Alarma verilene kadar Havanın ve yemeklerin tadını çıkarıyordum. | Open Subtitles | كنت أستمتع بالجو و الطعام حتى وجدنا ذلك التنبيه. |
Ne pahasına olursa olsun Sahara'dan gelen sıcak rüzgar ile yarınki Havanın tadını çıkarmalıyız. | Open Subtitles | على أية حال،علينا أن نخرج ونستمتع بالجو غداً، لأن رياح الخماسين في طريقها. تلك الرياح الدافئة الآتية من صحراء الصحارى |
Duyduğuma göre Havanın zehirli olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | أنا أسمع .. يعتقدوا أنه مصدر تهديد ينتقل بالجو |
Birileri bu soğuk havada dışarı çıkıp ketçap alacağa benzer. | Open Subtitles | يبدو أن شخصاً سيخرج بالجو البارد ليجلب المزيد من الكاتشب |
İlkbahardayız, havada aşk var | Open Subtitles | إنه وقت الربيع, الحب يتطاير بالجو, يا رجل |
Sadece birlikte olmak, eğlenmek, iki kadeh bir şey içip ortamın tadını çıkarmak için. | Open Subtitles | فقط للحصول على معا. استمتع. بعض المشروبات والاستمتاع بالجو. |
Bunlardan bir tanesine sahip olan adam, kapılarını açıp bunu insanlarla paylaşmalı, böylece bu sıcak havayı çekmek zorunda kalmayız. | Open Subtitles | .. يارجل, لو كل شخص لديه واحد مثل هذا وفتح أبواب منزله و أشرك الناس بالجو البارد فلن نمر بموجة الحر هذه |
Kampüsteki Havanın değiştiğini hissedebiliyordunuz. | Open Subtitles | تقرريبا كان يمكن ان تشعر بالجو تغير |
O,Havanın ortasında bir kurşunu içeride yakalayabilir ve onu fırlatıyor. | Open Subtitles | يمكنه أن يمسك برصاصة منطلقة بالجو |
Havanın patlayacağını hissetmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | عليكم الاحساس بالجو لتكونوا أقوياء |
Havanın tadını mı çıkarıyorsunuz? | Open Subtitles | وتستمتعون بالجو ؟ |
Havanın tadını çıkar delikanlı. | Open Subtitles | استمتع بالجو يا فتى؟ |
- Havanın keyfini çıkar. | Open Subtitles | -تمتع بالجو |
Bir şeyler yanlış sanki. Genelde firar söz konusu olduğunda, havada bir elektriklenme olur, aynı yaz mevsiminde fırtına öncesi sessizlik gibi. | Open Subtitles | هناك خطأ ما ، عادة ما يكون هناك كهربة بالجو قبل هروب من سجن |
havada dönüşüm yapmak, yapısal bütünlüğümü etkileyebilir. | Open Subtitles | كيت ، لا يمكن أن يروك فى هذا الوضع التحويل بالجو يمكن أن يؤثر ذلك على سلامتى الهيكلية |
Federal Havacılık Dairesi rotayı temizledi ve havada olacak konuyla ilgili bütün ajanları bilgilendirdi. | Open Subtitles | أعدت الملاحة الجوية طريقاً وأعلمت جميع الوكالات ذات العلاقة بأننا سنكون بالجو |
havada tam da mücadelenin başlangıcında kuş uçurtmamak üzere daha yükseğe doğru kaçardı. | Open Subtitles | ،في بداية كل معركة في الجو كان يهرب إلى أعلى نقطة بالجو ليواصل المراقبة |
Benim için iyi bir tesadüftü. Çünkü havada ancak o kadar kalabilirdim. | Open Subtitles | وكان الامر مصادفة سعيدة لانها اقصى فترة استطيع البقاء بالجو |
O zaman havayı kontrol edebilen bir grup insanla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | ... لذا , لدينا أشخاصٌ بالخارج . يستطيعون اللعب بالجو |