"بذاك" - Translation from Arabic to Turkish

• o kadar
• kadar da
• - O
• ilgisi var

o kadar önemli bir rol değil. Ama incelikli bir rol.
انه ليس بذاك الدور الكبير يا ايلي و لكنه دورا بارز

Peki,bir Londra dairesinde oturmak o kadar da kötü olmaz heralde.
أعتقد أن المعيشة في شقة بلندن لن تكون بذاك السوء هاه؟

Ben de ibnenin gözünün ferinin içine bakıp "o kadar yüce olamaz.
لذا نظرتُ لذلك اللعين في عينيه، وقلت، لن يكون بذاك الشرف العظيم

Açıkçası, o kadar da iyi değilim fakat belirgin bir kabiliyetim var; bisikletimi bulmakta acayip hızlıyım.
وبصراحة، أنا لست بذاك الباراع، ولكن لدي قدرة مميزة أنا سريع جداً بإيجاد دراجتي.

- O şeyle beni bıçaklaman gerekiyor.
يجب عليك ان تتطعني بذاك الشيء.

o kadar sürede o yolu alması için bir spor araba olması gerek.
لابد أنها كانت سيارة رياضية سريعة لتقطع المسافة بذاك الزمن

Tabii ki yaşlanıyorum. Hepimiz gibi. Ama o kadar da yaşlı değilim.
بالطبع قد كبرت بالسن كلنا كذلك، لكني لست بذاك الكبر

Hoş biri değil, zeki değil o bir hırsız, o kadar güzel bile değil.
انها ليست جميلة. وليست ذكية انها لصة وليست بذاك الجمال.

Hindistan cevizi yiyerek o kadar şişman olamazsın.
لا تصبح سمينـا بذاك القدر فقط بأكـل جوز الهند

o kadar da kötü değildi. Biraz gürültülüydü sadece.
و لم يكن الأمر بذاك السوء لقد كان الصوت عالي فقط

o kadar kötü değildi, gürültülüydü sadece.
و لم يكن الأمر بذاك السوء لقد كان الصوت عالي فقط

Sen onu dinleme, tatlım. Vücudun o kadar da harika değil. Bir cin lütfen.
لا تستمعي إليه, عزيزتي جسدكِ ليس بذاك الجمال

Kendine kızmayı bırak. o kadar da kötü değildi.
توقفي عن لوم نفسكِ لم يكن الأمر بذاك السوء

8 değil 16 yaşındayım ben. o kadar da etkileyici bir şey değil.
عمري ليس ٨ أنا في ال١٦ إنه ليس بذاك الشيء المذهل.

- O kalbi asla almamalıydım.
كان ينبغي عليّ ألا أقبل بذاك القلب

- O adam sonunda ölmedi mi?
ألم ينتهي الأمر بذاك الشخص ميتاً ؟

- Ne zamandır bu işi yapıyorsun? - Bunun konuyla ne ilgisi var?
منذ متى وانت تفعلين هذا وما علاقه هذا بذاك