"بغاية" - Translation from Arabic to Turkish

• dilerim
• gerçekten
• o kadar
• üzgünüm
• oldukça
• bu kadar

Çok özür dilerim. Ödeme yapmanız gerekmiyor.
أنا بغاية الأسف و بالتأكيد فلن آخذ منك أي أجرة

Bayım sadece bir hata yaptım. Çok özür dilerim.
سيدي، لقد ارتكبت غلطة وحسب أنا بغاية الأسف

Ben gerçekten senin gibi birini memnun etmekten çok mutlu olurum.
أنا بالحقيقة بغاية السعادة أنني سأرضي شخص مثلك

Bu arada, kolunuzdaki gerçekten de güzel bir saat Bay Bond.
بالمناسبة أنت تضع ساعة بغاية الجمال سيد, بوند

Bilmiyorum, dostum. Bazen her şey o kadar kolay olmuyor.
لا أعرف يا رجل أحياناً لا يبدو الوضع بغاية السهولة

Yüzbaşı, sizi beklettiğim için çok üzgünüm.
حسنٌ يا كابتن , أنا بغاية الأسف على جعلك تنتظر

Kullanması oldukça kolay olan bu güzel taşıma sistemine sahibiz, çünkü kendi kendine çalışıyor.
لدينا نظام تسليم جميل وهو بغاية السهولة للإستخدام لأنه يعمل من تلقاء نفسه.

Bu ikisi sabahın köründe nasıl bu kadar neşeli oluyorlar anlamıyorum.
لا أرف كيف هذان الاثنان يبدوان بغاية المرح في هذا الصباح

Bilmenizi isterim ki, özel hayatını ve senin de külotunu ihlal ettiğim için çok özür dilerim.
أريد فقط أن أقول، أنا بغاية الأسف أني انتهكتُ خصوصيّتكم.. وملابسكِ الداخلية

Saçmalama, düşünme bunları. Teddy, canın sıkkındı. Seni başımdan savmamalıydım, özür dilerim.
لا إنسى ذلكَ صديقي لقد كنتَ مستاءً وأنا أخطأتُ في مجادلتك، أنا بغاية الأسف

Özür dilerim anne. Bir daha olmayacak.
أنا بغاية الأسف، يا أمي لن يتكرر هذا الأمر مجدداً

gerçekten çok iğrenç olduğunu duydum. Ne yaptıklarını biliyor musun?
لقد سمعتُ أنهُ بغاية القرف أتعرفين مالذي يفعلونهُ هُنالِكَ؟

Arabana girip, kasetçalarını çaldıkları için gerçekten üzgünüm.
إني بغاية الأسف أن شخصًا إقتحم المكان وسرق شريطك.

Gitmeden önce, olanlar için gerçekten üzgün olduğumu söylemek istedim.
قبل أن تذهب أردت أن أخبرك بأني بغاية الأسف لما حدث

Ama durum değişti. o kadar cömert olamam.
لكن الوضع قد تغير فكما ترى لا يمكنني أن أكون بغاية الكرم

Arkadaşlarım o kadar mutlu ki kendilerini öldürüyorlar.
رفاقي بغاية السعادة لدرجة أنهم يقتلون أنفسهم.

Seni böyle acele ettirdiğim için üzgünüm ama yapmamız gereken çok önemli bir şey var.
أنا آسفة لإخراجك بسرعة، لكن لدينا أمر بغاية الأهمية علينا الإعتناء به

Yakışıklıdan da öte. oldukça nazik ve akıllı biri.
ليس ذلك فحسب بل هو بغاية الدماثة و الذكاء

oldukça basit. Fazla uzmanlaştıkça zayıflığın artar. Bu yavaşça ölmektir.
انها بغاية البساطه التخصص العالي وانت يولد الضعف انه الموت ببطئ

Her gün uyanıp aynı yatakta olduğumuza bu kadar sevinmek.
أن نستيقظ كل صباح متفاجئين أننا ما زلنا بغاية السعادة على نفس السرير