Böylece bu diyarı, kendi gözlerinle görebilirdin Eg. | Open Subtitles | (عندها تستطيعين رؤية هذا المكان بنفسك يا (ايج |
Kludd yanılıyordu. Babam haklıydı. Bütün anlattıklarında haklıydı Eg. | Open Subtitles | كان (كلاد) مخطئا، أبي كان على حق (كان دائما على حق يت (ايج |
Hatta Kiel fatihi Lyze bile. O bile gerçek Eg. | Open Subtitles | وكذلك (لايز) قائد (كيل) حقيقي (يا (ايج |
1991'de birkaç kişiyle birlikte Ig Nobel ödülü seramonisi başlattık. | TED | في عام 1991، قمت، مع مجموعة من أشخاص آخرين، بإطلاق حفل جائزة ايج نوبل |
Ig Nobel ödülüne her yıl 9.000 civarında aday alıyoruz. | TED | كل سنة، نحصل 9,000 ترشيحا جديدا لجائزة ايج نوبل |
- Yani bunun benim geçen hafta Samit Egg ile toplantı yapmamla hiç alakası yok? | Open Subtitles | -اذا هذا ليس له علاقة ابدا عن ذلك اللقاء الاسبوع الماضي مع (ساميت) و(ايج)؟ |
Muhafızların Ağacındayız Eg. Bak. | Open Subtitles | (نحن في شجرة الحراس يا (ايج (انظري.. |
Soren, söz vermiştin. Eg? | Open Subtitles | (لقد وعدتني يا (سورين - ايج)؟ |
Hayır, Eg, hayır. Bu mümkün değil. | Open Subtitles | كلا يا (ايج)، هذا محال |
Hayır, olamaz Eg. | Open Subtitles | كلا يا (ايج |
Eg. | Open Subtitles | (ايج) |
Geçen yılın Ig Nobel kazananlarının her biri bizden 10 trilyon dolar kazandılar. | TED | في السنة الماضية، أي واحد من العشرة الفائزين بجائزة ايج نوبل تلقى منا 10 ترليون دولار. |
Tıka basa oturmuş 1.100 kişi ve elinizi sıkmak ve Ig Nobel'inizi vermek için kürsüde daha önce Nobel kazanmış kişiler sizi bekliyor oluyorlar. | TED | تناسب 1100 شخص إنها تتكدس إلى الخياشيم وفي الأعلى على المنصة، ينتظرك لمصافحتك، ينتظرك ليناولك جائزتك ايج نوبل حفنة من الفائزين بجائزة ايج نوبل. |
Peki Ig Nobel ödülüyle ne kazanıyorsunuz? | TED | على ماذا تحصل إذا فزت بجائزة ايج نوبل؟ |
Hatta, kazananlar Ig Nobel ödülü seramonisine gelme masraflarını kendileri karşılamak zorundalar, birçoğu da bunu yapıyor. | TED | لذلك لا نستطيع أن نعطيهم. في الحقيقة، الفائزون عليهم الدفع بطريقتهم الخاصة ليأتوا إلى مراسم جائزة ايج نوبل. كما يفعل أغلبهم. |
Bir Ig Nobel ödülü kazanıyorsunuz. | TED | ستحصل على جائزة ايج نوبل |
Oradaki merkez bankasının müdürünün de matematik dalında Ig Nobel'i var bu arada. | TED | الرجل المسؤول، الذي يدير البنك الوطني هناك، بالمناسبة، فاز بجائزة ايج نوبل في الرياضيات (ضحك) |
Samit Egg onu çalmaya çalışıyor. | Open Subtitles | (ساميت) و(ايج) يحاولان صده |