Kendime bütün kalmam gerektiğini söyleyerek mantığa uygun hale soktum. | Open Subtitles | قمتُ بموازنة الأمر بإخبار نفسي أنني بحاجة لهذا .لأبقى وأركز |
- Öyleyimdir. Cesetlerde değerli bir şey yoksa, Ruslara haber veririz. | Open Subtitles | إذا لم يَكن هناك شيئاً قيماً على الجثث، سنقوم بإخبار الروس |
O küçük sürtük anneme lezbiyen olduğumu söylemekle beni tehtit etti. | Open Subtitles | تلك الساقطة الصغيرة تهدد بإخبار أمي أني مثلية. |
Daha çok, bulduğum şeyi geç olmadan Dr. Blake'e iletmekle ilgileniyorum. | Open Subtitles | أنا مهتم أكثر بإخبار الدكتور بليك عما وجدته، قبل فوات الآوان |
Kendime bilmediğini söyleyip durdum, böylece sen olamazdın. | Open Subtitles | واستمررت بإخبار نفسي أنك لا تعلم, لذا لا يمكن ان تكون الفاعل |
Şerif'e senin yeni dostlarının kim olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأقوم بإخبار صديقي الجديد العمدة،أنّ أصدقاءكِ الجدد |
Bu gerçek L'e benim Kira olduğumu söylemek anlamına gelir! | Open Subtitles | إن قتلتُه واتضح أنه ليس إل، فسيكون الأمر أشبه بإخبار إل أنني كيرا |
Neden hikaye? Bence bu konuda hevesli yaratıklarız, DNA'mız bize hikaye anlatmamızı söyler. | TED | لماذا قصة؟ حسنًا أعتقد بأننا مسلكين يأمرنا الحمض النووي الخاص بنا بإخبار القصص |
Hani belki gidip de Sonia'ya kedi almanın güzel bir fikir olduğunu söylemiş olabilir misin? | Open Subtitles | بإخبار سونيا أنها فكرة جيدة لها أن تبدأ بإقتناء القطط ؟ |
Nerede olduğumu, ya da ne yaptığımı insanlara anlatmak istemezsen anlarım. | Open Subtitles | إن لم ترغب بإخبار الناس أين كُنت وما فعلته فلا بأس |
Özellikle arkadaşlarına başka insanların yapamadığı şeyleri yapabildiğini söylemeye başlamışken. | Open Subtitles | خاصة منذ أن بدأ بإخبار أصدقاءه بقدرته على القيام بأشياء... |
Belki sizi karınıza her şeyi anlatmakla tehdit etti... ve muhteşem küçük dünyanızı mahvetmekle... | Open Subtitles | ولربما هددتك بإخبار زوجتك كل شيء؟ لتهدم عالمك الصغير الرائع |
Seni götüreceğim, gidip babana söyleyeceğiz tamam mı? | Open Subtitles | حسناً سأخذك... حيث ستقوم بإخبار والدك بالأمر |
Fakat insanlara şiddetin ahlaki açıdan yanlış olduğunu söyleyerek savaşı sona erdirmeyeceğiz. | TED | ولكننا لن ننهي الحرب بإخبار الناس أن العنف أخلاقيًا خطأ. |
Kadınlara çok şişman olduklarını söyleyerek para kazanan biri. | Open Subtitles | كسبت قوتّها بإخبار النساء .بأنّهم سمينون جدا |
Polise haber vermeyecek misiniz? | Open Subtitles | ألن تقوم بإخبار الشرطة أبدا ، أيها الكابتن؟ |
Beni yoksaydığını unuttuğumu farzet ama ailesine haber vermek hiç aklınıza geldi mi? | Open Subtitles | بعيدا عن أنك عصيتي أمري مما هو بصراحة ، بدأت أتقبله هل قمت بإخبار العائلة بشأن إخراجها من القبر ؟ |
Bak bu daha da seksi. Pekala şimdi ne yapıyoruz? Sanırım insanlara söylemekle başlayabiliriz. | Open Subtitles | حسنا، هذا مثير أكثر. إذا، ماذا نفعل؟ أظن أن علينا البدأ بإخبار الآخرين. |
Haklısın, Majesteleri Schneizel'e bundan daha önce bahsetseydin, bu savaş başlamazdı. | Open Subtitles | هذا صحيح لو قمت بإخبار الأمير شينايزل من البداية , لكانت هذه الحرب لم تحدث |
Aletlerini yenilemesini söyleyip duruyorum ama ne yaparsın işte adam umarsız bir duygusalın teki. | Open Subtitles | أظن أنني سأجده. لقد إستمريت بإخبار المايسترو بتغييره |
Yargıca gidip, panikleyip bir hata yaptığımı söyleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أقوم بإخبار القاضي بأني خفت وقمت بغلطة. |
Son nefesini Don'a bu işi düzeltmesini söylemek için kullan. | Open Subtitles | ستستخدم أنفاسك الآخيرة بإخبار دون ان يصلح هذا |
Doktor, mahkemeye daha sonra olanları söyler misiniz? | Open Subtitles | يا دكتور، هل لك أن تتفضل بإخبار المحكمة ما الذي حدث آنذاك؟ |
Yattığımızdan eminim, bazı arkadaşlarıma da söylemiş olabilirim. | Open Subtitles | أنا متيقنة بأنّنا مارسنا الجنس، ولقد قمت بإخبار بعض صديقاتي .. |
Ve sonra, yaptığım diğer şey, tablonun önünde durup kendime onunla ilgili bir hikaye anlatmak olur. | TED | وبعدها أقوم بالوقوف أمام تلك اللوحة وأقوم بإخبار نفسي قصة عنها |
Yaptığımız şeyi söylemeye iznimiz olsaydı kimsenin bize inanacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | بالرغم من أنّنا غير مسموحٍ لنا بإخبار الناس بما نفعل، فأشكّ أنّهم قد يصدّقونا. |
Evli kadınlarla yatıp, eğer ödeme yapmazlarsa kocalarına anlatmakla tehdit ediyormuş. | Open Subtitles | لقد ضاجع زوجة أحدهم، ومن ثم قام بالتهديد بإخبار الزوج ما لم تعطهِ المال |
Herkese gitmesini mi söyleyeceğiz? | Open Subtitles | هل سنقوم بإخبار الجميع أنّنا راحلين ؟ |
Yeni eşine onu sevdiğini söylemeyi düşündü ama düğün gününü mahvetmeyi göze almak istemiyordu. | Open Subtitles | فكّر بإخبار زوجته الجديدة بأنه أحبها لكنه لم يُرد المخاطرة بإفساد يوم زفافه |
Kürsüye çıktığımda, hala burada oturuyor olursan, buradaki herkese senin ne kadar sahtekar ve yalancı bir fahişe olduğunu anlatacağım. | Open Subtitles | إن مازلتِ على هذا المقعد عندما أصل إلى المنبر سوف أقوم بإخبار هؤلاء الناس بأنك إمرأة فاسقة , كاذبة و خائنة |