"بابنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • oğlunu
        
    • oğlu
        
    • oğluna
        
    • oğluyla
        
    • oğul
        
    • oğlunun
        
    Onun sevgisini görüyoruz... oğlunu bir adamın hayatını yaşasın diye dünyaya gönderdi. Open Subtitles و لنعرف ما هو الحب .بعث بابنه ليعيش حياة الانسان
    Tanrı, İbrahim'den oğlunu kurban etmesini istemişti. Open Subtitles باستثناء نوح الرب طلب من ابراهيم ان يضحي بابنه
    Birkaç on yıl ileri sardığımızda umarım sözde oğlu olarak babamı gururlandırma konusunda iyi iş çıkarmışımdır. TED بسرعة خلال بضعة عقود، وأتمنى أني لم أكن سيئة في جعل والدي فخوراً بابنه الذي رغب فيه.
    Brogan'ın kendi oğluna ne yaptığını bir görebilseydin. Open Subtitles لو كان باستطاعتك رؤية مافعله بروغان بابنه
    Arkady'nin başarılarını duyup oğluyla gurur duyacağından eminim. Open Subtitles أنا سأضمن أن اركادي سوف يسمع الدبلوماسية الخاصة بك، وأنهُ سوف يكون فخور بابنه
    Bununla birlikte, bu işin özü baba oğul ilişkisinde yatıyor. Open Subtitles وأيضاً، المحور الرئيسي لهذه القصة ستكون علاقة الابن بابنه
    Bana kalırsa babası yani oğlunun, kendi oğlu ile ilgilenmesi gerekiyor. Open Subtitles ،أعتقد أن والده ابنك، يجب أن يعتني بابنه
    Kendimi suçlu hissediyorum, onun oğlunu taşıyamadım. Open Subtitles أشعر بالأسى، فلم أكن قادرةً على الاحتفاظ بابنه
    Kendimi suçlu hissediyorum, onun oğlunu taşıyamadım. Open Subtitles أشعر بالأسى، فلم أكن قادرةً على الاحتفاظ بابنه
    Tanrı bu dünyayı o kadar sevdi ki tek oğlunu bu dünyaya verdi. Open Subtitles لقد أحب الرب هذا العالم حتى أنه ضحى بابنه الوحيد
    İbrahim, imanını sınamak üzere oğlunu kurban etmeye hazırlandı. Open Subtitles ابراهيم استعد ليضحي بابنه كاختبار ايمان.
    Ve George Sr. oğlu tarafından sürprize uğruyordu. Open Subtitles و جورج الكبير كان على وشك ان يفاجا بابنه
    Görünüşe göre babasıda oğlu gibi devlet karşıtı bir tutum içindeymiş, ve oğul hapsedilince, kendilerine öncü yoldaşlar diyen aşırıcı bir gruba katılmış. Open Subtitles يبدو أن الأب يشاطر ابنه في معاداة الحكومة ،وعندما زج بابنه في السجن التحق بجماعة متطرفة "تدعى "جبهة الوطنيين
    Hemen kontrol altına aldık sonra bana hemofili hastası oğluna bakmam için bir teklifte bulundu. Open Subtitles وبمجرد أن سيطرنا على المرض عرض هو عليّ أن أعتني بابنه المريض بالهيموفيليا
    NasıI bir baba oğluna böyle bir şey yapabilir. Open Subtitles ‫لا أدري أي نوع من الآباء ‫يفعل هذا بابنه
    Nasıl bir baba oğluna bunu yapar, bilmiyorum. Open Subtitles لا أعلم أي نوع من الآباء يفعل هذا بابنه
    Kral resmen ışık saçıyordu, oğluyla gurur duyuyordu Open Subtitles الملك كان مبتهجا، فخور جدا بابنه
    Aman Allah, Jake'i görmeliydin, Mave oğluyla böbürleniyordu Nig geceleri ağlamaya başlayana kadar tabii. Open Subtitles رباه ، كان يجب أن ترين (جيك) يا (ماف) وهو مفتخر بابنه الرضيع حتىّ بدأ (نيغ) يبكي في الليل ومن هنا تفرقا كلاهما
    Ben bir ebeveynim en az Michael'ın oğluyla ilgilendiği kadar ben de kızımla ilgileniyorum. Open Subtitles -أوه هيا أنا أم لطفلة, عليّ أن أهتم بها كما يهتم (مايكل) بابنه
    Babam ölüleri diriltmek için garip kan hücreleri kullandı araştırma ekibinin cinayetlerini oğlunun üzerine yıktı. Open Subtitles أبي استخدم كوكتيل من صفائح الدم الغريبة لإحياء الموتى... ثم ألصق جرائم القتل التي إرتكبها... فريق البحث بابنه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more