Otoyol hızlanma şeridine yakın binaya bitişik park yeri bulunmalı. | Open Subtitles | ساحات توقف مرفقة مواقع بقرب الطرق السريعة على أرصفة محاذية |
Omar'ın amacı biyografi konusunda sizlerle çok yakın olarak çalışmak. | Open Subtitles | أن عمر ينوي أن يعمل بقرب شديد منكم على السيرة |
O vahşi salakları, uyuduğumuz odanın yanında tutmamız gerektiği nerede yazıyor? | Open Subtitles | و يقول يجب أن نبقي أولئك الأموات بقرب مكان نومنا ؟ |
DH: Bir saniye Barry, hala ayağımın yanında duran bir labut var. | TED | دان هولزمان : انتظر ما زال هناك واحدة هنا بقرب قدمي |
- Sizden birinin yakınında olmamm bile çılgınlık. - Bırak bunu halledeyim. | Open Subtitles | ـ من الجنون أن أكون بقرب أي منكم ـ دعني أسوي الأمر |
Ve evrendeki bir çok yer, evrendeki sıradan bir yer, hiç bir galaksinin yakınlarında bulunmaz. | TED | ومعظم الأماكن في الكون، مكان تقليدي في الكون،.. ليس بقرب أي مجرات. |
Hayatım, adam şömünenin yanındaki masada oturuyor ki... en iyi masa orası... ve sırf bana gıcıklığına orada oturuyor. | Open Subtitles | عزيزتي , إنه يجلس في الطاولة التي بقرب المدفأة أفضل طاولة في المكان وهو يعرف ذلك, لكي يستفزني فقط |
Neden benzin istasyonları daima diğer istasyonlarının tam yanına yapılır? | TED | لماذا تبنى محطات الوقود بقرب بعضها البعض ؟ |
Bu iki dünya, biraz daha birbirine yakın hareket etmeye başladı. | Open Subtitles | بدأ هذين العالمين بالتحرك أكثر بقرب بعضهما ، والسبب في ذلك |
Denizaltıya yakın kalırsak, tespit edilmeyebiliriz. Başka bir büyük yaratık gibi görünebiliriz. | Open Subtitles | إن بقينا بقرب الغواصة، فلربما لا يلاحظنا لربما نبدو كمخلوق كبير آخر |
Nüfusa yakın neresi olursa olsun, 10 milyon yaşam demek bu. | Open Subtitles | أيّ مكان بقرب منطقة مأهولة بالسكّان، ستكون الخسارة 10 ملايين نسمة. |
En yakın tahminle, arabanın yanında arka tarafta gizlice onu bekliyordu. | Open Subtitles | بقرب ما نفهم الأمر كأنه كان راقد في صندوق سيارتها |
Ve sık kullanılan bir su kaynağının yanında, açık arazide oturup... | Open Subtitles | كي تجلس في الهواء الطلق، بقرب منبع للمياه تستعمله كل الحيوانات... |
Benim için önemli olan şey, her zaman onun yanında olmak. | Open Subtitles | أعتقد وجودي أكثر أهميّة لكي أكون بقرب هذا الرجل |
Geleneksel katı karşılıklarının aksine yumuşak robotlar insanların yakınında güvenle çalışıp evde bize yardımcı olur. | TED | على عكس الروبوتاتِ الثقيلة التقليدية، تستطيع الروبوتاتُ اللينة، الشبيهة بالبشر، أن تعمل بأمانٍ بقرب الناس |
Joong Won'un yakınında olmanı istememin nedeni bu fotoğraftı. | Open Subtitles | سبب ابقائك بقرب جونغ ون هو بسبب هذه الصورة |
Cesedi çok kısa zamanda bulunacak. Su yakınlarında bir yerde. | Open Subtitles | سيتم إكتشاف جثتها قريباً إنها بقرب المياه |
100 inçlik bir teleskopla Los Angeles'in yanındaki Wilson dağında. | Open Subtitles | حجم 100 بوصه الواقع في جبل ويلسون بقرب لوس انجلوس |
Böylece uzaklaşmış. Birkaç dakika sonra yunus yeniden teknenin yanına gelmiş. | TED | اذا ابعتد عن الدلفين ولكن بعد عدة دقائق وجده بقرب قاربه مرة اخرى |
Nehir kenarında hatiplerin kutsal kitapları halka okudukları bir yer yok muydu? | Open Subtitles | أليس هناك مكاناً بقرب النهر حيث يتلو الرجال من الكتب المقدسة؟ |
Bu bir uyarı. Bir daha şirketimin ve kadınımın etrafında dolanma. | Open Subtitles | ، انا احذرك لكن لا تأتي بقرب شركتي او امرأتي مجدداً |
Evimin yakınındaki sağlık klübünde notunuzu gördüm... ve size kendimden biraz bahsetmek istedim. | Open Subtitles | رأيت منشوركم في النادي الصحي بقرب منزلي وقررت أن أكتب لكم وأخبركم قليلا عن نفسي |
İlk önce bağış toplama partinize gelmemi istiyorsunuz ama şimdi de bağışçılarınızın yakınına dâhi yaklaşmamamı istiyorsunuz. | Open Subtitles | بالأول تقول أنك تريد حضوري بحفل جمع الأموال لكن الآن تقول لي أنك لاتريدني أن أذهب لأي مكان بقرب المتبرعين |
42 yarda çizgisinin yanından dışarı çıktı. | Open Subtitles | إنها تخرج عن الحدود بقرب الخط الإثنان والأربعون للساحة. |
- Hayır, inan bana, çığlık çığlığa turistlerin arasında olmak istemez. | Open Subtitles | انه لايريد ان يكون بقرب مجموعة من السائحين الذين يستمرون بالصراخ |
Ne zaman bir kız daha Elmira civarında ortaya çıksa hep kontrol etmeye gittim. | Open Subtitles | عندما اسمع عن فتاة مقتولة بقرب من الميرا اذهب الى موقع الجريمة, |
Great Barrier kayalığının yakınlarındaki tüple dalış teknesinin orada evlendik. | Open Subtitles | تزوّجنا على قارب غوص بقرب الحيد المرجاني العظيم. |