"بعيدًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • buradan
        
    • onu
        
    • çekip
        
    • yere
        
    • Uzaklara
        
    • dışında
        
    • kenara
        
    • ayrı
        
    • alıp
        
    • ötesinde
        
    • uzak
        
    • uçup
        
    • çekilin
        
    • uzağa
        
    • uzakta
        
    Ya çalışmasına izin verirsin ya da onu buradan götürürüm. Open Subtitles إما أن تسمح لها بالعمل وإلا سأخذها بعيدًا عن هُنا
    - Cannes'da tanışmıştık... - Götür onu Delbert. Çok teşekkürler. Open Subtitles ـ إلتقينا بمهرجان كان ـ خذها بعيدًا يا ديلبيرت، وداعًا
    En kısa sürede bu bok çukuru ülkeden çekip gitmek. Open Subtitles أن أكون بعيدًا عن هذه البلدة المفقرة في أقرب وقت ممكن
    Bu biraz da; tartışmak için bizim olmadığımız bir yere git demek gibiydi. TED هذا، يشبه نوعًا ما، أن أذهب وأجادل في مكانٍ ما بعيدًا عنهم.
    Aşırı derecede uzun bir zaman diliminde, kara delikler olay ufuklarından Uzaklara parçacık saçarken kütle kaybederler. TED عبر حقبٍ هائلة من الزمن تفقد الثقوب السوداء كتلتها بينما تزيح الجزيئات بعيدًا عن أفق الحدث.
    Gençlik zamanımızda, ders çalışmak dışında her zaman aptalca şeyler yapıyorduk. Open Subtitles سابقًا، في مُراهقتنا، كُنا دائمًا نفعل أمور سخيفة بعيدًا عن المُذاكرة.
    Ama beni kenara itti ve kardeşimin göğsüne bastırmaya başladı. Open Subtitles ولكنه دفعني بعيدًا عن الطريق وبدأ بالضغط على صدر أخي
    Senden ayrı olduğum zamanlar insanların arasından geçip seni görmek için gelmek istiyorum. Open Subtitles ،عندما أكون بعيدًا عنكِ، و بالرغم من بقائي مع الآخرين .أريد رؤيتكِ فحسب
    buradan uzakta büyüdüm, yaşayan her şeye çok meraklı küçük bir kızdım. TED في فترة نشأتي بعيدًا عن هنا، كنت فضولية بجنون كفتاة صغيرة عن كل ما هو حي.
    Bu sorun değil. Ama sen onu buradan götür. Open Subtitles سأفعل شيئًا و لكن هذا لا يهم عليكَ أن تأخذها بعيدًا
    Eğer inandığın buysa, onu neden bir kenara itmeye çalıştığında muhtemelen budur. Open Subtitles إذا كان هذا ما تعتقدينه فعلى الأرجح هذا سبب قيامك بدفعه بعيدًا
    Eğer okula gitmesine izin vermezsen onu senden uzaklaştırıp yeni bir eve yerleştirecekler. Open Subtitles اذا لم تسمح لها بالذهاب الى المدرسة سيأخذونها منك بعيدًا ويضعونها في المنزل
    onu evlat edindiğini söylediysen, bu bir şey olabilirdi, ...ama sen çekip gidiyorsun. Open Subtitles ،سيكون أمرًا آخرًا إن قلتِ أنّني أتنبّاه لكنّك رحلت بعيدًا
    Sonra çekip gideceksin ve bir daha bu caddeden hiç geçmeyeceksin. Open Subtitles وبعدَ ذلك إمشي بعيدًا ولاتمرّ بهذا الشارع مجددًا.
    Bazen çok Uzaklara gidersin sonunda başladığın yere geri gelirsin. Open Subtitles أحيانًا تهرب بعيدًا جدّاً، تنتهي عائدًا حيث بدأت.
    Bir yere kaybolma ama, fermuar için yardım isteyebilirim. Open Subtitles حسنًا ، لكن لا تذهب بعيدًا لأنني سوف أحتاج لمساعدة مع السحّاب
    Ve düğünden sonra Uzaklara gidiyoruz. Open Subtitles وبعد الزواج ، سنرحل من هذا الفندق سنذهب بعيدًا
    Hâlihazırda alışık olduğum Rönesans koleksiyonu dışında Avrupa heykel ve süsleme sanatının neye benzediğini görmek için. TED لأرى شكل المنحوتات الأوروبية والزخارف الفنية، بعيدًا عن مجموعات عهد النهضة التي اعتدت عليها.
    Uzun süre kızından ayrı kalmak epey zor olsa gerek. Open Subtitles انه لامر صعب ان تبقى بعيدًا عن ابنتك لمدة طويله.
    Gazeteler beni içlerine çekemiyor bilhassa da beni bulunduğum zamandan alıp götüremiyorlar. Open Subtitles الجريدة لا تمتصّ اهتمامي بما يكفي وفوق كلّ شيء، لا يمكنها أن تأخذني بعيدًا عن الحاضر.
    Fakat türlerin ötesinde başka bir soru var: Her gün duyduğumuz sesler, yaptığımız müziği nasıl etkiliyor? TED لكن بعيدًا عن النوع الموسيقي، هناك سؤال آخر: كيف تؤثر الأصوات التي نسمعها كل يوم في الموسيقى التي نؤلفها؟
    Ve adını her yıldızın üzerine yazacağım, ve böylece dünya çok uzak görünmeyecek. TED وسأكتب اسمك على كل نجمة، وبتلك الطريقة فإن العالم لن يبدو بعيدًا جدًا.
    Kapkaranlık sana doğru anda yol veriyor, o duvardan uçup gidiyoruz ve güzel mavi bir gökyüzü ortaya çıkıyor. TED تفسحُ ظلمة الأسود الداكن الطريق في اللحظة المناسبة، نُطير بعيدًا ذلك الجدار، ونكشفُ عن السماء الزرقاء الجميلة.
    - Ama ona sahip olamıyorsanız, çekilin. Open Subtitles لكن إن لا تستطع أن تحصل عليها أنصرف بعيدًا كفى
    Rakamlar gerçekten şaşırtıcı ve o kadar uzağa bakmamız gerekmiyor. TED إن الأرقام صاعقة حقًا، ونحن حتى لسنا بحاجة للنظر بعيدًا.
    Ben çok gençken ve otobüs beklediğim zamanlar, otobüs benden 10 metre uzakta durduğunda şoförün ırkçı olduğundan emin oluyordum. TED عندما كنت صغيرة في السن وأنتظر الحافلة في المحطة ويتوقف بعيدًا عني بـ10 أمتار، كنت متأكدة من أن السائق عنصريًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more