Gün batımında araba sürerken tek düşünebildiğim, neredeyse oyunlarım kadar güzel olduğu. | TED | حين أقود عبر طريق عند الغروب كل ما أستطيع التفكير فيه هو إن هذا يكاد أن يكون بجمال ألعابي |
"Bilirim bir daha göremeyeceğimi... bir ağaç kadar güzel bir şiiri." | Open Subtitles | ..أعتقد بأنّني لن أرى شيئاً بجمال الشجرة أبداً .. |
- Midland'a gitmem gerekmiyor. O zengin taşralılar, Boobie Miles'ın dizi... kadar güzel bir diz görmemiştir. | Open Subtitles | لا يلزمني شيء في ميدلاند هؤلاء الأغنياء الأغبياء لم يروا شيئاً بجمال بوبي مايلز |
Bu açık hava hamamının güzelliğine bakmaktan farketmemişim. | Open Subtitles | لم أدرك ذلك بما أني كنت مفتوناً بجمال تصميم هذا الحمام المفتوح |
Tatlım kutsal kitap kadar güzelsin ama güzellik dergi sattırır, kayıt değil. | Open Subtitles | حسنا، عزيزتي، أنتِ بجمال كتاب الأدعية. لكن الجمال يبيع المجلات، ليس التسجيلات. |
Bu anı sadece bu hoş enstrümanın güzelliğini göstermekle geçireceğim. | Open Subtitles | أريد أن أستغل تلك اللحظة لأسجل إعجابي بجمال هذه القطعة |
Bence; besbelli, orkestra müzisyenleri çok güzel çalıyorlardı. Viyana Filarmoni Orkestrası. | TED | أعنى، من الواضح ان عازفى الاوركسترا يعزفون بجمال "أوركسترا "فيينا فيلهارمونيك |
"Sevgili Rebecca, güzelliğin bana eski zamanın güzellerini çağrıştırıyor... | Open Subtitles | .عزيزتي ريبيكا جمالك يذكرني بجمال أعمدة النيقية الغابرة |
Ama hançerinizin o harika güzelliği ile karşılaştırıldığında hiç de önemi yok. | Open Subtitles | ولكن بجدّيّة ، إنّها لا تساوي شيئاً مقارنة بجمال خنجرك الرائع |
Beni cezbedecek kadar güzel değil. Git onun tebessümlerinin tadını çıkar. | Open Subtitles | لكن ليس بجمال يكفي لإغرائي من الأفضل أن تعود لرفيقتك و تستمتع بابتساماتها |
Beni cezbedecek kadar güzel değil. Git onun tebessümlerinin tadını çıkar. | Open Subtitles | لكن ليس بجمال يكفي لإغرائي من الأفضل أن تعود لرفيقتك و تستمتع بابتساماتها |
Ailesi gibi o da çok kibar, zarif ve cana yakın, gerçi Jane kadar güzel sayılmaz. | Open Subtitles | كوالديها هي الكرم بذاته , هي أنيقة و رقيقة حتى لو انها ليست بجمال جين |
Sentetik bir orman gerçeği kadar güzel olmayabilir ama sadece Amazon'u değil, tüm insanları, sevdiğimiz, önemsediğimiz herkesi ve hem gelecek nesilleri hem de modern uygarlığı korumamızı da sağlayabilir. | TED | قد لا تكون الغابة الاصطناعية بجمال الطبيعيّة أبداً، ولكنّها قد تمكننا من الحفاظ ليس فقط على الأمازون، ولكن على كل الأشخاص الذين نحبهم ونقدرهم. إضافة إلى كل أجيالنا القادمة والحضارة الحديثة |
Bitirmek için, Sagan'ın sözlerini kullanmak istiyorum. Çünkü onun çektirdiği bu fotoğrafta gördüklerini onun cümleleri kadar güzel ifade edemem. | TED | أريد أن أقرأ لكم ما كتبه كارل ساغان عن هذه الصورة ، فقط لكي أختم خطابي، لأنني لا أستطيع أن أقول كلمات بجمال هذه الكلمات لأصف ما رآه في هذه الصورة التي قام بالتقاطها. |
Onun kadar güzel de değildi zaten neyse, elini tuttum ve bu sefer değişiklik olsun diye diğer taraftan okşamaya başladım. | Open Subtitles | ليست بجمال الأولى... ولكن على أي حال، أمسكتُ يدها وداعبت الجزء الآخر هذه المرة، فقط من أجل التغيير |
Haklı bence. Öteki ev kadar güzel değil burası. | Open Subtitles | إنهامحقة، ليسَ بجمال المنزل الآخر |
Son mandalı içeri sokmadan önce bir an durup şu anın güzelliğine bakabilirsin. | Open Subtitles | قبل ان تنهى فتح ريشة القفل الأخيرة اعتقد انك عليكِ التوقف للتفكُر بجمال هذه اللحظة |
Bu teorinin güzelliğine hayran kalmak için biraz düşün. | Open Subtitles | خذي راحتك في هذه اللحظة لتعجبي بجمال هذه النظرية |
Ama sen, nasıl oluyorsa birden giyindin hazırlandın ve seni tanıdığım günkü kadar güzelsin. | Open Subtitles | ولكنك أنتٍ وبطريقه ما ترتدين بتأنق و بجمال كما في اليوم الذي التقيتك فيه |
Yolun güzelliğini düşününce... ve yolcuların iyi kalpliliğini. | Open Subtitles | عندما تفكر بجمال هذا الطريق وبطيبةعابريالسبيل! |
Senin gibi hoş bir güzellik işime yarabilir. | Open Subtitles | بكثير بجمال مثل الذي ستصبحينه أخبرك يا سيدتي |
Siz o elbiseleri giyip dans edip çok güzel hissetmelisiniz. | Open Subtitles | انتم يا رفاق يجب ان ترتدو الملابس وترقصو و اشعرو بجمال |
Sadece güzelliğin zevkine varıyorum. | Open Subtitles | تمتع بجمال فقط من أجل مصلحته الخاصة |
Ama hiçbiri bir yapraklı deniz ejderinin güzelliği ile kıyaslanamaz. | Open Subtitles | لكن لا تُقارن سمكة بجمال تنين البحر. |
Çoğu zaman şunu düşünürüm, acaba nasıl olur da Natalie Wood'un görüntüsü kadar hoş bir şey ortaya çıkarırım? | TED | ولكن في العموم، أعتقد، كيف يمكنني أن أعمل شيئا بجمال صورة ناتالي وود؟ |
- Judy kadar tatlı mı? | Open Subtitles | -أهي بجمال "جودي" ؟ |