öfkeyle birkaç kez koltuğa yumruk attım ama o kadar. | Open Subtitles | تعلم، قمت بلكم المقعد مرتين بغضب كان هذا كل شيء |
O kolyeyi Katie'nin boynundan kim koparıp attıysa,... büyük bir öfkeyle yapmış. | Open Subtitles | ايا كان من انتزع القلادة عن كايتي فعل ذلك بغضب |
O cesurca, gözlerini kırpmadan, hatta hırçın, hatta şişesi boş olduğu zamanlarda öfke dolu. | TED | هي بجرأة, بشكل لايرف, بمشاكسة حتى بغضب حتى عندما فرغت قنينتها |
Ama eğer Ed'i, öfkesini bastırabilecek bir tür sihirli çözüme ikna edebilirsem inanacaktır ve daha az öfkeli hissedecektir. | Open Subtitles | لا لا لكن اذا استعطت اقناع اد ليأخذ بعض من الرصاصة السحرية لتكبح غضبه ويصدق هذا ويشعر بغضب اقل |
- Nasıl olacak ki? Çok kızgın. O hapse giremez Ellen. | Open Subtitles | انه يشعر بغضب عارم ، انها لا تستطيع الذهاب للسجن الين |
Ve dört yaratıktan biri yedi meleğe... sonsuzluklar boyunca yaşayan Tanrı"nın... öfkesiyle dolu yedi altın tas verdi." | Open Subtitles | احدى الوحوض الاربعة اعطت الى الملائكة السبعة سبعة قوارير ذهبية مليئة بغضب من الله التى سيظل الى ابد الابدين |
Ama savaşta kullanılan silahlar çok yeniydi ve şimdiye kadar birkaçı sadece kızgınlık anında ateşlenmişti. | Open Subtitles | لكن الأسلحة التي ذهب العالم للحرب بها كانت جديدة جداً.. والقليل منها كان قد أطلق نيرانه بغضب من قبل. |
Siz,ismini kirlettiğiniz tanrının gazabını ve lanetini hissedeceksiniz. | Open Subtitles | ستشعر بغضب ولعنة الله سبحانه وتعالى لتدنيسك الإيمان. |
Tabi söyler söylemez pişman oldum, öfkeyle söylemiş olduğumu biliyordum... | Open Subtitles | حالما قلت ذلك , بالطبع ندمت على ذلك, لأنني علمت لأنني تكلمت بغضب |
Organize değil, rastgele bir silah seçiyor, öfkeyle saldırıyor... ama ölümlerden sonra bir ritüel izleyecek kadar organize. | Open Subtitles | انه غير منظم يختار سلاح انتهازيا في مسرح جريمة يضرب بغضب و لكنه منظم بما فيه الكفاية كي يتبع طقسا بعد ان يقتل |
Seni vurması bizim parayı alamayacağımız anlamına geliyor ki bu da kısaca seni öfkeyle vuracağımız anlamına geliyor. | Open Subtitles | وإذا أطلق النار عليك ذلك يعني بأننا لن نتحصل على مالنا وهذا يعني في الأساس سنطلق عليك الرصاص بغضب |
Bazı entelektüeller ''Enlightenment Now'' kitabıma öfkeyle karşılık verdiler, öncelikle entelektüellerin ilerlemeden nefret ettiklerini iddia etmeme ve ikinci olarak ilerleme kaydedildiğini iddia etmeme. | TED | بعض المثقفين استجابوا بغضب في كتابي "التنوير الآن" بقولهم أولا كيف يدعي أن المثقفين يكرهون التقدم ثانيا، كيف يجرؤ أن يدعي أن هناك تقدم |
Bütün bildiğim, bu dünyada birbirimize ettiğimiz son sözlerin öfke dolu olduğu. | Open Subtitles | كل ما اعرفه هو ان كلماتنا الاخيره في هذا العالم يجب ان نقولها بغضب |
Onlar sadece birini öldürmeye çalıştı eğer düşünmüyor musunuz, l onlardan gelen bazı yoğun öfke hissettim olurdu? | Open Subtitles | ألا تعتقدين أنهم إذا كانوا قد حاولوا قتل شخص ما كنتُ قد شعرت بغضب شديد قادم من ناحيتهم ؟ |
Ve çok öfkeli bir biçimde onu kullanmaya başladı kontrol edilemez bir hızla. | Open Subtitles | ثم بدأ يجدّف بغضب غضب من النوع الغير قابل للتحكم |
kızgın, kör adamlar kavga ederken yapacağımız en iyi şey aralarından çekilmektir. | Open Subtitles | عندما تقاتل بغضب .. رجالاً كفيفين من الأفضل أن تبقى بعيداً عن طريقهم |
Kahretsin, sizi sürtükler. Oğlumun öfkesini hissedin! | Open Subtitles | الآن أيتها العاهرات ستشعرون بغضب إبني أقتلوهم |
Ve dört yaratıktan biri yedi meleğe... sonsuzluklar boyunca yaşayan Tanrı'nın... öfkesiyle dolu yedi altın tas verdi." | Open Subtitles | احدى الوحوض الاربعة اعطت الى الملائكة السبعة سبعة قوارير ذهبية مليئة بغضب من الله التى سيظل الى ابد الابدين |
Yarın binlerce insan kızgınlık ve çaresizlikle soracak: | Open Subtitles | :غدا سيسأل الآلاف بغضب و يأس |
Bu gece geldiğin ve babamın gazabını göze aldığın ve Nate Archibald'ı yumrukladığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لمجيئك الليلة المخاطرة بغضب والدي (ولكم (نايت أرشبلد |
Kek tepsisini gereksiz bir sinirle sarsıyorsun. | Open Subtitles | انتِ بغضب تلمين فتات الكعك |
O psikiyatrı görünce çok sinirlendim. | Open Subtitles | وعندما رأيت تلك الأخصائية شعرت بغضب شديد |
Bay McNamara sinir yönetimi kursunu tamamlayana kadar ya da,.. | Open Subtitles | حتى يُكملْ السّيدَ مكنمارا فصل بغضب إدارة، |
Çünkü eğer dinlemezsen büyük öfkesi ile sizi cezalandıracak! | Open Subtitles | لأنّك إن لم تصغِ لما أقوله، فسينتقم بغضب عظيم! |
Gözü dönmüş bir şekilde bu çekişmemizden zevk alıyorum. | Open Subtitles | أنا أستمتع بغضب بوجود من يتحداني |