"بحدوث" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmasına
        
    • olacağını
        
    • Buna
        
    • olmasını
        
    • göz
        
    • başına
        
    • gelmesine
        
    • Olabileceğini
        
    Fakat sanayi lobicileri bunun olmasına hiçbir zaman izin vermezlerdi. TED لكن لن يسمح اصحاب هذه الصناعات بحدوث مثل هذا الامر
    Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız, ve dürüst olmak gerekirse, tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi. TED لأنه لامجال بالنظر لما يحدث في أفريقيا، وإذا كنا صادقين، نخلص الي انه لن يسمح مطلقاً بحدوث ذلك في مكان آخر.
    Yani, evren bunun olmasına kaç kere izin veriyor ki? Open Subtitles أنا أعني كم مرة يمكن للكون أن يسمح بحدوث ذلك؟
    Bu sabah piyasada heyecanlı bir şeyler olacağını sezinler gibiyim. Open Subtitles أشعر بحدوث شيء ما مثير هذا اليوم في أسواقها هذا الصباح
    Buna izin veremezsin. Bu gemiyi havaya uçurman gerekse bile. Open Subtitles ولا يمكن أن تسمح بحدوث ذلك حتى لو فجرت السفينة
    Bir kez oldu mu arkası da gelir ve emin ol bunun olmasını hiç istemezsin. Open Subtitles و شيئاّ يؤدي الى الأخر و انت لا ترغب بحدوث هذا
    Öyleyse ikimizden birine bir şey olmasına izin vermeyeceğim, söz veriyorum. Open Subtitles لذا أنا لن أسمح بحدوث أي شيء لكل منا أعدك بذلك
    Yanında bir adamım var. Bir şey olmasına izin vermez. Open Subtitles لقد وضعت حارساً معه لن يسمح بحدوث أي شيء سيىء
    Küçük bir çocuğa bunun olmasına nasıl izin verdiğiniz konusu beni aşar. Open Subtitles يصعب علي أن أفهم، كيف يمكنكم أن تسمحوا بحدوث هذا لصبي صغير
    Ama Bay Ripley ve adamları bir şeyin olmasına müsaade etmeyecek. Open Subtitles ولكن السيد ريبلى و رجاله لن يسمحوا بحدوث اى شئ
    Bir daha olmasına izin veremeyiz. Open Subtitles أصابت أفعى أحد الضيوف لا يمكن أن نسمح بحدوث ذاك
    Bunun olmasına izin veremezdim. Bilirsin, prensipleri olan bir adamım. Open Subtitles . لم أكن لأسمح بحدوث ذلك أنا صاحب مباديء ، كما ترى
    Şimdi de Ruslar aynı şeyi yapıyorlar, burada aynı şeyin olmasına müsade edersem ne olayım. Open Subtitles والآن وبعد رحيل الروس، فأنا ملعونٌ إن سمحت بحدوث نفس الشيء هنا.
    Onlar bu tarz bir şeyin olmasına asla izin vermezdi. Open Subtitles انهم أبداً لن يسمحوا بحدوث هذا النوع من الأشياء
    Bir sorum var. Eğer bu kadar iyiysen, neden kötü şeyler olmasına izin veriyorsun? Open Subtitles عندي سؤال، إن كنت محسنة فلماذا تسمحين بحدوث أمور كريهة؟
    Umarım sen de beni affedersin Toki. Olayın sorumlusu benim. Bunun olmasına izin vermemeliydim. Open Subtitles و ارجو ان تسامحيني انت ايضا توكي لقد مسئوله ما كان يجب ان اسمح بحدوث ذلك
    Bunun olmasına izin veremeyiz. Birşeyler yapmalıyız. Ayrılmalarını sağlamalıyız. Open Subtitles يجب الا نسمح بحدوث هذا يجب ان نفعل شئ يجب ان ينفصلوا
    Sanırım bir tarafım ne olacağını biliyordu ama yükünden hep korktum. Open Subtitles أعتقد بأنّ جزءً منّي علم بحدوث ذلك ولكن لطالما فزعت من ثقله
    Havanın nasıl olacağını hisseder ve ne zaman ne olacağını bilir. Open Subtitles كان يشـعر بتغير الطقس ، أو بحدوث بعض الاشـياء
    Buna müsaade edemem. Onlar da büyüyünce herkese yalan söyleyecek. Open Subtitles لا يسعني أن أسمح بحدوث هذا، ليكبروا ويكذبون على الجميع
    Ne kadar yalan olmasını istesem de ne kadar kalmak istesem de bunun olmasına izin veremem. Open Subtitles رغم أني أردت أن أكون خاطئاً، ورغم أني وودت البقاء لا أستطيع أن أسمح بحدوث هذا
    Neden Tanrı Emily'nin iblislerce ele geçirilmesine ve ölmesine göz yumdu? Open Subtitles لماذا سمح الرب بحدوث تلبس لإيميلي من قبل الشياطين ومن ثم تموت؟
    Gerçekten kardeşinin başına bir şey geldiğini düşünmüyorsun ya? Open Subtitles أنتى لا تعتقدين حقاً بحدوث أى شئ لأخاكى؟
    Söz veriyorum saçının bir teline zarar gelmesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles أعدك لن يحدث أىّ شىء لكِ لن أسمح بحدوث أىّ شىء لكِ
    Belki de, fakat bu insanlaron yaptığı çok daha kötü, çünkü Olabileceğini biliyorlardi. Open Subtitles ربما ولكن ما فعله هؤلاء الأشخاص أسوأ بكثير لأنّهم كانوا يعلمون بحدوث ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more