Birkaç tane hap alınca oldukça berbat bir hal alıyorlar. | Open Subtitles | أجل، إن أخذت بعضًا منها وسيصبح الأمر في غاية السوء |
Bunun yerine, bizleri daha uzun süre yaşatacak olan Birkaç güzel ve faydalı şey yaratın. | TED | عوضًا عن ذلك، اصنعوا بعضًا من الأشياء الجميلة والمفيدة التي تجعلنا نعمِّر طويلًا. |
Şimdi size göstereceklerim oyuncular tarafından oluşturulan Birkaç şehir. | TED | والذي سأعرضه لكم هو بعضًا من هذه المدن بُنيت من قبل اللاعبين. |
Pek çok bilgiyi toplar, bir kısmını verir ve bir kısmını da içeride tutarlar. | TED | فهي تأخذ الكثير من المعلومات، وتهملُ بعضًا منها، وتحتفظُ بالبعض. |
Haplarından ya da her neyse birazını almış olabilirim. | Open Subtitles | من المحتمل اخذت بعضًا من حبوبك او مهما يكن |
Böylece öğrencilerimle birlikte böyle bir cihaz yapmak için çalışmalara başladım ve size ilk sonuçlardan bazılarını göstermek istiyorum. | TED | لذا بدأت أنا وطلابي بصنع جهاز مماثل، وأريد أن أعرض لكم بعضًا من نتائجنا المبكرة. |
Biraz önce birbirine benzeyen Birkaç adam gördüm. | Open Subtitles | رأيتُ توًّا بعضًا من الرّجال كانوا مألوفين بشكل غريب؟ |
Savaşı başlatmamasını, Birkaç Got prensiyle buraya gelmesini söyle. | Open Subtitles | واطلب منه أن يعود إليّ، وأن يجلب معه بعضًا من زعماء أمراء القوط |
Birkaç tanesini alabilir miyim diye soracaktım? | Open Subtitles | كنت أتساءل إن كان بإمكاني أن آخذ بعضًا منها معي |
Düşünüyordum ki, Birkaç genç sanatçı, sadece kendini göstermek için gecede çalabilirler. | Open Subtitles | كنتُ أفكّر في شيءٍ ما، أعلمُ بعضًا من الفنّانين اليافعين لربّما يكونوا مستعدين للعزفِ في الحفلِ للدعايةِ فحسب. |
Annemi bilirsin. Birkaç telefonunu açmasam hemen kafayı yer. | Open Subtitles | تعرفين أمّي، ستفزع إن لم أتلقَّ بعضًا من اتّصالاتها. |
Seninle birlikte Birkaç suçlunun resmine bakmaya gideceğiz. | Open Subtitles | أنت وأنا سنذهب لنرى بعضًا من صور تجّار المخدّرات معًا |
Tek yaptığınız, namusluca bir iş kurmaya çalışan, Birkaç iyi adamın canını yakmak. | Open Subtitles | أنت بهذه الطريقة ستجرح بعضًا من الرجال الجيدين الذين يحاولون أن يبدأوا عملًا شريفًا. |
Proteinler, ki bir kısmını bu hücre içinde görüyorsunuz, temel olarak vücudumuzdaki tüm önemli işlevleri yerine getirir. | TED | البروتينات، بعضًا مما ترون داخل خليّة هنا، إنها تضطلع بصفة أساسية بكل الوظائف المهمة في أجسامنا. |
Terapiyle işlevinin bir kısmını tekrar kazanma ihtimali var. | Open Subtitles | هناك فرصة، مع العلاج، أنها ستسترد بعضًا من قدراتها. |
İyi niyetinin bir göstergesi olarak borcunun bir kısmını nakit olarak alayım. | Open Subtitles | دعني آخذ بعضًا مما تدين بهِ نقدًا كدلالة على حسن النيّة. |
Ben kahvaltı tabağı sipariş ettim, ve o da pastırmamın birazını aşırdı. | Open Subtitles | طلبت وجبة إفطار كبيرة و سرق بعضًا من لحمي المقدد |
- Güzel. - Yerinde olsam birazını bir kaba koyup eve götürürdüm. | Open Subtitles | علينا أن نضع بعضًا منها في حافظة |
- Dursana. - Etimin birazını çalmışsın. | Open Subtitles | تمهّل - لقد سرقت بعضًا من لحمي المُملح - |
Demek istiyorum ki, bazılarını uyuşturucu tedavisine ikna bile ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نقنع بعضًا من أولئك الأشخاص بالعلاج من الإدمان |
bazılarını tanıyorum ama onlar sanki... | Open Subtitles | لقد كنت أعرف بعضًا منهم .. لكنهم لم يبدو أنهم |
Bu buradaki sinirleri 24 saatliğine donduracaktır. Çenene de biraz ister misin? | Open Subtitles | هذا سيخدّر الأعصاب بهذا المكان لمدة 24 ساعة، أتودّي بعضًا منه لفاهكِ؟ |