"بإخبار" - Translation from Arabic to Turkish

    • söyleyerek
        
    • haber
        
    • söylemekle
        
    • e
        
    • söyleyip
        
    • söyleyeceğim
        
    • söylemek
        
    • söyler
        
    • söylemiş
        
    • anlatmak
        
    • söylemeye
        
    • anlatmakla
        
    • söyleyeceğiz
        
    • söylemeyi
        
    • anlatacağım
        
    Kendime bütün kalmam gerektiğini söyleyerek mantığa uygun hale soktum. Open Subtitles قمتُ بموازنة الأمر بإخبار نفسي أنني بحاجة لهذا .لأبقى وأركز
    - Öyleyimdir. Cesetlerde değerli bir şey yoksa, Ruslara haber veririz. Open Subtitles إذا لم يَكن هناك شيئاً قيماً على الجثث، سنقوم بإخبار الروس
    O küçük sürtük anneme lezbiyen olduğumu söylemekle beni tehtit etti. Open Subtitles تلك الساقطة الصغيرة تهدد بإخبار أمي أني مثلية.
    Daha çok, bulduğum şeyi geç olmadan Dr. Blake'e iletmekle ilgileniyorum. Open Subtitles أنا مهتم أكثر بإخبار الدكتور بليك عما وجدته، قبل فوات الآوان
    Kendime bilmediğini söyleyip durdum, böylece sen olamazdın. Open Subtitles واستمررت بإخبار نفسي أنك لا تعلم, لذا لا يمكن ان تكون الفاعل
    Şerif'e senin yeni dostlarının kim olduğunu söyleyeceğim. Open Subtitles سأقوم بإخبار صديقي الجديد العمدة،أنّ أصدقاءكِ الجدد
    Bu gerçek L'e benim Kira olduğumu söylemek anlamına gelir! Open Subtitles إن قتلتُه واتضح أنه ليس إل، فسيكون الأمر أشبه بإخبار إل أنني كيرا
    Neden hikaye? Bence bu konuda hevesli yaratıklarız, DNA'mız bize hikaye anlatmamızı söyler. TED لماذا قصة؟ حسنًا أعتقد بأننا مسلكين يأمرنا الحمض النووي الخاص بنا بإخبار القصص
    Hani belki gidip de Sonia'ya kedi almanın güzel bir fikir olduğunu söylemiş olabilir misin? Open Subtitles بإخبار سونيا أنها فكرة جيدة لها أن تبدأ بإقتناء القطط ؟
    Nerede olduğumu, ya da ne yaptığımı insanlara anlatmak istemezsen anlarım. Open Subtitles إن لم ترغب بإخبار الناس أين كُنت وما فعلته فلا بأس
    Özellikle arkadaşlarına başka insanların yapamadığı şeyleri yapabildiğini söylemeye başlamışken. Open Subtitles خاصة منذ أن بدأ بإخبار أصدقاءه بقدرته على القيام بأشياء...
    Belki sizi karınıza her şeyi anlatmakla tehdit etti... ve muhteşem küçük dünyanızı mahvetmekle... Open Subtitles ولربما هددتك بإخبار زوجتك كل شيء؟ لتهدم عالمك الصغير الرائع
    Seni götüreceğim, gidip babana söyleyeceğiz tamam mı? Open Subtitles حسناً سأخذك... حيث ستقوم بإخبار والدك بالأمر
    Fakat insanlara şiddetin ahlaki açıdan yanlış olduğunu söyleyerek savaşı sona erdirmeyeceğiz. TED ولكننا لن ننهي الحرب بإخبار الناس أن العنف أخلاقيًا خطأ.
    Kadınlara çok şişman olduklarını söyleyerek para kazanan biri. Open Subtitles كسبت قوتّها بإخبار النساء .بأنّهم سمينون جدا
    Polise haber vermeyecek misiniz? Open Subtitles ألن تقوم بإخبار الشرطة أبدا ، أيها الكابتن؟
    Beni yoksaydığını unuttuğumu farzet ama ailesine haber vermek hiç aklınıza geldi mi? Open Subtitles بعيدا عن أنك عصيتي أمري مما هو بصراحة ، بدأت أتقبله هل قمت بإخبار العائلة بشأن إخراجها من القبر ؟
    Bak bu daha da seksi. Pekala şimdi ne yapıyoruz? Sanırım insanlara söylemekle başlayabiliriz. Open Subtitles حسنا، هذا مثير أكثر. إذا، ماذا نفعل؟ أظن أن علينا البدأ بإخبار الآخرين.
    Haklısın, Majesteleri Schneizel'e bundan daha önce bahsetseydin, bu savaş başlamazdı. Open Subtitles هذا صحيح لو قمت بإخبار الأمير شينايزل من البداية , لكانت هذه الحرب لم تحدث
    Aletlerini yenilemesini söyleyip duruyorum ama ne yaparsın işte adam umarsız bir duygusalın teki. Open Subtitles أظن أنني سأجده. لقد إستمريت بإخبار المايسترو بتغييره
    Yargıca gidip, panikleyip bir hata yaptığımı söyleyeceğim. Open Subtitles سوف أقوم بإخبار القاضي بأني خفت وقمت بغلطة.
    Son nefesini Don'a bu işi düzeltmesini söylemek için kullan. Open Subtitles ستستخدم أنفاسك الآخيرة بإخبار دون ان يصلح هذا
    Doktor, mahkemeye daha sonra olanları söyler misiniz? Open Subtitles يا دكتور، هل لك أن تتفضل بإخبار المحكمة ما الذي حدث آنذاك؟
    Yattığımızdan eminim, bazı arkadaşlarıma da söylemiş olabilirim. Open Subtitles أنا متيقنة بأنّنا مارسنا الجنس، ولقد قمت بإخبار بعض صديقاتي ..
    Ve sonra, yaptığım diğer şey, tablonun önünde durup kendime onunla ilgili bir hikaye anlatmak olur. TED وبعدها أقوم بالوقوف أمام تلك اللوحة وأقوم بإخبار نفسي قصة عنها
    Yaptığımız şeyi söylemeye iznimiz olsaydı kimsenin bize inanacağını sanmıyorum. Open Subtitles بالرغم من أنّنا غير مسموحٍ لنا بإخبار الناس بما نفعل، فأشكّ أنّهم قد يصدّقونا.
    Evli kadınlarla yatıp, eğer ödeme yapmazlarsa kocalarına anlatmakla tehdit ediyormuş. Open Subtitles لقد ضاجع زوجة أحدهم، ومن ثم قام بالتهديد بإخبار الزوج ما لم تعطهِ المال
    Herkese gitmesini mi söyleyeceğiz? Open Subtitles هل سنقوم بإخبار الجميع أنّنا راحلين ؟
    Yeni eşine onu sevdiğini söylemeyi düşündü ama düğün gününü mahvetmeyi göze almak istemiyordu. Open Subtitles فكّر بإخبار زوجته الجديدة بأنه أحبها لكنه لم يُرد المخاطرة بإفساد يوم زفافه
    Kürsüye çıktığımda, hala burada oturuyor olursan, buradaki herkese senin ne kadar sahtekar ve yalancı bir fahişe olduğunu anlatacağım. Open Subtitles إن مازلتِ على هذا المقعد عندما أصل إلى المنبر سوف أقوم بإخبار هؤلاء الناس بأنك إمرأة فاسقة , كاذبة و خائنة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more