Aynı zamanda fikirlerini yüksek sesle söylediğin için bir kaç takımdan atıldığını biliyorum. | Open Subtitles | كما اعلم انكِ اطحتى بعدة فرق بالتحدث عما بعقلك فى النهاية بصوت عالى |
Ama rahatsızlandığı gün sahada bir kaç arı tarafından sokulduğu rapor edilmiş. | Open Subtitles | لكن تم إبلاغ أنه أصيب بعدة لسعات نحل في الحقل يوم انتكاسه |
Bizimle ilgili bir sürü güzel şey söyledi katiller, vahşiler, yamyamlar gibi. | Open Subtitles | لقد أطروا علينا بعدة كلمات مثل رجال عصابة, قتلة, همج |
Soyulan mağazalarda, soygundan birkaç saat önce, hep aynı iki çocuk görünüyor. | Open Subtitles | بعدة ساعات قبيل الهجوم على كل محل تمت سرقته، يظهر فتيان مراهقان |
Noktaları yeni birleştirdik. Yapmamız gereken örneklerimizi on kat ya da daha fazla artırmak. Dünyanın her yerindeki insanlardan yüzlerce binlerce DNA örnekleri. | TED | لقد وصلنا نقاطا فقط، وعلينا أن نزيد حجم العينة بعدة مرات، مئات الآلاف من عينات الدي أن أي من أشخاص من كل أنحاء العالم، |
Bu konuşmada beni ilgilendiren şey arabalar. Otomobiller kullandığınız şeyler olabilir, ama arabalar; biz neysek onlar da o, pek çok yönden. | TED | ما يهمني في هذا الحديث هي السيارات. الآلات هي ربما الأشياء التي نستخدمها, و لكن السيارات هي من نحن, بعدة طرق. |
birçok şey onları meraklandırabilir, ...ama anlayamayacakları bazı şeyler var. | Open Subtitles | انهم رائعون بعدة امور ولكن هناك اشياء لا يفهمونها فحسب |
Birincilikle mezun olmuş. çeşitli kırsal bölgelerde savcı yardımcılığı yapmış. | Open Subtitles | تخرج الأول على دفعته أصبح النائب العام بعدة مقاطعات ريفية |
Geçen yaz, cihazımı Kalifornya'da bir kaç bakım tesisinde test ettim ve şuanda geri dönümleri, pazarlanabilir bir cihaz üretimi için kullanıyorum. | TED | الصيف الماضي، كنت قادر على إجراء اختبار نهائي لجهازي بعدة منشئات رعاية سكنية بكالفورنيا وحاليًا أدمج الملاحظات لمزيد من التطوير ليمكن تسويقه. |
Hatırlarsınız ki, sadece bir kaç sene önce haberler yalnızca bir kaç yerden tüketiliyordu: gazete veya dergi okurken, radyo dinlerken veya televizyon izlerken. | TED | تذكروا، قبلها بعدة سنين كان يتم إستقاء الأخبار من ثلاث مصادر فقط: قراءة صحيفة أو مجلة اخبارية أو الإستماع الى المذياع أو مشاهدة التلفاز |
Bir kaç hafta sonra, insan kaçakçıları bizi arayıp yolculuğa başlamak için botun hazır olduğunu bildirdi . | TED | وبعد ذلك بعدة أسابيع، تلقينا اتصالًا من الشخص الذي هرب الناس لينبهنا بأن القارب بات جاهزًا لنا لنبدأ برحلتنا في البحر. |
Size bir kaç prototip yaptım. Standford'da az bir burs aldım | TED | فقمت بعدة نماذج. حصلت على منحة صغيرة من ستانفورد |
Kendi arabamla gelmeyeceğim. Otobüsle geleceğim. Bir kaç blok ötede inip yürüyeceğim. | Open Subtitles | - لن اقود, سآتى بالأتوبيس, وسأنزل قبل المنزل بعدة مبانى ,ثم امشى |
Bu hazırcevaplığın yüzünden yıllar içinde... suratına bir sürü yumruk yemiş olmalısın. | Open Subtitles | لا بد أن خفّتك مع السريع المتغطرس تسببت لك بعدة لكمات في الوجه مع الوقت |
Anlaşılan eğlenirken de bir sürü kıyafet giyip çıkartacağız. | Open Subtitles | إنه يعنى فقط أننا سنضطر للظهور بعدة وجوه و شخصيات بعيدة عن شخصياتنا الحقيقية |
Filmim için bir sürü ödül aldığım için daha iyi olmayacağı kesin. | Open Subtitles | بعد فوزي بعدة جوائز لفيلمي, لا يصبح الأمر أفضل. |
Ne kusursuz bir mantık. Yalnız birkaç cümle kurarak bana bu akıcılığını kanıtlamalısın. | Open Subtitles | منطق رائع ، لكن علي أن أطلب منك التحدث بعدة عبارات لتأكد ذلك |
40'dan fazla yumurta aynı anda çatladığından bir kaç sefer yapması gerekecek. | Open Subtitles | بيضاتها الاربعين او ما يقارب ذلك فقست في وقت واحد لذا يجب عليها القيام بعدة رحلات |
Fakat çiçekler ayrıca pek çok hareket gösterebilirler. | TED | ولكن النباتات قادرة على القيام بعدة انواع من الحركات |
Politik adam kaçırmalar eşzamanlı olarak birçok yetişkini kaçırıp saklarlar. | Open Subtitles | الاختطافات السياسية تتطلب بشكل متكرر الاحتفاظ بعدة رهائن بنفس الوقت |
Platforma tekrarlama alıştırması ve çeşitli alıştırma formları dahil etmeye çalışıyoruz. | TED | لقد حاولنا بناء ممارسة استرجاعية داخل المنصة، وكذلك أنواع أخرى من الممارسات بعدة طرق. |
Dışarı çıkan insanlar, bir çok ateş ve yaralıdan bahsediyor. | Open Subtitles | خرج الناس بعدة تقارير عن طلقات نارية والعديد من الجرحى |
Ya meraklı olduğun bir yığın farklı konular var ve, yapmak istediğin bir çok farklı şey varsa? | TED | ماذا لو كانت تثير فضولك العديد من المواضيع المختلفة، وتريد القيام بعدة أشياء؟ |
Birincisi, kayınpederim bir düzine milyon dolarlık şirketten oluşan bir holdingin yönetim kurulu başkanı. | Open Subtitles | حسناً، الأول إن والد زوجتي هو الرئيس التنفيذي لشركة قابضة والتي تمتلك عشرات الشركات تقدر بعدة ملايين من الدولارات. |
İlkinde yumurtalar binlerce spermle kuluçkalanır ve döllenme normal olarak birkaç saatte meydana gelir. | TED | في الأولى ،تُغطى البويضات بألاف النطاف و يحدث الإلقاح بعدة عدة ساعات بشكل طبيعي |