"بانه" - Translation from Arabic to Turkish

    • onun
        
    • diye
        
    • olduğuna
        
    • dair
        
    • olduğu
        
    • göre
        
    • söyledi
        
    • olduğundan
        
    • ona
        
    • söylüyor
        
    • olmadığını
        
    onun şehri terk etmesi umurumda değil, hala tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles اننى لا اهتم بانه ترك المدينة, ما زلت افكر بانه خطير.
    Herkes onun yabancı olduğunu düşünüyor. Ben ise ilginç olduğunu. Open Subtitles كل الاخرين اعتقدوا بانه غريب ولكني اعتقد بانه مثير للاهتمام.
    Aynı zamanda zanlının yaşını tahmin etmek en zor şeydir ve sırf birinin yaşı tutmuyor diye onu kolayca soruşturma dışında bırakmam. Open Subtitles وانه يجب عدم استبعاد شخص ابدا بسبب اختلاف في العمر ماذا عن التكهن؟ بانه بسبب عدم وجود اي دليل في مسرح الجريمة
    Bana nutuk atma! Hata payının sıfır olduğuna yemin ettiniz. Open Subtitles لا تحاضرنى, لقد أقسمت لى بانه سيكون آمن و مضمون
    Sonra gelip bana torbacılarla işini bitireceğine dair yemin etti. Open Subtitles بعد هذا، اقسم لي بانه سينهي الامر مع بائعي المخدرات
    Bunların, bebek doğmak üzereyken olduğu için kendimi korkunç hissediyorum. Open Subtitles اشعر شعور رهيب بانه كل شئ يحدث قريب بمولد الطفل
    Havercamp 'in söylediğine göre insan vücudu dışında yalnız bir kaç dakika yaşayabiliyormuş. Open Subtitles حسناً، لقد قالت هافركامب، بانه لا يستطيع العيش خارج الجسم إلا لعدة دقائق
    Hayır ama başka bir nevrotik müthiş olduğunu söyledi mi? Open Subtitles لا لكن مصاب اخر بالمرض العصبى أخبرنا بانه غير متوفر
    Henüz katil diyemeyiz, çünkü cinayet olduğundan emin değiliz. Open Subtitles لا نستطيع ان نُطلق عليه هذا, طالما لم يتم التقرير رسميا بعد بانه قُتل
    Sadece üç yıl önce Marissa Kagan'ı onun öldürmediği hala ihtimal dahilinde. Open Subtitles لكنه يتضح اكثر فأكثر بانه لم يقتل ماريسا كيجان قبل ثلاث سنوات
    Düşünün kü ben çocuğunuzun koluna bu tüy ile dokunuyorum, ve onun beyni aslında hissetiklerinin kızgın bir alev olduğunu söylüyor. TED تخيل انني امسح علي ذراع طفلك بهذه الريشه وعقله يخبره بانه يشعر بهذه الشعله الساخنه
    Önemli olan, onun kimseyi kör ettiğine, sakatladığına veya şifa dağıtmak dışında kimseye el kaldırdığına dair hikaye olmaması. Open Subtitles كل مايهم انه ليس هناك قصة بانه قد جعل احدا اعمى ليس هناك قصة بانه قد جعل احدا كسيحا انه رفع يده فقط ليشفي
    O nedenle oyumu "suçsuz" diye verdim. Böylece onu vurdurabilirsin. Bırak gitsin. Open Subtitles لهذا صوتت بانه غير مذنب، كي يمكنني أن أطلق عليه النيران، اتركيه
    Belki bu sefer daha az iğrenç gelir diye tekrar tekrar bakıyorum. Open Subtitles إنني استمر بالنظر ليه مره اخرى مفكراً بانه سيكون أقل إثارة للإشمئزاز
    Bak ne diyeceğim. Meksikalı olduğuna 20 dolarına bahse girerim. Open Subtitles ساحصل على 20 دولار اذا قال بانه مهاجر غير شرعي.
    Bu büyük şemsiyenin altında ikiniz için de yer olduğuna eminim. Open Subtitles انا متاكدة بانه يوجد مكان كافي تحت مظلتك الكبيرة , لكما
    Fakat bunu yapacak vizyonumuz olduğu sürece ilerleyebiliriz diye düşünüyorum. TED ولكني أعتقد بانه مع وجود الرؤية لتحقيق ذلك, يمكننا التقدم الى الأمام.
    İkimizde birbirimize olan hislerimizi açıkladığımıza göre bence uzatmak için bir neden yok. Open Subtitles بما ان كلانا يعرف مشاعر الاخر بالفعل اشعر بانه لا يوجد حاجه للتأخير
    Doktor hafızan için en iyi şeyin tanıdık bir yerde bulunmak olduğunu söyledi. Open Subtitles ربما يجب ان ابقى في البيت الطبيب نصح بانه افضل شي لاستعادة الذاكرة
    Burası olduğundan eminim. Buralarda bir yerde olmalı. Open Subtitles اعرف بانه كان هنا لذا لابد وانه هنا في مكان ما
    O anketle ilgilenmiyor... ve ben ona rahatsız edilmeyeceği sözünü verdim. Open Subtitles أنه غير مهتم بالأحصاء و لقد وعدته بانه لن يتم ازعاجه
    Zoe belki de ikimizin de ikinci şansların olmadığını anlamamızın zamanı gelmiştir. Open Subtitles اتعلمين رما حان الوقت زوي لكلانا أن ندرك بانه لاتوجد فرصة اخرى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more