Hareket etmek canımı acıtıyordu. Aynı, Şu an hissettiklerim gibi. | Open Subtitles | إنه صعب جداً أن اتحرك وهذا ما اشعر به الآن |
Şu an ki tek görüntün suratında yumurta varmış gibi. | Open Subtitles | المظهر الوحيد التي ستظهري به الآن هو هذا المظهر المحرج |
Şimdi sadece bunlardan birkaçına odaklanacağım ve yangınla başlayalım, çünkü sanırım yangın muhtemelen Şu anda hepinizin hakkında düşündüğü ilk şey. | TED | سوف أركز فقط على بعضها، ولنبدأ بالحريق، لأنني أعتقد أن الحريق والذي من المحتمل أن يكون أول شيء تفكرون به الآن. |
Benim bedenim Şu anda deneyimlediğin durumu asla tadamayacağı için seni kıskanıyorum. | Open Subtitles | أنا أحسدك لأن جسمي لا يمكنه تجربة ما تمرين به الآن مرحباً. |
- O zaman sonra yerine, Onu şimdi haklarız. Kuyuya indiğinde, onu da havaya uçururuz. | Open Subtitles | إذاَ نطيح به الآن بدلاَ من لاحقاَ حين يدخل ذلك المنجم سننسفه |
Onu aramak zorundayız. Onu hemen aramak zorundayız yoksa gizlemeye çalıştığımızı söyleyecektir. | Open Subtitles | يجب ان تتصل به الآن او ستحاكم لتكتمك على الموضوع |
Eğer Şimdi onu yakalamazsak, bundan sonra bu fırsatı asla bulamayız. | Open Subtitles | . إذا لم نلحق به الآن ، فلا نستطيع اللحاق به ثانية |
Dürüst olmak gerekirse, Şu an tutunmaya çalıştığım tek şey ilk göğsüm. | Open Subtitles | بصدق، الشيء الوحيد الذي أحاول التمسك به الآن هو قوام امرأة ما |
Ne yazık ki Şu an hissettiğim tek şey yorgunluk ve açlık. | Open Subtitles | ولسوء الحظ الشيء الوحيد الذي أشعر به الآن هو التعب و الجوع. |
Her dijital dönüm noktası, Şu an her ne yapıyorsanız bırakıp başka bir yere gitmeniz veya başka bir şey yapmanız için bir davettir. | TED | كل معلم مميز رقمي و دعوة لترك ما تقوم به الآن و الذهاب إلى مكان آخر وتفعل شيئا آخر. |
Beş yıl önce bunu yapmak imkânsız görülebilirdi. Şu an yolsuzluk olmadan verimli bir şekilde yapabiliyoruz. | TED | منذ 5 سنوات كان هذا الأمر يبدو مستحيلا لكننا نقوم به الآن بشكل فعال وبدون أي مشاكل. |
Şu an yaptığım gibi daha istemli seslere kıyasla istemsiz sesler daha eski bir sistemin parçası. | TED | النطق اللاإرادي هو جزء من نظام قديم مقارنة بنظام النطق الإرادي مثل الكلام و الذي أقوم به الآن. |
Pekala, Şu anda yaptığım şey, siz ikinizi taahhütlerinizi ödemeniz koşuluyla özgür bırakmak. | Open Subtitles | حسناً، ما أقوم به الآن هو على تعهدكما الشخصي . على وعدكما الشخصي |
Ama eğer onu Şu anda yediğin bokların içine sürüklersen... durum değişir. | Open Subtitles | لكنك سحبتها للأسفل لأي من الهراء الذي تمضي به الآن قصة مختلفة |
Şu anda ödemek istediğim tek bedel sana önem vermek. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي اريده هو الإهتمام به الآن هو أنتِ |
Şu anda hissetiklerimi tamınlamaya yeterli sözcüklere sahip olduğumdan emin değilim. | Open Subtitles | لست واثقة إن كان هناك كلمات لوصف ما أشعر به الآن |
Onu şimdi yakalamak istiyorum. | Open Subtitles | نعم، حسنا، أريد الإمساك به الآن. |
Evet, Onu şimdi arıyorum. | Open Subtitles | نعم ، سأتصل به الآن. |
Lanet salaklar. Skyrocket'imi alıp Onu hemen aramalıyım. | Open Subtitles | أيّها الغبي اللعين، يجب أن آخذ هاتفي بسرعة وأتصل به الآن. |
Şimdi onu arayacağım ve Houston'a gitmeyeceğimi söyleyeceğim. | Open Subtitles | انا سأعاود الاتصال به الآن و سأخبرُه بأني لن اذهب إلى "هوستن" |
Şuan hissettiğin acı en kötüsü değil. | Open Subtitles | الأذى الذي أنت تشعر به الآن ليس الألم الأسوأ |
Ama şimdi de acaba aksine çok yavaş gidip onu sinirlendirdim mi diyorum. | Open Subtitles | بالرغم من أنني أفكّر به الآن ولكن التمهّل قد يجعلها غاضبة منّي |
Onunla şimdi ilgilenmelisin. | Open Subtitles | يجب عليكي الاعتناء به الآن |
şimdi yapmak istediğim şey bu koleksiyondan bazı sırları sizinle paylaşmak, şununla başlayalım. | TED | ما أود القيام به الآن هو مشاركتكم حفنة من الأسرار المميزة من تلك المجموعة، بدء بهذه. |