"بالفرصة" - Translation from Arabic to Turkish

    • şansa
        
    • fırsat
        
    • şansı
        
    • fırsatı
        
    • şans
        
    • şanslara
        
    • şansım
        
    • fırsatım
        
    • şansları
        
    • fırsatını
        
    • şansını
        
    Pardon baba, şu polis tavrını böleceğim ama ikinci bir şansa hiç mi inanmıyorsun? Open Subtitles أبي، انس عقلية الشرطة أتؤمن بالفرصة الثانية؟
    Eğer elime fırsat geçerse ödeşeceğime dair kendime söz verdim. Open Subtitles لقد عاهدت نفسي بأنني إن حظيت بالفرصة فإنني سأخذ بثأري
    Hep geri gitmek isterdi ama hiç şansı olmadı. Open Subtitles أردات أن تعود هناك دائماً ولكن لم تحظى بالفرصة قط.
    Bir hayatı yönlendirme, destekleme ve birçok yol kullanarak; yönetme fırsatı. Open Subtitles أن أحظى بالفرصة للإرشاد والدعم، ومن خلال طرق عديدة، أُوجه حياة.
    Sanırım tanışmak için pek şans bulamadık, öyle değil mi? Open Subtitles لا أظنّ بأنّنا حظينا بالفرصة لنتعرّف على بعضنا، أليس كذلك؟
    İkinci şanslara inanmaya başladın sanırım. Open Subtitles إذاَ.. أعتقد بأنكِ تؤمنين بالفرصة الثانية بعد أي حال، هاه؟
    Cidden, bu kadar sıçmık olmasaydın, hiçbir şekilde şansım olmazdı. Open Subtitles جدياً ، لو لم تفسد الأمر لم أكن سأحظى بالفرصة
    O şimdi ölü ve onunla tanışma fırsatım hiç olmayacak. Open Subtitles وهو ميت الآن لذا لن أحظى ابدا بالفرصة لمقابلته
    Sanırım, ikinci şansları ve gördüğümüz şeyleri değiştirebileceğimiz gerçeğini. Open Subtitles بالفرصة الثانية، على ما أظن وحقيقة أن بإمكاننا تغيّر ما رأيناه
    Lady Miss Lady kozmetik ürünlerini satma fırsatını değerlendirmenize sevindim. Open Subtitles أنا سعيده لإهتمامك بالفرصة المثيره لبيع المستحضرات التجميليه
    İkinci şansa inanıyor. Open Subtitles فهي تؤمن بالفرصة الثانية. فهي لا تكنّ مشاعر لك.
    Sence kaderimiz seçimlerimize mi bağlıdır yoksa şansa mı? Open Subtitles هل تعتقدين أن القدر يتحدد بالفرصة أو الإختيار؟
    İkinci bir şansa inanır mısın?" İmza yok. Open Subtitles هَلْ تُؤمنُ بالفرصة الثانيةِ؟ " - هو غير موقّعُ.
    Evlilik sözleşmesi yap, yoksa kızın eline fırsat geçmeden hadım ederim seni! Open Subtitles احصل على اتفاقية ما قبل الزواج والا سأخصيك قبل ان تحظي بالفرصة
    Bu işimizi doğru yapmak için bir fırsat yaratıyor normalde göremediğimiz tipleri görebileceğiz. Open Subtitles لو قمنا بعملنا بشكل صحيح، فسنحظى بالفرصة لتحليل الأشخاص الذين لا نراهم عادة.
    Ama bu ilk turda sadece bu arkadaşım, Maiday fırsat Open Subtitles ولكن هذه هي الجولة الأولى فحسب، هذا، ياصديقي مايدعى بالفرصة
    Hiç yüz yüze görüşmedik bile. Bu şansı vardı. Open Subtitles لم تواتيها الجرأة لمقابلتي وجهًا لوجه علمًا أنها حظيت بالفرصة
    O yarışçının benimle karşılaşıp 10 bin doları kazanma şansı olacak. Open Subtitles و هذا السائق سيقابلني و سيحظى بالفرصة ليربح 10000 دولار
    Bir şeylerden yakınma fırsatı hoşuna gider diye düşünmüştüm. Open Subtitles جيد، اعتقدت بأنك سترحب بالفرصة للشكو حول شيء
    - Bu fırsatı bulabilmemize sevindim. Open Subtitles أنا سعيدة لأننا حظينا بالفرصة لتبادل الأخبار.
    Oh, Doğum günülerin önemi hakkında ve sahip olduğumuz en önemli yeteneğe minnettar olmamız için bize harika bir şans verdiğini hakkında küçük bir konuşma yaptık Open Subtitles بالفرصة المثاليه التي نكون فيها ممتنين للهبة الأكثر أهمية، الهبة التي لدينا أمي، مالذي تفعلينه؟
    - İkinci şanslara inanır mısın yani? Open Subtitles إذًا هل كنت تصدق بالفرصة الثانية؟
    Ama ona şimdi sorarsam onunla çıkma şansım kalmayacak. Open Subtitles ولكن إن سألته الآن، لن أحظى بالفرصة لمواعدته
    Aslında bunu başkasına verecektim... ne yazık ki fırsatım olmadı. Open Subtitles كنت سأعطي هذا لشخص آخر ولكنني لم أحظى بالفرصة
    Unutma şansları bile olmayacak. Open Subtitles لن يحضوا حتى بالفرصة لينسوه
    Hiç şüphe yok ki, perişan bayan Croft'tan kurtulmanın fırsatını değerlendirecektir. Open Subtitles -دعينا لا نقلق بهذا الشأن فى الحقيقة، ستتمسك بالفرصة لتتخلص من السيدة (كروفت) البائسة
    Bu kampın Vance karşısındaki şansını yok ettiniz. Open Subtitles أنتم الان حطمتم هذا المعكسر ليظفر فانس بالفرصة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more