# Çok eğleniyorum # # Süper eğlenceli gece # | Open Subtitles | ♪ انا استمتع بوقتي ♪ ♪ ليلة مليئة بالمرح ♪ |
Yanımda Ted varken hayır demezdim. Onunla her şey daha eğlenceli. | Open Subtitles | انا لا يعنينى تيد, انه يجعلنى اشعر بالمرح |
Size eğlence ve neşe dolu iyi bayramlar diliyoruz. | Open Subtitles | نتمنى لكم عطلة رائعة مليئة بالمرح والبهجة. |
Düşündümki biraz daha eğlence olmalı hayatımda. | Open Subtitles | أظننى أحتاج للتحلى بالمرح أكثر من الوقت السابق |
Eğleniyor, her türden insanlarla tanışıyor ve güven verici iltifatlar işitiyordu. | Open Subtitles | كانت تحظى بالمرح من خلال التقائها بأصنافٍ مختلفة من البشر هناك و تلقيها منهم لعبارات المديح و الاطراء |
Size iyi eğlenceler. Ben almayayım. | Open Subtitles | أنتما الإثنان إحظيا بالمرح لكنني تعديت تلك المرحله |
Tutku, zevk ve öfkeden oluşan, tamamıyla içgüdüsel bir yaratık. | Open Subtitles | و هي مخلوق ذو غريزة عالية و رغبة مملؤة بالمرح و الغضب |
-Ama bahar bu bu bu kadar eğlenceli olacak diye düşünmemişsindir | Open Subtitles | لقد راهنت بأنّ اجازتك الصيفية سَتصْبَحُ مليئة بالمرح |
-Hayat bazen eğlenceli değil mi? | Open Subtitles | اليست الحياة مرحة احيانا مليئة بالمرح , سيدتى |
Hey, eğer yarın gece eğlenceli bir şeyler yapmak isterseniz kız kardeşimin kulübüne gelmelisiniz. | Open Subtitles | يا فتيات إن رغبتم بالمرح مساء الغد، فعليكم الحضور لرؤية نادي أختي |
Bu iki yerden biri eğlenceli olduğu sürece mutlu olacağım. | Open Subtitles | طالما أحد المكانين مليء بالمرح سأكون سعيدة |
Yapamam. Çiftlikte eğlence dolu bir gün beni bekliyor. | Open Subtitles | لا أستطيع عندي نهار مليئ بالمرح عند العودة |
eğlence peşinde olan bir kız olmandan dolayı. | Open Subtitles | إنما لأنك الفتاة الجميلة التي تحب الترحال لتحظى بالمرح |
Kıç tekmeleme caddesinde bir başka eğlence dolu akşam. | Open Subtitles | ليله أخرى مليئه بالمرح فى جاده الضرب المبرح |
Hepsi Eğleniyor, ama aslında biz otlar ve ağaçlar gibiyiz. | Open Subtitles | انهم حقا يحظون بالمرح, لكن كما تعلمين اننا فقط مثل العشب و الاشجار |
Galiba herkes burada çok Eğleniyor, ha? | Open Subtitles | يبدوا كما لو ان الجميع يحظون بالمرح هاهنا. |
- Hadi, bir tanem. - Evet, size iyi eğlenceler. | Open Subtitles | هيا عزيزتي - أجل , احظوا بالمرح يا أصحاب - |
Hiç kimsenin zevk için böyle bir şey yapacağını düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنّ أحداً سيحظى بالمرح لقيامه بمثل هذه الوحشيّة حسنٌ |
Pekala Dışarıda takılırız, sinemaya gideriz çok eğleniriz | Open Subtitles | حسنا ، سنخرج سوية ، نذهب للسينيما ، نحظى بالمرح |
Bu yumurta gibidir. Bunu yumurta tutar gibi tut. O eğlenceden ne anlar ki? | Open Subtitles | اعتبرها بيضة أمسكها وكأنها بيضة وما أدراه بالمرح ؟ |
Tamamen seninim... Çok eğleneceğiz. Canın ne yapmak istiyor? | Open Subtitles | سأكون تحت امرك، سوف نحظى بالمرح مالذي ترغبين في فعله ؟ |
Kalpleri kuşkuyla değil neşeyle dolduğu için mi? | Open Subtitles | لان قلوبهم مليئة بالمرح وليس الشك |
Biraz oyalan da eğlenceyi gör. Çok hoşuna gidecek. | Open Subtitles | ابقى و لتحظى بالمرح ستستمتع على نحو كبير |
Sana harika birini bulucaz ve eğleneceksin | Open Subtitles | تأخذية الى المنزل وتعلمى , تحظى بالمرح |