"بتهديد" - Translation from Arabic to Turkish

    • tehdit
        
    • tehlikeye
        
    • tehdidi
        
    • tehditle
        
    • tehlike
        
    • tehditte
        
    L Ben size bir tehdit kanıtlamak için yapmak nedir? Open Subtitles ماذا يجب أن أفعل لأبرهن أنني لست بتهديد لكم ؟
    Yanında bir bölgelendirme yetkilisiyle, arazi sahiplerini istimlakla tehdit ediyordu. Open Subtitles تلقى إحاطة منطقة رسمية بتهديد ملاك الأراضي بالاستيلاء على نطاقهم
    Katil kimin yaptığını bilmiyor o zaman ikisini de tehdit ediyor. Open Subtitles القاتل لايعلم من منهما قام بأخذها لذا، قام بتهديد كليهما، صحيح
    Sen hepimizi ve ailelerimizi öldürmekle tehdit ettin, ...ben senin kızını neden öldürmeyeyim? Open Subtitles لقد قامو بتهديد كل منا وعائلاتنا لماذا بحق الحجيم ألا أٌقتل ابنتك ؟
    Ama yine de bu bizim tehlikeye sıfır tolerans prensibimize bahane değil. Open Subtitles ولكنّ ذلك لا يعفيك من قيامك بتهديد مدرستنا وإجبارك لنا على اللجوء لقانون الطوارئ
    Bir arkadaşım ve eski meslektaşım, Hisham Almiraat, Fas'ta altı diğer aktivistle birlikte devlet güvenliğini tehdit etmekten cezalandırıldı. TED صديق وزميل سابق لي هشام الميرات قد اُتهمَ بتهديد أمن الدولة مع ست نشطاء آخرين في المغرب.
    Yaşlı adamın hikâyesini dinlemek yerine neden onu tehdit ettim? Open Subtitles لماذا قمت بتهديد رجل عجوز، بدلًا من أن أستمع إلى حكايته.
    Antlaşmanın imza törenine yönelik bir tehdit aldık. Open Subtitles انا تابع للأمم المتحدة لقد تم أعلامنا بتهديد لتوقيع المعاهدة
    Bugünün erkeği kadının gücünü daha az mı tehdit olarak görüyor yoksa rol mü yapıyorlar? Open Subtitles هل رجال اليوم يشعرون بتهديد اقل من قبل قوة امرأة أم هل هم يمثلون فقط؟
    Çevrelerinde sonsuz bir tehdit halesi yaratarak. Open Subtitles عن طريق خلق إحساس بتهديد لا ينتهى إنهم يلعبون بنا كالآلة الموسيقية
    Ve en kısa sürede de l onlar sihirli olduğunu biliyorum bildiğiniz gibi, bu ben onlara bir tehdit, bana yardım etmelisin ki onlar. Open Subtitles و حالما يكتشفوا أنني أعلم أنهم ساحرات و أنني لست بتهديد لهم فسيرغبوا بمساعدتي
    Tek bildiğim kanunun üstünde çalışıyorlar ve daha önce de insanları tehdit etmişlerdi. Open Subtitles ما أعرفه , أنهم يعملون من فوق القانون وأنهم قاموا بتهديد حياة أشخاص من قبل
    İnsanların hayatlarını tehdit ederek bir inanca zorlamak ne kadar yanlış, anlamıyor musun? Open Subtitles ألا تفهمون مدى الخطأ في الإجبار على الإيمان.. بتهديد حياة الناس؟
    Dün gece o adamların gelişiyle tehdit altında kaldım. Evet. Open Subtitles لقد شعرت بتهديد الرجال الوافدين ليلة أمس
    Bu çok basit. Bir tehdit de değil. Sadece bir iş. Open Subtitles إن الأمربسيط جدا وهو ليس بتهديد إنها فقط وظيفة
    Seni buradan çıkarmaya çalışan kişinin kardeşini tehdit etmek hiç akıllıca olmayabilir. Open Subtitles إن القيام بتهديد شقيق الشخص الذي يفترض أنه سيخلصك من هنا لن يكون تحرّكاً ذكياً
    Başka bir kadın bu sanrıyı tehdit edince de psikotik nöbet geçiriyor. Open Subtitles وبعد ذلك عندما تقوم إمرأة أخرى بتهديد هذا الوهم، تعانيمنإنقطاعذهاني.
    Gövde bütünlüğünü tehdit etmeye başladı, ama en büyük sorun o değil. Open Subtitles تبْدأُ بتهديد سلامة هيكل السفينة لكن تلك لَيستْ المشكلةَ الأكبر
    Bana olan bir şey yüzünden güvenliğinizin tehlikeye düştüğünü hissettiniz. Open Subtitles أنكما شعرتما بتهديد لأمنكما لأن شيئاً جرى لي.
    Şimdi her köşeden fışkıran şiddetin tehdidi olmadan, işe gidip, çocuklarımızı okula bırakıp küçük zevklerin tadını çıkarabiliyoruz. Open Subtitles يمكننا الآن أن نذهب للعمل وتوصيل أطفالنا للمدارس والتمتع بمتع الحياة الصغيرة دون الشعور بتهديد العنف الذي يلوح من كل الزوايا
    - Güncel bir tehditle bağlantılı olabilir. Open Subtitles من المحتمل أنه مرتبط بتهديد حالى
    Muhaliflerin ciddi tehlike oluşturduğunu veya özgürlüklerinizin tehlike altında olabileceğini hissettiğinizde onları hapse mi atalım? Open Subtitles عندما تشعر بتهديد حقيقي من قِبَل أي منشق وعندما تشعر أن حرياتك تتعرض للتحديّ فهل تقوم باعتقالهم ؟
    Bayan, eski eşiniz federal bir yargıca karşı yapılmış bir tehditte olası şüpheli durumunda. Open Subtitles قد يكون زوجك مشتبهاَ محتملاَ بتهديد ضد قاضي فيدرالي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more