"انت لا تفهم" - Translation from Arabic to Turkish

• anlamıyorsun
• Anlamıyorsunuz

Psikolojiden anlamıyorsun.
انت لا تفهم فى علم النفس ، اذا اردت التظاهر انك شخص آخر

Derdimi anlamıyorsun! Biraz havam olabilirdi!
انت لا تفهم كان بامكانى ان اصبح بطــــلا

- Bir dahaki sefere işaretleri oku. - Hey, anlamıyorsun.
في المرة القادمة اقرأ الاشارة انت لا تفهم

Anlamıyorsunuz! Yok yere neden bize ödeme yapsınlar ki?
انت لا تفهم اذن, لماذا يجب عليهم أن يدفعوا

1-12, Wall Street. Bekle, bu bir taksi değil. Anlamıyorsunuz.
الى112 وول ستريت انتظر هذه ليست سيارة اجرة انت لا تفهم

Anlamıyorsunuz. Sadece oturuyor ve konuşmuyor.
انت لا تفهم يا سيدى انه يجلس ولا يريد التحدث

anlamıyorsun. Güvenliğin başına geçmek için ısrar ettim.
انت لا تفهم لقد تخطيت رتبة وتوليت أمر الحماية

anlamıyorsun, bu filmi bitirebilmek için her şeyimi ipotek ettirdim.
ارت انت لا تفهم لقد رهنت كل شيء لأتم هذا الفيلم

Ve anladığını mı sanıyorsun? _BAR_ Hiçbir şey anlamıyorsun.
و انت تعتقد بانك فاهم انت لا تفهم أى شىء

anlamıyorsun. Bir daha böyle bir şansım olmayacak.
انت لا تفهم انا لن يكون عندي فرصه ثانيه مثل هذه

anlamıyorsun, değil mi?
انت لا تفهم الامر ، أليس كذلك ؟ الامر يتطلب اكثر من لكمة جيدة ؟

Burada başarmaya çalıştığımız şeyi... anlamıyorsun.
انت لا تفهم ما نحاول ان ننجز هنا حسنا ..

Bununla Nobel'i kazanabiliriz! Bu şeyin gücünü anlamıyorsun. Çok tehlikeli.
انت لا تفهم مدى قوة ذلك الشيء انه في غاية الخطورة ولا يمكن التحكم به

anlamıyorsun,Yanlış insanların arasındayım
انت لا تفهم ذلك فأنت لا تعلم أين أنا الان يارجل

Bak baba, anlamıyorsun. Bu şekilde olmuyor. Kafamın içinde değilse yapamam.
أبي انت لا تفهم إنها لا تعمل هكذا إن لم تكن هنا لا استطيع فعله

Anlamıyorsunuz, burda bir armoni bütünü içinde yaşıyoruz biz
بالحقيقه انت لا تفهم ذلك فقط هلا بقينا بتوافق ؟

Hayır, Anlamıyorsunuz. Bu insanlara yardım etmelisiniz.
لا , انت لا تفهم عليك ان تساعد هؤلاء الناس

Memur bey, lütfen, Anlamıyorsunuz. Hepimiz tehlikedeyiz.
ايها الشرطي , انت لا تفهم نحن الذين في خطر هنا

- Hayır, Anlamıyorsunuz. Açıklamam gerek.
.انتظر هنا , لوري .لا , انت لا تفهم , أحتاج ان اشرح شيئا

Anlamıyorsunuz, benim için asla orada olmadı, o yüzden ihmal döngüsünü kırmaya çalışıyorum.
انت لا تفهم انها لم تكن معي قط لهذا انا احاول ان اقترب منها

- Anlamıyorsunuz. - Hepsi de farklı zamanlarda.
انت لا تفهم بأوقات مختلفه بالشهر