Şimdi bir an duralım ve bu dört derecelik küresel ortalama sıcaklığı düşünelim. | TED | والآن، لنأخذ استراحة لمدة وجيزة ونفكر في متوسط درجات الحرارة المقدر بأربع درجات. |
Sadece maddenin 12 taneciği, doğanın dört kuvvetiyle birlikte yapışık duruyor. | TED | فقط 12 جزيئ من المادة. ملتصقة معاً بأربع قوى من الطبيعة. |
Ben kendim yapardım ama şu anda dört başka anlaşmayla ilgileniyorum. | Open Subtitles | ، بإمكـاني إتمـام ذلك بنفسي إلا أنّي منشغلة بأربع صفقات أخرى |
Şimdi oyun oynamayı kes ve işini yap, seni dört ayaklı piton! | Open Subtitles | الآن دعيكي من العبث هنا و قومي بعملك, أيتها الأفعى بأربع أرجل |
Sonunda da Tiger'ın dört büyük turnuvayı sıraya kazandığı zamanı görürüz. | Open Subtitles | ثم تنتقل الصورة لتظهر فوز تايجر بأربع بطولات رئيسية على التوالى |
Büyüklerin küçüklerden sorumlu olduğu dört yaz kampı benim için çok aydınlatıcı olmuştur. | Open Subtitles | بأربع تجارب في المخيمات الصيفيه,بالإضافة الى تجاربي مع الإخوة الكبار, والتي ألهمتني حقا |
dört odalı bir süit filan olsun ki herkes birbirine göz kulak olabilsin. | Open Subtitles | إنه يبدو كجناح مشترك بأربع غرف لكي يكون بإمكان كل شخص مراقبة الآخر. |
Köpek kulağı sizin kulak dediğiniz kurumuş kayısıdan dört kat daha hassasdır. | Open Subtitles | أذن الكلب حساسة أكثر بأربع مرات من مشمشتك الجافة التي تسميها إذنا |
Geçen sene dört kere madde etkisi altında araç kullanmış. | Open Subtitles | تم اتهامه العام الماضي بأربع حالات قيادة تحت تأثير الثمالة |
Chris, birisinin dört tane cinayetle suçlanması kaldırılabilir bir şey değil. | Open Subtitles | كريس, ليس سهلاً أن تتعاطف مع شخص متهم بأربع جرائم قتل |
Toryum doğada bulunun bir nükleer yakıt ve yerkabuğunda uranyumdan dört kat daha yaygın. | TED | الثوريوم هو وقود نووي موجود طبيعياً وينتشر في قشرة الأرض أكثر من اليورانيوم بأربع مرّات. |
Bunların hepsi dört derecelik artış senaryosunda bizim için çok zorlayıcı olacak. | TED | وسيكون كل هذا تحديا خلال سيناريو أقل بأربع درجات. |
Neticede, dört derecelik senaryoda tahmin edilen etkiler, küresel çapta düzene oturmuş yaşamamızla birbirine uymayacak. | TED | إذن في المجمل، أنواع الأثار المتوقعة لسيناريو أقل بأربع درجات مئوية ستكون مختلفة مع المعيشة المنظمة العالمية. |
Anlatı yaklaşık 17.000 satırdan oluşsa da, görünüşe göre bitmemiş, çünkü girişte 29 yolcu tanıtılıyor ve her birine dört hikâye sözü veriliyor ve hancı hiçbir zaman bir kazananı ödüllendirmiyor. | TED | وفيما يتجاوز السرد السبعة عشر ألف سطر، يبدو أن العمل لم يُتم، لأن التمهيد تحدث عن تسعة وعشرين حاجاً ووعد بأربع قصص لكل منهم، ولأن صاحب الُنزل لم يُعلن عن فائز. |
Küçük bir mutasyon, iki kanatlı bir canlıyı alıp, Onu dört kanatlı bir canlıya dönüştürebilir. | TED | طفرة صغيرة ممكن أن تحدث في ذبابة ذات جناحين وتجعلها بأربع أجنحة |
Bu üzerinde dört turuncu daire bulunan büyük mavi bir mendildi. | TED | كان منديلاً كبيراً أزرق اللون بأربع دوائر برتقالية. |
Düşman bu dört hedefte meşgul edilirken, biz asıl hedefimize doğru ilerleyeceğiz. | Open Subtitles | عندما يكون العدو منشغلا بأربع جبهات، سنتحرك ضد هدفنا الحقيقي هل لازلنا متفقين؟ |
Nasıl oldu da buraya dört tane can yeleğiyle geldiniz? | Open Subtitles | كيف إنتهى بكم المطاف وأنتم مجرد ثلاث أشخاص بأربع سترات نجاة |
Dondurma ve dört kaşık. | Open Subtitles | الكمان, بهجة زلاجةِ الكلاب بأربع ملاعقِ. |
Bende Aparicio'nun imzası vardı ama dört dolar için bir turiste sattım. | Open Subtitles | كان عندي توقيع أبريسيو لكني بعته بأربع دولارات لسائح |
Ayrıca, aslında Brezilya'da bir mağarada dörtlü seks yaparken imkanları az olan insanlar için ev inşa ediyorum demem de benim hatamdı. | Open Subtitles | أنَّني كنت أبني المنازل للمحرومين. عندما كنت في الواقع أمارس الجنس بأربع إتجاهات، بكهفٍ... |