Tanrının unuttuğu bir yerdeki küçük hoş, kış hasadının parasıyla dolu bir banka. | Open Subtitles | بنك مزارعين جميل وصغير فى نهاية الا وجود اين يحتفظوا بمال حصاد الشتاء |
Sonunda fidye parasıyla geldi ve ben artık buzdolabında yaşamıyorum. | Open Subtitles | لكنّه ظهر لي بمال فدية، ولا تريني أعيش في ثلّاجة. |
Son iki yılda, Stumai ona yol parası, hijyenik ped, sabun için maddi yardımda bulundu ve devam etmesi için teşvik etti. | TED | في العامين الماضيين، ساعدتها ستوماي بمال لأجرة الحافلة، للفوط الصحية والصابون وشجعتها أن تستمر. |
parayı kontrol et Eddie. Sahip olmadığı parayla bahis oynamakla meşhurdur. | Open Subtitles | تأكد برؤيتك للمال يا ايدي فهو مشهور بالمراهنة بمال لا يملكه |
Bir fotoğraf makinesi alayım diye biraz Para kazanmak istiyordum. | Open Subtitles | أردت أن أطرد لأشتري كاميرا بمال تعويض الصرف من الخدمة |
Git de bana borcu olmayan birini soy. | Open Subtitles | اختاري احدا تسرقي محفظته ولا يدين لي بمال |
Sigorta parasıyla delice bir şey yapmaya gitmedin, değil mi? | Open Subtitles | أمي، لم تفعلي شيئا جنونيا بمال التأمين، أليس كذلك؟ |
Kocasının parasıyla ünlü olmuş sosyetik ev sahibemiz aynı zamanda Tina Brown 'ın yakın bir dostuydu. | Open Subtitles | مضيفة حفلات من القسم العلوي مشهورة بمال زوجها |
Babamın parasıyla. Yarısı benim ve onu satıyorum. | Open Subtitles | بمال أبي لذا ، سأحصل على النصف ، وسأبيعه |
Ödemeyi eşkıya parasıyla yapmaya nasıl cesaret ediyorsun? | Open Subtitles | كيف تجرؤين على دفع إكرامياتهم بمال قاطع طريق؟ |
Karısını dövüyor, kira parasıyla kumar oynuyormuş. | Open Subtitles | أنه كان بغيضاً كان يضرب زوجته ويقامر بمال الإيجار |
Ve senden de tam olarak istediğim Carol Grady'nin aşırı hasar sigortası parasıyla ne yaptığını bulman. | Open Subtitles | و اريدك أن تعلمي بالضبط ماذا فعلت كارول غرادي بمال التأمين الفائض, حسناً؟ |
Yani o tazminat parası ile iyi bir şey yapman gerek diyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعتقد بأني يجب أن أفعل الخير بمال التعويض هذا , أليس كذلك؟ |
Çünkü şirket parası için kendine yardım ediyor olacaksın. | Open Subtitles | لأنك كنتِ تساعدين نفسك بمال الشركة لبعض الوقت |
Piyango parası üzerinden ne yapabilirsin ki. | Open Subtitles | تُوجد الكثير من القيود على ما يُمكنك القيام به بمال اليانصيب. |
Kazadan sonra ben de sigortadan gelen parayla hayatımı yaşarım! | Open Subtitles | دعني أغير حياتي بمال التأمين الذي سأحصل عليه بعد الحادث |
Evet, ama, anne, bu kartları gerçek parayla ödemen gerektiğinin farkındasın değil mi? | Open Subtitles | أجل لكن أمي، انت تدركين أنه عليك أن توفي هذه بمال حقيقي، صحيح؟ |
Balo biletiyle mi? Buranın Güney'in en iyi tesisi olduğunu öğrenen insanların harcayacakları parayla. | Open Subtitles | بمال الناس سنصرفها عندما يعلمون .بإنه منتجع رائع |
Yüksekten alıp düşünce satarak Para kazanamazsın. | Open Subtitles | لن يأتى هذا بمالك تبتاع بمال كثير و تبيع بمال قليل |
Eğer sana borcu olsaydı, sen de onu kovalardın. | Open Subtitles | هل تعلم كيف ؟ سوف اخبرك ؟ لو كان احدهم مدين لك بمال سوف تطارده انت ايضا |
İnsanların işyerlerini kurtarabilecek paralarla kıçını siliyor. | Open Subtitles | يمسح قضيبه بمال يمكن أن ينقذ عمل أشخاصٍ ما |
İlk nafakamı, bira paramla karıştırdığım paradan ödüyorum. | Open Subtitles | نفقتي، الاولى , تأتي مِنْ المالِ وتمتزج بمال البيرة خاصتي |
Ya da indirimli fiyata nakit olarak bazı şekerlemeler almıştır. | Open Subtitles | أو شراء بعض البضائع بأسعار مساومة بمال في الحقيبة |
Yani bana borcun falan olsaydı sana iş verebilirdim. | Open Subtitles | أعني إذا تدينينني بمال أو شيء ما قد أريد إعطائك عمل سيحتاجون إمرأة هناك |
Emeklilik paranla bir dükkan açsan bir de eş bulup mutlu olsan! | Open Subtitles | افتتح مقهى بمال التقاعد بعدها اعثر على زوجة وعش بسعادة! |