"انتظر" - Translation from Arabic to Turkish

• Bekle
• Dur
• Bir
• Durun
• bekliyorum
• bekliyordum
• bekleyin

Bekle. Görüyorum ki, genç bay Kessler teminat parasını henüz.
انتظر ، أرى بأن السيد كيسلر لم يدفع ضمانه بعد

Şimdi Bekle burada. Nişanlını getireceğim. Tanışmanızın zamanı geldi artık.
قرار حكيم، والآن انتظر هنا سأجلب خطيبتك فأخيراً سوف تتقابلا

"Kalbin kararliysa ve kalbin hosnut edilebilirse Bekle ve dinle.
لو كان قلبك حازم وقلبك يمكن ان يسعد انتظر واستمع

Dur Bir dakika. Gidip, şu kızla konuşalım. Tamam mı?
انتظر لحظة دعنا نذهب للتحدث مع هذه الفتاة, صحيح ؟

Bekle Bir dakika. Dur. Ya bu arada Banshee'yi bulursak.
انتظر لحظة، وماذا لو عثرنا على الجنِّية في الوقت الراهن؟

Gidip küçük Bir çanta hazırlıyordum ve Bay Timsah' ın gelmesini bekliyordum.
و كنت اذهب و احزم حقيبة صغيرة و انتظر السيد التمساح ليأتي

Eğer 37 çük çok diyorsan, Bekle ve gör, beyfendi.
اذا كنت تعتبر ان 37 قضيب كثيرا اذا فقط انتظر

Bekle, Ustanın astımı vardı. Ve aşçı bunu tedavi etmek için kullandı onu.
انتظر , المعلم كان عنده ربو و الطاهي كان يستخدم هذا في معالجته

Hey, Bekle Bir dakika. Oyuncak olmak Uzay Polisi olmaktan iyidir.
انتظر دقيقة أن تكون دمية أفضل من أن تكون حامى الفضاء

Bekle Bir dakika, yani burada 5 sent alıyorsun orada 10 sent mi?
انتظر , هل هذا يعني أنك تحصل على خمسة سينتات هنا وعشرة هناك

Bekle Bir dakika, Bekle Bir dakika. Bence işi bitti.
انتظر للحظة , انتظر أعتقد أنه قد نفذ منه البنزين

- Hadi buradan gidelim. - Bekle, köpeği beslemem lazım.
ـ دعنا نخرج من هنا ـ انتظر على إطعام الكلب

Sanki Bir aydır uyumamış gibiyim. Bekle. Hangi gümrük binası?
كأني لم انم لشهر كامل انتظر , مصلحة ضرائب ماذا؟

Bobby, annen biraz bedava peynir alırken sen burada Bekle tamam mı?
بوبى , انتظر هنا حتى تلتقط امك الجبن المجانى , حسنا ؟

Bir saniye Dur, sadece hasta olanlarlar bahsediyorsun, öyle değil mi?
ولكن انتظر , انت تتحدث عن المرضى منهم هنا اليس كذلك

- Hey, dostum Dur Bir dakika, Bekle. - Sana söyledim, hırsız değilim.
أنت , أنت , انتظر لقد أخبرتك يا رجل , انى لست بلص

Dur Bir dakika yani o senin sırtında yazarken numaralarımı hissettin?
انتظر ؟ تقصد عندما كتب على ظهرك انت شعرت به ؟

- Evet, futbol kanallarını da aldım. Durun. Bunları tanıyorum.
نعم ، أشاهد كرة القدم انتظر أنا أعرف هؤلاء الناس

Yukarı taraf, mavi dalgıç. Hâlâ alet çantam için bekliyorum.
ظهر السفينة , هنا الغواص الازرق مازلت انتظر حقيبة ادواتى

Rapor gelinceye kadar bekleyin. Bu bölgeyi incelemeğe başlıyoruz, baylar.
انتظر حتى يخرج التقرير سوف نبدأ بتغطية المساحة حضرة السادة