- Yeni başlangıçlara. | Open Subtitles | نخب بدايات جديدة. |
Yeni başlangıçlara. | Open Subtitles | لأجل بدايات جديدة |
Ama bu geceyi yeni bir başlangıç olarak gördüğümden bunu geride bırakıp aramızı düzeltmek istedim. | Open Subtitles | لكن بما أن الليلة عنواها بدايات جديدة أردت أن أضع كل شيء خلفنا وأجعل الأمور في نصابها |
Yozlaşma sokaklarda başlıyor küçük seyyar satıcılarıyla | Open Subtitles | بدايات فسادِ في الشوارعِ مَع الباعة المتجولين الصِغارِ. |
1800lerin başında İngiltere'de, gariptir ki... ..Stonehenge yakınlarında yeni bir tapınım ortaya çıkmış. | Open Subtitles | طائفه جديده ظهرت فى انجلترا فى بدايات القرن الثامن عشر قرب موقع ستونهنج |
"Büyük Bunalım" döneminde büyüyen bu iki insan, 80'lerin ilk yıllarında yanlarına yeni bir çocuk aldılar. | TED | إذن شخصين نشأوا في الكساد الكبير، هم في في بدايات الثمانينات اسقبلوا طفل جديد. |
1942 başlarındaki Auschwitz Nazilerin Nihai Çözüm Planı'nın, Chelmno ve Lodz gibi gettolara nazaran, çok daha küçük bir parçasını teşkil ediyordu. | Open Subtitles | في بدايات 1942 آوشفيتس" بخلاف" "هيلمنوه" وجيتو "لودز" كانت تلعب دوراُ بسيطاً فى الحل النهائى النازى |
Doğal seçilim ve genetik mutasyon, temelde yaşamın bugün gördüğümüz tüm çeşitliliğini ve karmaşıklığını, hiçbir mucize gerçekleşmeksizin son derece basit başlangıçlardan üretebilir. | Open Subtitles | الانتخاب الطبيعي و التحور الجيني يمكن أن ينتجوا كل التنوع في الحياة بكل هذا التعقيد، من بدايات بسيطة للغاية |
zor olmuştur.erken felsefe dönemine ve tüm nörobilim tarihinde geriye gidildiğinde, bunun bir çok tartışmaya yol açmış, çözümünde daima zorlanılmış gizemli bir konu olduğu anlaşılır. | TED | رجوعا الى بدايات الفلسفة وبالتأكيد طوال تاريخ علم الأعصاب, كان هذا لغزا صعب دائما توضيحه احدث جدلا كبيرا |
Bu dövmeleri bilmemin tek sebebi efendim, kariyerimin başlarında beni almak istemeleri. | Open Subtitles | هذا كل ما اعرفه حول الوشم لأنهم حاول تجنيدي في بدايات عملي |
Eğer AIDS'in başlangıcı hakkında düşünürsek birçoğumuz 1980'lere kadar geri gidecek. | TED | عندما يفكر معظم الناس حول بدايات الإيدز، سيرجعون بتفكيرهم إلى الثمانينات |
- Yeni başlangıçlara. - Yeni başlangıçlara. | Open Subtitles | ـ بدايات جديدة ـ بدايات جديدة |
Yeni başlangıçlara. | Open Subtitles | عربون بدايات جديدة |
Yeni başlangıçlara! | Open Subtitles | من أجل بدايات جديدة! |
Ayrıca mevsim de insana yeni bir başlangıç hissi veriyor. | Open Subtitles | بل إنّ موسم الربيع يمنحكَ شعوراً بإطلالة بدايات جديدة |
- "Kennex an itibariyle depresyon, zihinsel körelme obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu ve yapay vücut kısımlarını psikolojik olarak reddetmenin başlangıç aşamalarında." | Open Subtitles | اكتئاب، وخلل ذهني صدمة مع بدايات الوسواس القهري واضطراب ما بعد الصدمة ورفض نفسي لأجزاء الجسم الاصطناعية |
Tıpkı bazı başlangıçların bir son bazı sonların ise bir başlangıç olduğu gibi. | Open Subtitles | بنفس الطريقة، بعض البدايات هي نهايات و بعض النهايات تصبح بدايات |
Senin fotoğraflarınla başlıyor ve eğer buraya bakarsan benim fotoğraflarıma kadar gidiyor. | Open Subtitles | ماعداه بدايات بالصورِ منك، وهو يَذْهبُ طول الطّريق، إذا تَنْظرُ للوراء هنا، إلى الصورِ منّي. |
Enkaz izleri aracın durduğu yerin... yaklaşık 90 metre gerisinden başlıyor. | Open Subtitles | بدايات طريقِ الحطامَ تقريباً 100 ياردة مِنْ أين العربةِ إستقرّتْ. |
Bence şu anda robotların yaygınlaşmasının dönüm noktasındayız. Kişisel bilgisayarların gelişimine göre, 1978 veya 1980'de olduğumuz yerdeyiz. Şu anda ilk birkaç robot daha yeni ortaya çıkmaya başlıyor. | TED | لأننا قاب قوسين من حالة الانتشار الواسع للروبوتات إننا, وكمقاربة, بمايشبه سنين بدايات الحواسب الشخصية. حيث أن القليل من الرويوتات قد بدأ بالظهور الأن |
1992'nin başında Mick Andreas, bana işlerin nasıl döndüğünü öğretti. | Open Subtitles | في بدايات عام 1992.. علمني ميك أندرياس كيفية التصرف هناك |
Yüksek Paleolitik dönemin başında, bir mızrak atma tekniği geliştirmiş olduklarından şüphe ediyoruz. | Open Subtitles | لكننا نشك في أنهم في بدايات العصر الحجري قاموا بتطوير أساليب قاذف الرماح |
Ben, yetişkinliğe giden bu diğer yola 2000'lerin başında Pennsylvania Üniversite'sinde bir öğrenciyken merak saldım. | TED | اهتممت بهذا الطريق الثاني إلى البلوغ عندما كنتُ طالبة في الكلية في جامعة بنسلفانيا في بدايات الألفية الثانية. |
Öyleyse, 21. yüzyıl başlarındaki bilimsel verileri dikkate alırsak ana hedefimiz olan "maksimum sürdürülebilirlik" ilkesini tüm insanlığa yaymak için çalışmalarımıza nereden başlamalıyız? | Open Subtitles | إذن - بناء على الوضع الحالي للمعرفة العلمية في بدايات القرن الواحد و العشرين |
"Küçük başlangıçlardan büyük şeyler doğar," diye düşündü Android Minsky. | Open Subtitles | "من بدايات صغيرة تظهر أمور كبيرة" "هذا ما فكر فيه (أندرويد مينسكي)" |
O insan çabası ki maceraperestleri bu yüzyılın erken bölümünde Mars'a götürecek. | TED | وهذه الهمّة البشريّة ستأخذ المُغامرين إلى المريخ في بدايات هذا القرن. |
Bu 1990'ların başlarında alınan dünya gelişmişlik endeksi verisi. | TED | هذه مجموعة بيانات لمؤشر التنمية الدولية في بدايات التسعينيات. |
Kyoto: pakt bazlı bir organizasyon yaratma çabalarının başlangıcı. | TED | إتفاقية كيوتو: بدايات الكفاح من أجل خلق منظمة معتمدة على المعاهدات. |
Bu açıklama anlaşılır olsa da bunun gibi bulmacalar genellikle yanlış başlangıçlar ve çıkmazlar içerir. | TED | هذا التفسير كان مباشرا، حل أحاج كهذه يتضمن بدايات خاطئة ونهايات مسدودة |