| Örneğin, anneniz esnemek için ellerini kaldırır ve siz onun davranışını taklit edersiniz. | TED | لذا، وعلى سبيل المثال، تقوم أمك برفع يديها لتمدهما، وأنت تقوم بتقليد سلوكها |
| Yani bir oraya bir buraya gidip arkadaşlarını taklit ediyorsun. | Open Subtitles | إذا أنت تذهب و تعود و تفوم بتقليد كلام أصدقائك |
| Gerçekte benim arkadaşım olmalılar. Beni taklit ediyor. | Open Subtitles | إنهم أصدقائي أحقيّاً، لقد كسبتهم بتقليد تصرفاتي |
| Masanın üzerine çıktı ve Stevie Nicks taklidi yaptı ve kötü de değildi hani. | Open Subtitles | نهضت على المنضدة وقامت بتقليد ستيفي نيك ولم تكن سيئة |
| Ya da belki de annenizin eve getirdiği ve evinizde takılan ve kendi biyolojik babanızla aynı ırktan olan ünlü bir komedyen taklidi yapan bir adam mı? | Open Subtitles | أو ربما هو الرجل الذى يعيش ببيتك يقوم بتقليد ممثلين كوميدين مشهورين و الذى يقلد ممثل كومدى مشهور آخر |
| Orada nyepi ya da sessizlik günü denilen bir Hindu geleneği kutluyorlar. | TED | وهناك، حيث يحتفلون بتقليد هندوسي يدعى نيبي، أو يوم الصمت. |
| O kadar çok bebek istiyorsunuz ki, vücudunuz belirtilerini taklit ediyor. | Open Subtitles | تريدين الطفل بشدة لذا بدأ جسمك بتقليد الأعراض |
| Amerikan bir müziğe biraz değişiklik yaparak taklit etmişsin. | Open Subtitles | لقد قمت بتقليد الصوت من أمريكا و قمت بتعديل بسيط. |
| Diğer kuşların ötüşlerini onları tuzağa çekmek için taklit eder. | Open Subtitles | يقوم بتقليد زقزقة الطيور الأخرى لاستدراجها |
| Senin gibi,başka milletleri taklit etmeyen bir vatandaşım olduğu için gurur duyuyorum. | Open Subtitles | .. أنا سعيد لوجود متحضّر مثلك الذي لا يقوم بتقليد .. الحضارات الأخرى |
| Viskiyi bire bir taklit etmekle kalmayıp şişeleri de yapabileceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أتخبرني بانكَ لا تقوم فقط بتقليد النبيذ بشكل مثالي ولكن يُمكنك تقليد القنينة أيضًا؟ |
| bir ihtimal de olsa Kaptan Levi'yi taklit etmeye çalışıyorsan cidden şunu kesebilir misin? | Open Subtitles | ،إن كنت بالصدفة تحاول أن تقوم بتقليد القائد ليفاي .فأنصحك بأن تكفّ عن ذلك حقًا |
| Evet, eskiden öyleydi; bebekken köpeğimizi taklit ederdi. | Open Subtitles | أجل، لقد ظهرت حينما كانت طفلة حيث كانت تقوم بتقليد حركات كلبنا |
| Hayatımın sonuna kadar her hafta taklit yaptığım bir vine videosu göndereceğime söz veriyorum. | Open Subtitles | أعدك بأنه لبقية حياتنا سأرسل لك فيين كل أسبوع وأنا أقوم بتقليد |
| Hatta bu orkestranın ihtişamlı zamanlarını bile taklit etmeyelim. | Open Subtitles | لن نقوم حتى بتقليد هذه الفرقة الموسيقية في أيام مجدها |
| Annenizin eve getirdiği ve evinizde takılan ve kendi biyolojik babanızla aynı ırktan olan ünlü bir komedyen taklidi yapan bir adam. | Open Subtitles | هو الرجل الذى يعيش ببيتك يقوم بتقليد ممثلين كوميدين مشهورين و الذى يقلد ممثل كومدى مشهور آخر |
| Duyduğuma göre arkadaşınla yine kuş taklidi yapıyormuşsunuz. | Open Subtitles | سمعت أنك و صديقك تقومون بتقليد الطيور مجددا |
| Ses taklidi konusunda çok iyisin, Doktor. | Open Subtitles | وأنت بارع بتقليد الأصوات دكتور |
| Kadın taklidi gösterisi yapıyorduk. | Open Subtitles | نقوم بتقليد أدوار تمثيلية نسائية. |
| Sırf siz kendinizi rahat hissedin diye... 24 saat Arnold taklidi yapması. | Open Subtitles | و الذى يقوم بتقليد (أرنولد)24 ساعة و يبذل قصارى جهده حتى يجعلكم مرتاحين |
| Yeni bir düğün geleneği başlatıyoruz. Umarım bu bir daha tekrarlanmaz. | Open Subtitles | نحن سنبدأ بتقليد جديد للزفاف والذي ارجو ألا يتكرر ابداً |
| Ama taç giyme töreni geleneği desteklemeli. | Open Subtitles | ولكن التتويج يجب أن يُؤيّد بتقليد |
| Henry yine şu salak Eddie Murphy taklidini yapıyor. | Open Subtitles | هنري يقوم بتقليد ايدي مورفي كالعادة |