"بالكذب" - Translation from Arabic to Turkish

    • yalan
        
    • yalancı
        
    • yalanlarla
        
    • yalanla
        
    • yalanı
        
    • yalana
        
    • yalancılıkla
        
    • yalanlar
        
    • yalancıyım
        
    • yalancısın
        
    • yalancılardır
        
    Barones Majesteleri Fransa Kraliçesine yalan söylediniz mi, söylemediniz mi? Open Subtitles بارونة، هل قمتِ بالكذب أم لا على جلالتها ملكة فرنسا؟
    Tabii ki, kaynak demirim yok, perçin yok, kablolar yok ve ne yaptığımı soran herkese, yalan söylemeye devam etmeliyim! Open Subtitles ‫بالطبع، ليس لديّ لحام ‫ولا براشيم ولا أسلاك محروقة ‫ويبدو أنه عليّ الاستمرار ‫بالكذب على كل من يسألني عما أفعله
    Kasten cinayet bir olaydır, ama bu evde asla yalan söylemeyeceğim. Open Subtitles القتل المتعمد هو شيء واحد لكن لن أسمح بالكذب في منزلي
    Tanık kürsüsünde doğruyu söylemene rağmen bir yalancı olarak suçlanana kadar bilmezler. Open Subtitles إنهم لا يعرفون الشعور حتّى يكون هنالك يخبرون الحقيقة ويتمّ إتهامهم بالكذب.
    Arkadaşlarına yalan söylüyorsun çünkü gerçek sen onların ödünü patlatacak. Open Subtitles تقوم بالكذب على أصدقائك لأنهم إن علموا حقيقتك فإنهم سيرتعبون
    Bana yalan söylemeye devam edersen, bu sabahki taktiğinle ilgili değerlendirmem iyi olmayacak. Open Subtitles إستعراضي لأساليب عملك هذا الصباح لا ينعكس جيداً عليك إذا إستمريت بالكذب علي
    Dur, eğer cadı avcısıysa bana neden yalan söylesin ki? Open Subtitles إنتظري إذا كانت ساحرة صيادة لماذا ستتعب نفسها بالكذب عليَ؟
    Ve bana bir kez daha yalan söylersen seni gebertirim, it herif. Open Subtitles وإذا فكرت بالكذب عليّ مرة أخرى، يا إبن السافلة، فسوف أرديك قتيلاً.
    Kimse sonsuza dek biriyle kalmaz, o halde niye yalan söylüyoruz ki? Open Subtitles لا أحد يبقى مع شخص آخر للأبد إذا لماذا نستمر بالكذب ؟
    Bu Beş yalan söyledi, bizi kullandı, yargıladı ama kendini yargıdan muaf tuttu. Open Subtitles لقد قام بالكذب علينا، إستغلنا و حكم علينا و مع هذا يستثني نفسه
    Annesinin, büyükannemi merdivenlerden ittirdiğini örtbas etmek için yalan söyledi. Open Subtitles قامت بالكذب للتغطية على أن أمها دفعت جدتي على السلالم
    Eğer hayır dersen, asiliğe başlarlar yalan söylemeye ve sır saklamaya başlarlar. Open Subtitles إذا قلت لا سوف يبدأوا بالتمرّد سوف يبدأوا بالكذب و إبقاء الأسرار
    Eğer hayır dersen, asiliğe başlarlar yalan söylemeye ve sır saklamaya başlarlar. Open Subtitles إذا قلت لا سوف يبدأوا بالتمرّد سوف يبدأوا بالكذب و إبقاء الأسرار
    yalan söylediğini kabul etmek gerçeği bulmanın en iyi yoludur. Open Subtitles ‏‏عادة ما يكون الاعتراف بالكذب ‏أفضل طريقة لإيجاد الحقيقة. ‏
    Onun yalan söylemekte kötü olduğunu düşünmüştük ama belki de değildi. Open Subtitles لطالما ظننا أنه سيءٌ بالكذب لكن ربما أنه ليس سيئًا بالكذب
    Bize öyle geliyordu ki, işler asıl insanlar yalan söylemeye, ikiyüzlülük etmeye başladığında ilginçleşiyor de ve TED انه يبدو لنا .. ان الناس عندما تبدأ تتدعي معرفة الاشياء فإن الناس تبدأ بالكذب وهنا يغدو الموضوع مثيراً للاهتمام ..
    Ve bazı çocuklar, biraz daha büyüdüklerinde, yalan söylemeye başlarlar. TED وبعض الأطفال، عندما يصبحون أكبر بقليل، يبدأون بالكذب.
    Son yaşanan itfaiye katliamında, yalancı olmakla suçlandınız. - Bu neydi peki? Open Subtitles ،في مجزرة محطة الاطفاء مؤخراً، تم اتهامكَ بالكذب عما كان ذلك ؟
    Ne zamandan beri başarısız yalanlarla iletişim denemelerin benim suçum oluyor? Open Subtitles ومتى أصبحت محاولاتُكِ الفاشلة في التواصل بالكذب
    -Dostluğumuzu yalanla başlatmıştım... Open Subtitles والصداقة التي بدأتها بالكذب اريد انهائها بالصدق
    Gittiği yere kadar bu yalanı sürdürmek zorundasın. Haksız mıyım? Open Subtitles وستستمر بالكذب والتمثيل لأطول مدّة ممكنة ، صحيح ؟
    Sen söylediğin yalana inanıyorsun ve bu yüzden her seçimini kazandın. Open Subtitles أنت تؤمن بالكذب ولهذا كسبت كل إنتخاب دخلت فيه
    Nasıl yani? Ona karşı nazik olmak istiyorum. Sydney'yi yalancılıkla suçluyoruz. Open Subtitles أريد أن أكون لطيف معها نحن نتهمها بالكذب
    Eğer bunu yutarsam, başka yalanlar da uydurur. Open Subtitles نعم، إذا صدقت هذا العذر فسيستمر بالكذب عليّ
    Gerçek şu ki; , Çok iyi bir yalancıyım. Open Subtitles بالحقيقة، أنا بارعٌ جداً بالكذب.
    Karizmatiksin, zorlayıcısın ve hastalık derecesinde bir yalancısın. Open Subtitles أنتَ شخصٌ ذو رونقٍ ومُقنع، ومريض بالكذب
    İyi ve dürüst insanlar berbat yalancılardır. Open Subtitles الأشخاص الطيّبين والصادقين.. دوماً يكونوا سيئين بالكذب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more