Bulaştırma olasılığı olduğu için o kapıyı kimseye açamam. | Open Subtitles | و الآن بما أنّه يذرف فيما حوله، فلا يمكنني فتح الباب لأيّ شخص |
Kişisel olduğu için sözlü soru olmaz sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتُ بما أنّه شيئ شخصي، لن تكون هناك أسئلة إختبارية بشأنه. |
Biliyorum, biliyorum, sen emekli bir hızlısın artık ve bugün doğum günün olduğu için tartışmayacağız. | Open Subtitles | أعلمُ أنّكَ متقاعد و بما أنّه عيد مولدكَ , فلن نتجادل |
Yaşayan bir varlık olduğu için netlik adına bir isim vermek iyi olur dedim. | Open Subtitles | بما أنّه كائنٌ حيّ، رأيتُ أنّه ربّما علينا أن نطلقَ عليه اسماً للتوضيح. |
Hem çok güçlü olduğu için dördümüz birden dövüşmezsek onu yenemeyiz. | Open Subtitles | بما أنّه خصمٌ خطير. نحن لن نربح ما لم نوحد كل قوتنا. |
Noel olduğu ve paraya ihtiyacım olduğu için bunu yapacağım. | Open Subtitles | بما أنّه عيد الميلاد ، وأنا بحاجة لتلك النقود سأقبل بذلك |
Seçim esnasında olduğu için dakika dakika kaydı var. | Open Subtitles | بما أنّه كان وسط الإنتخابات، فهناك تسجيل دقيقة بدقيقة لجدولي |
Artik teknik olarak benim olduğu için, mekani geliştiriyorum. | Open Subtitles | أقوم بترقية المنزل بما أنّه منزلي الآن، تقنيّا |
Ve bu senin hatan olduğu için benimle gelip izlemek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | و بما أنّه خطؤك سترافقينني و تشاهدين |
Hayır ama benim bilgisayarım olduğundan, zorla elimden alıp paraya ihtiyacı olduğu için satacağını düşündüm. | Open Subtitles | كلاّ، لكن بما أنّه حاسوبي المحمول، فتوقعتُ أنّه مُجرّد كلام فارغ، أنّه يُريدني أن أتخلى عنه حتى يتمكّن من بيعه لجمع ماله. |
Kendisi silahlı ve tehlikeli olduğu için halka, Melly'ye yaklaşmama uyarısı yapıldı. | Open Subtitles | نحذّر الناس من الاقتراب من "ميلي" بما أنّه مسلّح وخطير. |
Kusura bakma, şimdi Bayan Blanchard'ın avukatı olduğu için bu işin içinde o da vardır diye düşündüm. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}(آسف، اعتقدتُ أنّ السيّد (غولد مشتركٌ بها بما أنّه محامي الآنسة (بلانشيرد). |