| Kitt, Sarah'la özel bir şeyler konuşmam gerek. | Open Subtitles | كيت ، أنا بحاجة للتحدث مع سارة على إنفراد |
| Şerifle mutlaka konuşmam gerek. | Open Subtitles | أنا بحاجة للتحدث مع المأمور. ما هو الأسم ؟ |
| Eğer nişanlısı konuşmam lazım. Burada yeterli ateş gücü aşağı var. | Open Subtitles | أنت بحاجة للتحدث مع خطيبك نحن نملك هنا مايكفي من القوى النارية. |
| Tatlım, Bud'la bir saniyeliğine yalnız konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | العسل، ولست بحاجة للتحدث مع براعم وحده لمدة ثانية واحدة فقط. |
| Seninle konuşmalıyım. Şimdi! | Open Subtitles | اسمعونى , انا بحاجة للتحدث اليكم الان , هيا |
| Birisi "konuşmamız gerek" dediğinde bu bazen değişen duygular hakkında bir konuşma olur. | Open Subtitles | عندما يقول شخص نحنُ بحاجة للتحدث أحياناُ تقود إلى مناقشة حول تغير المشاعر |
| Biliyorum olanlar hakkında konuşmalıyız ama şu an biraz meşgulüm. | Open Subtitles | انظري , أعرف اننا بحاجة للتحدث بشأن ماحدث ولكنني مشغولة الآن |
| Bir dakika... Seema ile yalnız konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | دقيقة واحدة أنا بحاجة للتحدث مع سيما بمفردنا |
| Yüzüme bakar mısın lütfen. Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | فقط، رجاءً رجاءً انظري إليَّ أنا بحاجة للتحدث معكِ |
| Seninle konuşmam gerek. Şu Paris gezisini hatırladın mı? | Open Subtitles | إني بحاجة للتحدث معك أتذكر إخباري لك عن تلك الرحلة إلى "باريس"؟ |
| Eva, Marjorie ve Camille ile konuşmam gerek. | Open Subtitles | ولست بحاجة للتحدث مع إيفا مارجوري وكميل |
| İnsan kaynaklarından Rachel'la konuşmam lazım da numarası yok bende. | Open Subtitles | أنا بحاجة للتحدث مع راشيل من الموارد البشرية و ليس لدي رقمها |
| - Soren, Dr. Kyle'la yalnız konuşmam lazım. | Open Subtitles | سورين، ولست بحاجة للتحدث مع الدكتور كايل وحدها. |
| Jerron, Dr. Gravamen'la konuşmam lazım.. | Open Subtitles | Jerron ، ولست بحاجة للتحدث الى الدكتور مدار الشكوي. |
| Pekala ama önce seninle konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | لكن قبل أن تفعلوا ذلك يا رفاق أنا بحاجة للتحدث معك |
| Özür dilerim, Portia, ama Omar ile konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | آسف يا بورشا لكن أنا بحاجة للتحدث مع عمر |
| Grand Prix'e gideceğim ve onunla konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | سأذهب إلى السباق الكبير وأنا بحاجة للتحدث إليه |
| Geri geldiğinde ona diyin ki onunla Hyun Jae olayı hakkında konuşmalıyım. | Open Subtitles | عندما يعود تاي جون ، أخبره أني بحاجة للتحدث معه حول قضية هيون جاي |
| Peki, daha sonra izleyebilir miyiz, çünkü seninle gerçekten konuşmalıyım. | Open Subtitles | حسنا , هل يمكننا مشاهدته لاحقا, لأنني فعلا بحاجة للتحدث أليك. |
| Doktor, personelle konuşmamız gerek, anladın mı? | Open Subtitles | , دكتور , نحن بحاجة للتحدث مع الموظفين أتفهم هذا ؟ |
| Basınla olabildiğince çabuk konuşmalıyız. | Open Subtitles | نحن بحاجة للتحدث مع الصحافة فى اسرع وقت ممكن |
| Oğlumu görmemi sağlayacak biriyle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا بحاجة للتحدث لشخص ما بإمكانه السماح لي برؤية ولدي. |
| Eğlencenizi bölmek istemem ama konuşmamız lazım. | Open Subtitles | مرحباً, حسناً, أكره أن أقطع الحفلة ولكن, آه, إننا بحاجة للتحدث |
| Stephen beni dinle. Akıl doktorunla konuşman gerek. | Open Subtitles | أنصت لي، أنت بحاجة للتحدث إلى طبيبك النفسي. |
| Christian'ın senle konuşması gerek | Open Subtitles | اذهب لترى كريستن هو بحاجة للتحدث إليك |
| Birisiyle konuşmaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | بالتفكير في هذا، فأنا سعيدة بأنك اتصلت فأنا بحاجة للتحدث لشخص. |
| Benimle hemen şimdi konuşmalısın. | Open Subtitles | انت بحاجة للتحدث إلي وبحاجة للتحدث إلي الآن |