| Söyleyecek bir şeyleri olmasa bile, çocuklarını dinlemeye hazır olmalısın. | Open Subtitles | يجب ان تكون مستعداً للإنصات الى اولادك, حتى إن لم يكن عندهم شىء لقوله. |
| Söyleyecek bir şeyleri olmasa bile, çocuklarını dinlemeye hazır olmalısın. | Open Subtitles | يجب ان تكون مستعداً للإنصات الى اولادك, حتى إن لم يكن عندهم شىء لقوله. |
| Dana, çocukların olduğunda o tatlı küçücük suratlarıyla sana bakmaları ya da o tatlı incecik sesleriyle seninle konuşmalarını duymak... | Open Subtitles | دانا أنت تعلمين عندما يكونوا اولادك وكيف ترين كيف تنظرون اليك بوجوههم الصغيرة البريئة |
| Bunlarla uğraşmasaydın; çocukların filan olurdu şimdiye kadar. | Open Subtitles | ليس إذا هذا ما انتهى بك الأمر بالنسبة إلى اولادك |
| Bu yolla, bana çocuklarının annesini tanıştırırsın... ve beni akşam yemeğine davet edersin. | Open Subtitles | وستقدمنى إلى أم اولادك وتدعونى على العشاء |
| Eğer işler senin ve Richard'ın oğlu arasında yolunda giderse çocuklarına dedeleriyle yattığını anlatabilirsin. | Open Subtitles | اذا كانت الأمور جيدة بينك و بين ابن ريتشارد انتى ممكن ان تخبرى اولادك انكى نمتى مع جدهم |
| Özellikle siz ve Çocuklarınız açsanız ve komşularınızın çocukları acıkmışsa ve bütün etrafınızdakiler acıkmışsa, oldukça sinirlenirsiniz. | TED | خاصة ان كنت جائع .. و اولادك جياعٌ واولاد جيرانك جياع .. وكل من في الحي جياع فانت حتما ستكون غاضباً جراء ذلك |
| Hapishaneye geri dönüp, çocuklarını terk etmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد أن تعود للسجن مجدداً وان تبتعد عن اولادك |
| Bazen çocuklarını gerçeklerden korumak gerçekleri anlatmaktan, çok daha iyidir. | Open Subtitles | أحيانا من الافضل ان تحمي اولادك من من الحقيقة بإخفاء الحقيقة |
| Babam seni ve çocuklarını akşam yemeğine davet etmemi istedi. | Open Subtitles | ابي ارادني ان ادعوك و اولادك للعشاء اليلية |
| Sana yardım etmek için, lanet olası çocuklarını kendi çocuklarım gibi yetiştirmek için götümü yırtıyorum ve sen benimle böyle mi konuşuyorsun? | Open Subtitles | انا احاول جاهداً لمساعدتك اعامل اولادك كأنهم أولادي وانتِ تريدين التحدث معي هكذا؟ |
| Neden? Çıkıp çocuklarını bulabileceksin. | Open Subtitles | ستتمكنين من البحث عن اولادك وستتمكنين من افسادهم بنفسك |
| Kocan ölür, çocukların gider, işin iflas eder ama Bree her zaman ayakta kalır. | Open Subtitles | يموت أزواجك يغادر اولادك عملك ينهار و بري دائما تعود للوقوف على قدميها |
| çocukların yetişkin oldu ama Oliver henüz 6 yaşında. | Open Subtitles | اولادك ناضجون لكن اوليفر في السادسة من عمره |
| Bunu sana söylemekten üzüntü duyuyorum ama çocukların, talihsiz bir şekilde bir kamyonun arkasında kaldılar. | Open Subtitles | يحزنني ان اعلمك ان لسوء حظ اولادك فلقد علقوا في مؤخرة الشاحنة |
| çocukların nerede olduğunu şimdi merak etmen hoşuma gitti. | Open Subtitles | يعجبني انّك الآن بدأت بالتساؤل عن مكان اولادك ؟ |
| Bence çocuklarının onda olduğunu bilmeni istiyor. | Open Subtitles | انا اعتقد انها كانت تريد ان تقول انها تمتلك اولادك |
| çocuklarının bulunmaları gereken yerden... 3000 km ötede olduğunu öğrenmek ne kadar korkutucu, biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل لديك اي فكرة عن مدى القلق الذي يصيبك عندما تكتشف ان اولادك على بعد ألفي ميل مِن المكان الذي يفترض بهم التواجد به |
| çocuklarının seni sevmesi önemli değil. Seni sevmek onların görevi değil. | Open Subtitles | لايهم ان كان اولادك يحبوك ليس وضيفتهم ان يحبوك |
| tatlım, eğer dualara konsantre olamıyorsan, çocuklarına ne öğreteceksin? | Open Subtitles | عزيزتى اذا لم تركزى فى الصلوات ماذا ستعلمين اولادك |
| Çocuklarınız büyümüş, daha küçük bir yerde daha mutlu olursunuz. | Open Subtitles | وانت اولادك متزوجين وستكون سعيدا اذا انتقلت لبيت أصغر |
| "Bayan Barone lütfen Çocuklarınızı etnik yiyeceklerden çıkarır mısınız ?" | Open Subtitles | سيدة بارون هلا ابعدت اولادك عن الاطعمة العرقية ؟ |