Daha önce hiç kredi kartlarını alfabetik sıraya koyan biriyle tanışmamıştım. | Open Subtitles | لم أقابل أحداً من قبل يرتب بطاقاته الإئتمانية حسب الحروف الأبجدية. |
Bu yüzden kredi kartlarını kullandığında, işine veya evine gittiğinde yakalanacak. | Open Subtitles | لذا عندما يستخدم بطاقاته الإتمانية او يعود لمنزله او للعمل سيلقون القبض عليه |
Adamın emlak vergileri, kredi kartları üzerinde çalışırken... bir belge karşıma çıktı. | Open Subtitles | انني اعمل على ضرائب ممتلكاته و بطاقاته الإئتمانية تصادف مع الإيداع المدني |
Dostum yaşıyor ve kredi kartları tekrar geçerli. | Open Subtitles | رفيقي حيّ و بطاقاته الإئتمانية سارية مجدداً |
Bana bakmadı. Hala kartlarına bakıyordu ve işte bu tablonun baştan çıkarcı unsurlarından biri de bu, genç yaptığı şeye o kadar odaklanmış ki, bize bakmıyor. | TED | ولم ينظر إلي. فكان مازال ينظر إلى بطاقاته وهذا إحدى العناصر المغرية في هذه اللوحة فهو في قمة التركيز فيما يعمل لدرجة أنه لا ينظر إلينا |
Kredi kartını ve ATM kayıtlarını istiyorum. | Open Subtitles | أريد بطاقاته الإئتمانيّة، سجلاّت أجهزة الصراف الآلي الخاصّة به. |
10 yaşındaki ufak oğlan bizlere beyzbol kart koleksiyonunu göstermek istedi. | Open Subtitles | الفتى الصغير ذو العشر سنوات أراد أن يرينا مجموعة بطاقاته بالبيسبول |
kartlarını, kart kamerasına göstermeyi reddeden tek oyuncu durumunda. | Open Subtitles | هو اللاعبُ الوحيدُ يَرْفضُ التَشويف بطاقاته إلى آلةِ تصوير بطاقةِ الفتحةَ. |
Taburcu olduktan 9 ay sonra işini bırakmış, arabasını satmış, kredi kartlarını ve hesaplarını iptal etmiş. | Open Subtitles | بعد 9 أشهر من خروجه من المشفى استقال من عمله و باع سيارته أغلق حساباته البنكية و ألغى بطاقاته الإتمانية |
Kredi kartlarını ve telefonunu izliyoruz ama şu ama henüz bir haber yok. | Open Subtitles | حسناً، نحن نراقب بطاقاته الإئتمانيّة وهاتفه -ولكن حتى الآن ، لم يحالفنا الحظّ |
Keşler kredi kartlarını kullanır ve bizi örterler. | Open Subtitles | سيستخدم المدمنون بطاقاته الائتمانية وسنكون نحن محميون |
Teslim olan ilk kişi kartlarını devreder. | Open Subtitles | مَن يستسلم أوّلًا، يسلّم كافّة بطاقاته للآخر. |
Cüzdanı üzerinde, içinde kredi kartları,.. | Open Subtitles | لقد كانت محفظته بحوزته، جميع بطاقاته الإئتمانية والكثير من النقود |
Sana kartları göndermeye devam edersem eninde sonunda geleceğini söylemişti. | Open Subtitles | اخبرني انني إذا استمريت في إرسال بطاقاته البريدية إليك في النهاية ستظهرين |
Hemoptizi ağzından kan gelmesi demek. Ahh. Kredi kartları, nakit ve bu çocuğun fotoğrafı. | Open Subtitles | إنه يعني أنه يسعل الدم بطاقاته الإئتمانية , المال , صورة لهذا الفتى |
Cüzdanı ve kartları var ama üzerinde obje yok. | Open Subtitles | لدي محفظته و بطاقاته لكن لا يوجد معه قطع أثرية |
- Her yere baktık. Burada yok. Kredi kartlarına, kullandığı ATM'lere ve metro biletlerine bakın. | Open Subtitles | تحقّقوا من بطاقاته الإئتمانية وسحوباته المالية ومن بطاقات قطار الأنفاق |
Kredi kartlarına, banka hesabına tuzak kurduk. | Open Subtitles | نحن نراقب بطاقاته الإئتمانية وحسابه المصرفي |
Evet, kredi kartlarına baktık. | Open Subtitles | أجل، تفحصنا بطاقاته الائتمانية |
İşe gitmiyormuş ve kredi kartını haftalardır kullanmamış. | Open Subtitles | ولم يستخدم بطاقاته الإئتمانية منذ أسابيع |
Mo şüpheliyken kredi kartını ve telefon kayıtlarını almışlar. | Open Subtitles | عندما كان "مو" مشتبهاً لقد سحبت بطاقاته الإئتمانيه وسجلات هاتفه |
Ev kredisinde batık durumdaymış. Kredi kartlarının hepsi dolu... | Open Subtitles | لديه رهن عقاري كبير، بلغ الحدّ الاقصى من بطاقاته الإئتمانيّة، |