"بلاستيكي" - Translation from Arabic to Turkish

    • plastik
        
    • naylon
        
    • estetik
        
    • naylonla
        
    • streç
        
    • palastik
        
    plastik köpük bir tabaktan bir parça brokoli alırken çatalı tabağa geçirmeden çatal kullanmak beyin ameliyatı kadar zor olacaktır. TED و عند استخدام شوكة لالتقاط قطعة بروكلي من صحن بلاستيكي من دون خرق الشوكة للصحن سيكون الامر صعبا كجراحة الدماغ
    Ağzı sıkıca kapanan büyük bir plastik poşet alarak işleme başlıyoruz. Open Subtitles الآن .. أنت تريد البدء مع كيس بلاستيكي كبير ذاتي الغلق
    Bugün hakkında konuşacağım son malzeme ise plastik. Ve tabii ki, tost makinemin plastik bir kutusunun olması lazımdı. TED وآخر عنصر اريد التحدث عنه اليوم هو البلاستيك وطبعاً يتوجب ان تغلف محمصة الخبز الكهربائية بغلاف بلاستيكي
    Bir anda enerjiyi camınıza yapıştırabileceğiniz plastik bir yüzey üzerinde elektrona çevirdiniz. TED فجأة نكون حولنا الطاقة إلى إلكترون على سطح بلاستيكي يمكنكم لصقه على نافذتكم.
    Şu anda ne olduğunu biliyor musun? Çok garip bir rüya gördüm. naylon torbayla boğulup öldürülüyordum. Open Subtitles راودني أغرب الأحلام على الإطلاق كنت أختنق حتى الموت بكيس بلاستيكي
    Bir şişeyi ya da sandalyeyi veya herhangi plastik bir ürünü alsam ve ona birkaç enzim eklesem parçalara ayrılırlar, orijinal moleküllerine ayrışırlar. TED آخذ قنينة أو كرسي أو أي منتج بلاستيكي آخر، وأضعه مع بعض الإنزيمات، فإنها تفصله، وتعيده إلى جزيئاته الأصلية.
    Çok az bakım gerektiriyor, tasarımda çok daha fazla esneklik sunuyor, ve tek isteği plastik bir tüpte taşınmak. TED وهي بحاجة للقليل للبقاء على قيد الحياة، وتقدم ليونة أكبر في تصميمها ولا تتطلب سوى أن توضع بأنبوب بلاستيكي صغير
    Bunlar suyu plastik bulamacına dönüştürüp pisleten yerler. TED مناطق حيث تحول الملوثات فيها المياه إلى حساء بلاستيكي قاتم
    Hadley ailesininki: Tüm çatal bıçak takımı yeşil plastik bir kutu içinde TED وبالملاحظة إلى ما في عائلة هادليس: وجدنا أن لديهم كل هذه الأدوات في صندوق بلاستيكي أخضر.
    Ve bu tanımla, biz kırılgan bir şey hayal ediyoruz, kolaylıkla yok edilebilir bir şey, yırtılabilir bir şey, plastik kaplama kağıdı gibi bir şey. TED وبهذا، نتخيل شيئًا هشًّا، شيئًا يسهل تخريبه، شيئًا يمكنك تمزيقه، ربما كغلاف بلاستيكي.
    Vidaları plastik bir torbaya koyacağım. Yoksa onları kaybedeceksin. Open Subtitles سأضع المسامير في كيس بلاستيكي أن ستضيعهم فقط
    Pek çok insan iglu olduğunu sanıyor, oysaki plastik bir bölmeden ibaret. Open Subtitles الكثيرون يعتقدون أنها غرفة، ولكنها مجرد عازل بلاستيكي
    plastik bir tabakta yalnız başınıza... ölü ve orta kırmızılıkta... birer sosis olacaksınız... Open Subtitles بينما ستصبحين أنت لحم نقانق وحيدة على صحن بلاستيكي مثير للشفقة ميتة ونصف مطهوة
    Ve seni de ya cam kavanoza ya da plastik çantaya koyarlar. Open Subtitles وسينتهى أمرك إما في جرّة زجاجية أو في كيس بلاستيكي
    Dişmacunu plastik patlayıcı... ve diş fırçasıda fünye. Open Subtitles معجون الأسنان هو متفجر بلاستيكي و فرشاة الأسنان هي جهاز التفجير
    Üzerindeki sadece bal ama üzerini plastik ile sararsan, farklı bir durum olur. Open Subtitles حسناً, العسل لوحده هو عسل فحسب لكن... عندما تضيفين لف بلاستيكي فالحالة مختلفة
    plastik kupa verin eline, derslere tekrar girmeye başlar. Open Subtitles ابحثوا له عن كوب بلاستيكي و يكون الفصل له ثانيةً
    Bugün buraya plastik Cerrahi ile alakalı yeni ve heyecan verici gelişmeleri anlatmak için geldi. Open Subtitles كما ممرضة قالَ، أَنا الدّكتورُ شون مكنمارا وأَنا جرّاح بلاستيكي.
    Ve, bir plastik cerrahla konuşmak çok iyi olabilir. Open Subtitles , و، سيكون أمراً بارد الكَلام مع جرّاح بلاستيكي.
    naylon torbayla boğulup öldürüldün. Open Subtitles لقد تم خنقكِ حتى الموت فعلاً بواسطة كيس بلاستيكي
    Silikonlardaki seri numaraları sadece bir estetik cerrah bilebilir. Open Subtitles فقط جرّاح بلاستيكي يَعْرفُ حول أرقامِ التسلسل على يَزْرعُ.
    Yerleri naylonla kapladım öldürmek için çekiçle vurdum. Open Subtitles وقمت بتغطية الأرضية بغطاء بلاستيكي وقمت بضربهما بالمطرقة حتى الموت، لقد ماتا
    Bu Nikki'yi öldürmekte kullandığın streç filmin kutusunu açmak için yırtılmış karton şerit. Open Subtitles هذا شريط ممزقة من غلاف صندومق بلاستيكي إستعملته لقتلها
    İlk başta palastik bir levhanın altında kaldık. Open Subtitles في البداية ، عشنا تحت لوح بلاستيكي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more