| Kızkardeşlerimiz bu deney için hayatlarını tehlikeye attı. Fayda görmüyor musun? | Open Subtitles | أخواتنا يخاطرون بحياتهم لإنجاح التجربه ألا ترين أنه أفضل لو نجح |
| İnandıkları bir şey için hayatlarını riske atan kardeşlerden söz ediyorum. | Open Subtitles | انا اتحدث عن أخوة خاطروا بحياتهم من اجل شيء آمنوا به |
| Ailelerin yanlarına yerleştirdik, okula gidiyorlar olabilecek en iyi şekilde hayatlarını sürdürüyorlar. | Open Subtitles | لقد وضعناهم مع عوائل وهم يذهبون للمدرسة يستمرون بحياتهم بأفضل ما يمكنهم |
| Ama çok daha azı bir başkası için hayatını feda edebilir. | Open Subtitles | لكن أقلّ من ذلك من يضحوا بحياتهم من أجل شخص آخر. |
| Kontrol edilemeyen bir yangın otlak boyunca ilerlediği için üç aslan ve üç antilop canlarını kurtarmak için kaçarlar. | TED | مع تصاعد وتيرة حرائق الغابات من خلال المراعي يحاول ثلاثة من الأسود وثلاثة من الحيوانات البرية الفرار للنجاة بحياتهم |
| Ama şu anda hayatlarında neler olup bittiğini hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | لكن ليس لدينا فكرة عن . ما يحدث بحياتهم الآن |
| Yeni dünyanın güvenli olup olmadığını öğrenene dek hayatlarını riske atmak istemedim. | Open Subtitles | لم أرد انا أخاطر بحياتهم حتى أكتشف أن.. ، العالم الجديد آمن |
| Kendilerine, gelecek nesillerin daha adil bir dünyada yaşamaları için hayatlarını tehlikeye atıp atamayacaklarını soruyorlar. | TED | يسألون أنفسهم ما إذا كان هناك أي سبب سوف يخاطرون بحياتهم ليتمكن القادمون من العيش في عالم أكثر عدلاً |
| Seslerini duyurup terörle yüzleşmek için hayatlarını riske atıyorlar, ancak üzücü bir şekilde en çok ihtiyaç duyanlara seslerini duyuramıyorlar. | TED | إنهم يخاطرون بحياتهم للتحدث عاليًا ويواجهون الدعاية الإرهابية، ثم بشكل مأساوي لا يستطيعون الوصول للأشخاص الذين هم بأمس الحاجة لسماعهم. |
| Denize çıkmaya elverişsiz ve aşırı kalabalık botlar ile, Avrupa'daki güvenli ortama kavuşabilme adına hayatlarını tehlikeye atıyorlar. | TED | أو يفرون على قوارب مكتظة وغير صالحة للإبحار، يجازفون بحياتهم بهذا الشكل فقط ليصلوا بسلام إلى أوروبا. |
| Gezi'de, Tahrir'de ve diğer yerlerde hayatlarını ve rızıklarını ortaya koyan insanlar gördüm. | TED | من غيزى للتحرير وأماكن أخرى، لقد رأيت أناس يخاطروا بحياتهم ومصادر رزقهم. |
| Bende hayatlarını riske atan kişilere yardım etmeyi seviyorum. | TED | لذا أحب دعم الناس الذين يخاطرون بحياتهم. |
| Yürüyüp geçtiğim kapıları açmak için hayatlarını bile feda etmiş olanların omuzlarında durduğum gerçeğini çok takdir ediyorum. | TED | أنا ممتن للغاية لحقيقة أنني الآن أحذو حذو أولئك الذي ضحوا بحياتهم لفتح الأبواب التي مررت من خلالها. |
| Yani, herkes kendi hayatını bir şey üzerinde öne sürüyor, | TED | إذاً، الجميع يراهنون بحياتهم على شئ ما، |
| ...yıldızları araştırmak, dünyada barış ve özgürlüğü... temin etmek için hayatını ve sağlığını tehlikeye atan cesur adamlar. | Open Subtitles | الرجال الشجعان الذين يُخاطرونَ بحياتهم ويخطون لإسْتِكْشاف النجومِ و تامين السلام الوطيد و الحرية ان العالم قد إنتهى. |
| Khe Sanh'da, Long Duc'da ve 364. tepede bu gençler canlarını verdiler. | Open Subtitles | في "كهي سان" و "لان دوك" والهضبة 364 هؤلاء الشباب ضحـّوا بحياتهم |
| hayatlarında ne yapmak istediklerine saygı göstermek gerek. | Open Subtitles | يجب ان تحترم ما يريدوا ان يفعلوه بحياتهم |
| Küçük adam, biliyorsun, bazen yetişkinlerin kendi hayatlarını... yaşamaya devam etmeleri gerekir, ve bakıcı Carrie de kendi hayatına devam etme zamanının geldiğine karar verdi. | Open Subtitles | أيها الصغير، تعلم يحتاج الراشدون أحياناً للأبتعاد والمضي بحياتهم ولقد ظنت مربيتك بأن الوقت قد حان للمضي بحياتها |
| İnsanların dikkatlerini toplayarak hayatlarına yön veren bu teknikleri öğreten konferans ve çalıştaylar var. | TED | هناك مؤتمرات وورش عمل توضح للناس كل هذه الطرق الخفية للحصول على انتباه الناس والتحكم بحياتهم. |
| Sırf sen yaşa diye kaç kişi fedakârlık yapıp canını verdi biliyor musun? | Open Subtitles | ليست لديك أدنى فكرة عن عدد اللذين ضحوا بحياتهم من أجل أن تعيش |
| Birçok insanın hayatında olup biten yeteri kadar şey var. | Open Subtitles | معظم الناس لديهم ما يكفيهم بحياتهم فلا يحتاجون |
| Her gün; hayatları için kaçan insanların acı hikayelerini dinliyorum, tehlikeli sınırlar ve düşman denizler boyunca. | TED | كل يوم استمع الى قصص مروعة عن اناس يفرون لأجل النجاة بحياتهم عبر الحدود الخطرة والبحار الهائجة |
| Şimdi lütfen, kendi hayatın için daha az, onların hayatı için daha çok endişelen. | Open Subtitles | و الآن .. أرجو أن تهتم أكثر بحياتهم و أقل قليلا بشخصك |
| Ve nasıl oluyor da Yeryüzü'ndeki tüm insanlar yaşamlarını yıldızların ölümüne borçlu? | Open Subtitles | .. وكيف يُعقل أن كل البشر على الأرض يدينون بحياتهم لموت النجوم؟ |
| Biliyorum geçen gece olanları geri alamam, ama bunu hayatlarıyla ödeyecekler. | Open Subtitles | اعرف بان احداث الامس لايمكن التراجع عنها ولكنهم سيدفعون الثمن بحياتهم |
| hayatlarının değerini bilmeyen insanlardan nefret ederim. | Open Subtitles | أكره أولئك الّذين يفكرون قليلاً بحياتهم. |
| Cazip hayatlarından, sinema yıldızı gibi görünmelerinden, senin ve benim sayabileceğimden daha çok paraları olmasından nefret ediyorum. | Open Subtitles | بحياتهم الساحرة، ومظهرهم مثل نجوم السينيما ومالأكثرممايمكنكأنتحسب.. أنا أكرههم |