı sandın. Otobüs beklerken bir dolar buldum. | Open Subtitles | وظننتي أنني لن أجني المال وجدت دولار أثناء انتظاري للحافلة |
| Benden adalet bekleyen dört aile daha var. | Open Subtitles | لدي أربع عائلات في انتظاري أن أحصل لهم على القصاص. |
| Ben ceketimi alıp gelene kadar bekler misin? | Open Subtitles | هل يمكنك انتظاري هنا بينما أحضر سترتي؟ |
| Fakat beni ve insanlığı farklı birşey bekliyordu. | TED | ولكن شيئاً آخر كان في انتظاري انا والبشرية. |
| Bütün gün boyunca bekledin mi? | Open Subtitles | هل كنت في انتظاري طوال اليوم؟ |
| Beni beklediğini düşünmek benim için rahattan öteydi. | Open Subtitles | لقد كان من المريح أن أفكّر بأنكِ في انتظاري |
| Minik kızım da karada beni bekliyor. | Open Subtitles | وابنتي الصغيرة في انتظاري على الجانب الآخر |
| Önemli bir konu hakkında görüşmek üzere Yunan Başbakanı beni bekliyor. | Open Subtitles | الرئيس اليوناني في انتظاري من أجل اجتماع هام |
| Milyonlarca yılda hayal edemediğiniz şeyleri düşünebilirim! Evren beni bekliyor! | Open Subtitles | بإمكاني التفكير في أفكار لم تكونوا لتحلموا بها في ملايين السنين لقد كان الكون في انتظاري |
| Tam şu an dairemin kapısında onun iki gorili beni bekliyor. | Open Subtitles | حالياً هناك غوريلاتان على باب شقتي في انتظاري |
| - Polisler hastanede beni bekliyor olacak. | Open Subtitles | علينا ان الشرطة سوف تكون في انتظاري في المشفى |
| Yaklaşmamı işaret etti. Sanki beni bekliyor gibiydi. | Open Subtitles | أشارت لي أن أقترب، وكأنها كانت في انتظاري. |
| Sakıncası yoktur umarım. Seni beklerken zihin egzersizi yapıyordum. | Open Subtitles | آمل ألاّ تمانع، كنتُ أشحذ فطنتي أثناء انتظاري لك |
| Lezzetliye benzer. beklerken müesseseden kokteyl ya da atıştırmalık bir şeyler rica edeceğim. | Open Subtitles | يبدو لذيذاً، سأبدأ بشراب الكوكتيل وبعض المقبلات أثناء انتظاري |
| Sizi beklerken 3 içki almıştım. Oh! Oh, tamam,tamam. | Open Subtitles | قد أكون شربت 3 مشروبات أثناء انتظاري لكم. حسنا، حسنا. |
| Kalmayı çok isterdim aslında, cidden isterdim ama beni bekleyen bir gemi ve tayfa var. | Open Subtitles | اريدُ البقاء , حقاً ، اريدُ ذلك, ولكن لدي سفينةٌ وطاقمٌ في انتظاري. |
| Sultan beni bekler. | Open Subtitles | السلطان في انتظاري |
| Dün gece eve geldiğimde, polisler beni bekliyordu. | Open Subtitles | و عند وصولي للمنزل البارحة كانت الشرطة في انتظاري |
| # Ama sen beni bekledin # | Open Subtitles | ♪ و لكنك كنت فى انتظاري ♪ |
| Orda bir yerde ruh eşimin... beni beklediğini. | Open Subtitles | أنني أؤمن بالسحر و بوجود رفيق الروح في مكان ما في انتظاري |
| Bana attığı her dergiyi ona geri fırlattım ve başpiskopos olmasının umurumda olmadığını, devam ederse bekleme odasından atacağımı söyledim. | Open Subtitles | اعدت رمي كل مجلة عليه اخبرته انني لا يهمني ان كان هو رئيس الاساقفة انني سوف اطرده من غرفة انتظاري |
| Janine? Ne kadar süre beklemem gerekebileceğini söyleyebilir misin acaba? | Open Subtitles | " جانين " أتسائل لو تخبرني كم سيطول انتظاري |
| Belki de tüm haftasonunu burada beni bekleyerek geçirmiştir. | Open Subtitles | ربما قضى عطلة نهاية الأسبوع كلها في انتظاري. |