"بالسوء الذي" - Translation from Arabic to Turkish

    • kadar kötü
        
    Ama her neyse, inan bana, sandığın kadar kötü değildir. Open Subtitles لكن أياً كان, أضمن لكِ بأنه ليس بالسوء الذي تتخيلينه
    Strangler'ın durumu da ilk başlarda korktukları kadar kötü değildi. Open Subtitles اصابة سترنغلر لم تكن بالسوء الذي اعتقد الكل انها عليه
    Bir, Rus hasatı herkesin düşündüğü kadar kötü olmayacak...ve iki üçüncüsü de, kız arkadaşının boynundaki mücevherlere bakılırsa, onu mutlu etmek için her peniye ihtiyacınız olacak sanırım. Open Subtitles أولاً حصاد القمح الروسي لن يكون بالسوء الذي يظنه الناس وثالثاً: بالنظر للحلي على عنق صديقتك
    İyice düşündüm de,... vurulmak sürekli kafamda canlandırdığım kadar kötü bir şey değilmiş. Open Subtitles باعتبار كل المعطيات، التعرّض لطلقات نارية ليس بالسوء الذي تصورته دوماً.
    Ne kadar kötü giderse gitsin, oldukça eğlendim. Open Subtitles بالسوء الذي ذهب، أنا فعلا استمتعت بوقتي.
    Sandığın kadar kötü biri değil. Open Subtitles إنها في الواقع ليست بالسوء الذي تظنيه عنها
    Düşündüğün kadar kötü değil. Belki de ateş basması yaşıyorsundur. Open Subtitles الأمر ليس بالسوء الذي تظنين ربما تعانين من حمى سن اليأس
    Göründüğü kadar kötü değil. Open Subtitles إنها ليست بالسوء الذي تبدو عليه. أليس كذلك؟
    Muhtemelen düşündüğün kadar kötü değildir. Bir bakalım. Open Subtitles انه لمن المحتمل أن لا يكون بالسوء الذي تظني فلنلقي نظرة
    Göründüğü kadar kötü değil. İyi olacağım. Open Subtitles ليس الأمر بالسوء الذي يبدو عليه، سأكون بخير
    Baksanıza, tüm o cinayetleri, ölümleri falan saymazsak bu toplum hizmeti düşündüğüm kadar kötü olmadı. Open Subtitles بغض النظر عن كل أمور القتل والموت هذه الخدمة الإجتماعية لم تكن بالسوء الذي توقعته
    Ben Raj ve Vikram gibi sadık olmayabilirim, ama sandığın kadar kötü değilim. Open Subtitles صحيح بأني لستُ مثل راج وفيكرام لكنني لستُ بالسوء الذي تعتقدين
    Aslında bu göründüğü kadar kötü değil. Open Subtitles هل تعلم ؟ هذا ليس بالسوء الذي يبدو عليه حقا
    Sıkıcı bir balıkçı olmanın o kadar kötü olmadığına karar verdim. Open Subtitles قررتُ أن كوني صيّادًا بسيطًا ليس بالسوء الذي ظننته.
    Sandığın kadar kötü değil ama yine de bayağı kötü. Open Subtitles ليس بالسوء الذي تعتقده، لكنّه بغاية السوء.
    Bu sabah sandığım kadar kötü gitmemiş anlaşılan. Open Subtitles لابد أن أدائي لم يكن بالسوء الذي توقعته هذا الصباح
    Bunun düşündüğüm kadar kötü olmadığını söylemen gerek. Open Subtitles أريدك أن تخبرني أن هذا ليس بالسوء الذي أعتقده.
    Herkesin dediği kadar kötü sayılmazlar. Open Subtitles إنهم ليسوا بالسوء الذي يقول الناس أنهم عليه
    Korktuğum kadar kötü değil ve bundan uzun zamandır korkuyordum. Open Subtitles إنه ليس بالسوء الذي كنتُ أخشاه و كنتُ أخشى ذلك منذ وقتٍ طويل
    Düşündüğün kadar kötü değildir, eminim. Open Subtitles أنا واثق من ‫أن الأمر لم يكن بالسوء الذي توقعته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more