| Benim son atışım için tam zamanında geldin ve artık oyun sona erdi. | Open Subtitles | لقد جئت فى الوقت المناسب لضربتى الأخيرة و الآن ، لقد انتهت اللعبة |
| Alıştığınız rahat hayat artık sona erdi demek için geldim. | Open Subtitles | انا هنا لاقول لكم ان الحياه كما تعرفونها قد انتهت |
| Biliyorum, öğrendikleriniz hakkında düşünmeniz lazım, ders bitmiştir. | Open Subtitles | اعلم اننا لدينا الكثير من الاراء لنتناقش حولها.. لكن للاسف انتهت الحصة |
| Will üniversiteden geldi ve aralarındaki her şeyin bittiğini söyledi. | Open Subtitles | عاد ويل إلى المنزل من الكلية وأخبرها أن العلاقة انتهت |
| İlk gece bitmiş olabilir ama ben yine de uzak durucam. | Open Subtitles | ليلة الشؤم الاولى قد تكون قد انتهت لكننا سنبقى متباعدين للأبد |
| Ve iğrenç filminin süresi kim bilir kaç yıl önce doldu! | Open Subtitles | والشريط قد انتهت مدة صلاحيته منذ سنوات لا أحد يعرف عددها |
| Bayım, o kampanya otuz yıl önce sona erdi. artık hayvan bisküvisi yapmıyoruz. | Open Subtitles | سيدي هذه المسابقة انتهت منذ 30 عاماً نحن لا نصنع بسكويت الحيوانات الآن |
| Kölelik 1 37 yıl önce sona erdi. artık geçmişi unutun! | Open Subtitles | انتهت العبودية منذ 137 سنة مضت تحرك لابوك ولابو اللي جابك |
| Savaş sona erdi ve gelecek kazandı. Geçmişin hiç şansı yoktu. | Open Subtitles | الحرب انتهت والمستقبل قد فاز لم يكن للماضي أي فرصة للفوز |
| İstediğin gibi olmadı ve hikaye başlamadan sona erdi. | Open Subtitles | لا أظنّ. تجربتها انتهت, وكذلك تجربتي، نقطة. |
| Bu yarışma bitmiştir. Verin şu adama 10.000 doları! | Open Subtitles | هذه المسابقة انتهت أعطوا الرجل 10 آلاف دولار |
| Arkadaşının kanser testini yapacağım ama aramızdaki ilişki tamamen bitmiştir. | Open Subtitles | جيري، توقف. سأجري فحوصات السرطان لصديقك لأنني أؤمن بذلك ولكن بخصوص علاقتنا، فقد انتهت. |
| Bu ailenin, ben dahil artık suç ile işinin bittiğini söylüyorum. | Open Subtitles | أعني أن هذه العائلة انتهت من أعمال الجريمة وذلك يشملني أنا. |
| Ah dostum. Faith Hilling'in bittiğini kabul etmelisiniz artık ! | Open Subtitles | اوه يرفاق عليكم أن تدركوا بأن فيث هيلينع انتهت, اوكي؟ |
| bitmiş olsun ya da olmasın Seth, bu şeyi kullanmalıyız. | Open Subtitles | انتهت أم لا، سيث، نحن بحاجة إلى استخدام هذا الشيء |
| Bir saat doldu ve arabanın camını açıp anne ayı var mı diye etrafa baktım. | TED | وعندما انتهت الساعة، دفعتُ نافذتي إلى أسفل، وتحققتُ من وجود الدبة الرمادية. |
| Sayın Büyükelçi, saygısızlık etmek istemem ama konseyin müzakereleri tamamlandı. | Open Subtitles | سيدي السفير، مع كل الاحترام، مُداولات المجلس انتهت. |
| Bu talihsiz kurbanlar için, hayat okyanusa girmeye karar verdiklerinde biter. | Open Subtitles | لهذا مؤسف الضحية , والحياة انتهت عندما قرر أن يدخل المحيط. |
| Haklısın Randy. Biraz acılı oldu ama sonu güzel oldu. | Open Subtitles | هذا صحيح راندي، كانت جولة جامحة لكن الأمور انتهت بسلامة |
| Şanssızdı. Diabet hastası oldu. Konu kapandı. | TED | أصيبت بداء السكري. هذا كل ما في الأمر، انتهت القضية. |
| Bu ıssız adadaki bütün yıllarım kurtulma umudundan mahrum olarak geçti. | Open Subtitles | طوال سنواتي على هذه الجزيرة المقفرة، انتهت كلّ آمالي في التعافي |
| Savaş yeni bitmişti, büyük olan, bilirsin. | Open Subtitles | وكانت الحرب قد انتهت لتوها, الحرب الكبيرة, انت تعلم |
| Görüntü bitiyor ve Hedge ikinci eserini güneydoğuya doğru 198forest'da tespit ediyor. | TED | انتهت الرؤية، وعثر هيدج على القطعة الأخرى في الغابة رقم 198، في الجنوب الشرقي. |
| Seremoni bittiği gibi buraya koştum. | Open Subtitles | و عندما انتهت المراسم أتيت إلى هنا مسرعة |